Çalmak Nedir

Çalmak Nedir ? Çalmak Ne demek ?

1-)Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak:"Fevkalade zekidir; iyi dans eder, piyano çalar, tenis oynar, ata biner, avcıdır, kayakçıdır." R. H. Karay dımbırdatmak almak götürmek üflemek Üzerine sürmek Ses çıkarmak, ses vermek Bozmak, zarar vermek Yoğurt yapmak için sütü mayalamak, katıp karıştırmak Boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak Terayağı saklamak için kullanılan tahtadan küçük yayık Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak Benzemek, andırmak Oymak, kalemle işlemek Kumaşın bir parçasını kesmek Atmak, çarpmak, vurmak Yoğurt yapmak için sütü mayalamak, katıp karıştırmak:"Ana, inek sağar; yoğurt çalar, yayık vurur." T. Buğra. Üzerine sürmek Ses çıkarmak, ses vermek:"Hafif hafif ıslıklar çalan sesi eski keskinliğini kaybetmiştir." R. N. Güntekin Vurarak veya sürterek ses çıkartmak:"Bir yandan mızıka istiklal havasını çalıyordu." R. E. Ünaydın Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak:"İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı." F. R. Atay Bozmak, zarar vermek:"Acı patlıcanı kırağı çalmaz." Atasözü Madeni oymak, kalemle işlemek Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak Zamanı boşa harcatmak, ziyan edilmesine yol açmak Benzemek, andırmak:"Geniş alınlı, kırmızıya çalar, kahverengi saçlı, altın dişli tuhaf bir delikanlı gülümsedi." S. F. Abasıyanık Süpürmek, temizlemek Vurarak veya sürterek ses çıkartmak Çalınmış Kakmalı olmayan, kalemle işlenmiş Kibrit Hırsızlık, sirkat Çalmak işi Yumurta sarısı katılarak belli kıvamda özel olarak hazırlanan az katı haldeki pekmez Başa sarılan sarık Altın sarısı renginde ve bulamadan daha az kıvamlı olan pekmez Kalemle oyularak işlenmiş Kadınların alınlarına bağladıkları ince eşarp Pekmezin koyusu Maden üzerine yapılmış oyma, işleme


2-)Başkasının malını gizlice almak, hırsızlık etmek, aşırmak
Örnek:İngiliz cephesinden at kaçırıp bize satan bedeviler dönüşlerinde bizim atlarımızı çalıp İngilizlere satarlardı. F. R. Atay


3-)Vurarak veya sürterek ses çıkartmak
Örnek:Bir yandan mızıka istiklal havasını çalıyordu. R. E. Ünaydın


4-)Bir müziği dinlemeyi sağlayan aleti çalıştırmak
Örnek:Fevkalade zekidir; iyi dans eder, piyano çalar, tenis oynar, ata biner, avcıdır, kayakçıdır. R. H. Karay


5-)Ses çıkarmak, ses vermek
Örnek:Hafif hafif ıslıklar çalan sesi eski keskinliğini kaybetmiştir. R. N. Güntekin


6-)Atmak, çarpmak, vurmak.


7-)Yoğurt yapmak için sütü mayalamak, katıp karıştırmak
Örnek:Ana, inek sağar; yoğurt çalar, yayık vurur. T. Buğra


8-)Üzerine sürmek.


9-)Bozmak, zarar vermek
Örnek:Acı patlıcanı kırağı çalmaz. Atasözü


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Chime.
İngilizcesi İngilizce
Peal.
İngilizcesi İngilizce
Beat.
İngilizcesi İngilizce
Rustle.
İngilizcesi İngilizce
Rap.
İngilizcesi İngilizce
Play, render, finger.
İngilizcesi İngilizce
Verge on, verge into, verge.
İngilizcesi İngilizce
Beat out.
İngilizcesi İngilizce
Twang.
İngilizcesi İngilizce
Tend.
İngilizcesi İngilizce
Steal.
İngilizcesi İngilizce
Blow.
İngilizcesi İngilizce
Lift.
İngilizcesi İngilizce
Walk away with.
İngilizcesi İngilizce
Thieve.
İngilizcesi İngilizce
Knock off.
İngilizcesi İngilizce
Knock.
İngilizcesi İngilizce
Abstract.
İngilizcesi İngilizce
Adopt.
İngilizcesi İngilizce
Crib.
İngilizcesi İngilizce
Defalcate.
İngilizcesi İngilizce
Filch.
İngilizcesi İngilizce
Grind.
İngilizcesi İngilizce
Grind out.
İngilizcesi İngilizce
Heist.
İngilizcesi İngilizce
Hijack.
İngilizcesi İngilizce
Hoist.
İngilizcesi İngilizce
Hook.
İngilizcesi İngilizce
Hoot.
İngilizcesi İngilizce
İncline.
İngilizcesi İngilizce
Jangle.
İngilizcesi İngilizce
Jingle.
İngilizcesi İngilizce
Knelt.
İngilizcesi İngilizce
Mooch.
İngilizcesi İngilizce
Nick.
İngilizcesi İngilizce
Nobble.
İngilizcesi İngilizce
Make off with.
İngilizcesi İngilizce
Pilfer.
İngilizcesi İngilizce
Pinch.
İngilizcesi İngilizce
Appropriate.
İngilizcesi İngilizce
Embezzle.
İngilizcesi İngilizce
Execute.
İngilizcesi İngilizce
Ring.
İngilizcesi İngilizce
Slap.
İngilizcesi İngilizce
Strike.
İngilizcesi İngilizce
Swipe.
İngilizcesi İngilizce
To steal.
İngilizcesi İngilizce
To run away with sth.
İngilizcesi İngilizce
To rip sth off.
İngilizcesi İngilizce
To knock sth off.
İngilizcesi İngilizce
To strike.
İngilizcesi İngilizce
To ring.
İngilizcesi İngilizce
To sound.
İngilizcesi İngilizce
To chime.
İngilizcesi İngilizce
To peal.
İngilizcesi İngilizce
To play.
İngilizcesi İngilizce
To execute.
İngilizcesi İngilizce
To knock.
İngilizcesi İngilizce
To blow.
İngilizcesi İngilizce
To border on.
İngilizcesi İngilizce
To verge on.
İngilizcesi İngilizce
To smear.
İngilizcesi İngilizce
To spread.
İngilizcesi İngilizce
To add.
İngilizcesi İngilizce
To mix into.
İngilizcesi İngilizce
To hit.
İngilizcesi İngilizce
To mix in.
İngilizcesi İngilizce
To make.
İngilizcesi İngilizce
To taste of.
İngilizcesi İngilizce
To tend to resemble.
İngilizcesi İngilizce
Finger.
İngilizcesi İngilizce
Nail.
İngilizcesi İngilizce
Pick.
İngilizcesi İngilizce
To commit plagiarism.
İngilizcesi İngilizce
Prig.
İngilizcesi İngilizce
Purloin.

  • Güvenlik uzmanları Çin’in, gizli sırları Çalmak ve Çin yönetimini eleştirenlerin gözünü korkutmak amacıyla geniş çaplı siber casusluk operasyonları yürüttüğünü belirtiyor.
  • Güvenlik uzmanları, Çin’in gizli sırları Çalmak ve Çin yönetimini eleştirenlerin gözünü korkutmak amacıyla geniş çaplı siber casusluk operasyonları yürüttüğünü iddia ediyor.

Sizde içinde Çalmak kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Çalmak kelimesi anlamı 37 defa okunmuştur. [186165] Çalmak kelime anlamı, Çalmak nedir, Çalmak ne demek, Çalmak sözlük anlamı

Paylaş