Ihtıkar Nedir

Ihtıkar Nedir ? Ihtıkar Ne demek ?

1-)İHTİKÂR



İhtikar, hakr kökünden iftial vezninde bir mastardır. Biriktirmek, hapsetmek, bir şeyi fiyatı yükselsin diye bekletmek ve tedavülden alıkoymak, karaborsacılık yapmak. İnsan ve hayvanların temel gıda maddelerini, satış bedelleri yükselsin diye saklamak anlamında bir fıkıh terimi. Hanefilere göre ihtikar, bir gıda maddesini satın alarak, fiyatların yükselmesini sağlamak amacıyla saklamaktır. Şafiiler bu tarife, "darlıktan yararlanarak yüksek fiyatla satmak"; Malikiler ise "depolanan malı piyasayı karıştırarak yüksek karla satmaya çalışmak" ilavesini yapmışlardır (el-Kasani, Bedayiu's-Sanayi', V, 129; el-Meydani, el-Lübab, IV, 166; el-Baci, el-Münteka Şerhu'l-Muvatta', V, 15; İbn Mace, Ticarat, 6).

Bu tariflerin birleştiği ortak nitelik şudur: İhtikar; bir şeyi pahalanmasını bekleyerek alıkoymaktır. Böylece karaborsacılık, fiyatların sun'i olarak yükselmesine ve normal piyasa fiyatının üzerine çıkmasına neden olur. Temel ihtiyaç maddelerinin fiyatları suni olarak yükselirse, halk bundan zarar görür.

Kur'an-ı Kerim'de Musa peygamber'in kavminden olan Karun'un zenginliğinden söz edilir. Hazinelerinin anahtarlarını bile bir grup insan güçlükle taşıyabiliyordu. Ancak Karun, bu servetini ve ekonomik imkanlarını zulüm aracı yaptığı için kınanır. O, karaborsacılığın, mali ve ekonomik zulmün bir sembolü olmuştur (bk.el-Kasas, 28/78, 83; M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, V, 37, 55).

Hz. Peygamber de çeşitli hadislerinde karaborsacılığı yasaklamıştır:"Uzak yerden mal getiren (calib) rızıklanmış; karaborsacı ise lanetlenmiştir" (İbn Mace, Ticarat, 12; Abdurrazzak, el-Musannef, VIII, 204). "Bir kimse müslümanların yiyeceğini depolar ve onları piyasaya sürmezse, Allahü Teala onu cüzzam hastalığı ve iflasla karşı karşıya getirir" (İbn Mace, Ticarat, 6; Darimi, Büyu', 12). "Karaborsacı ne kötü bir kuldur. Fiyatların düştüğünü öğrenince üzülür, yükseldiğini duyarsa sevinir" (Kamil Miras, Tecrid-i Sarih Tercemesi, VI, 449; Beyhaki, Şuabü'l-İman).

İslam hukukçuları karaborsacılığın yalnız darlık ve zaruret hallerinde söz konusu olabileceğinde görüş birliği içindedirler. Bolluk zamanında ve normal olarak küçük bir beldede ihtikar problemi ortaya çıkmaz.

Depolanan malın satın alınmış bir mal olması gerekir. Bir kimse kendi ürettiği malı piyasaya sürmeyip bekletebilir. Ancak, darlık ve kıtlık zamanlarında bu sıkıntılı durumdan yararlanmaya kalkışmamak gerekir. Diğer yandan satın alınan ve depolanan malın gıda maddesi cinsinden olması da gereklidir. Çok sayıda İslam hukukçusuna göre; gıda maddeleri yanında, hayvan yemlerinde de karaborsacılık cereyan edebilir.

Ticaret yapanlar, kıtlık ve darlık zamanları dışında, piyasada darlık yaratıp fiyatları yükseltmek amacı olmaksızın dilediği kadar mal depolayabilir. Bu durum yasaklanmış değildir (el-Kasani, a.g.e, V, 129; el-Fetava'l-Hindiyye, III, 213, 214).

Çoğunluğun karaborsacılığı yalnız gıda maddelerine ve hayvan yemlerine mahsus görmesine karşılık, İmam Malik (ö. 179/795) ve Ebu Yusuf'a (ö. 182/798) göre, satılmaması halka zarar veren her çeşit malda ihtikar söz konusu olur. Bu görüşe göre, bazı hadislerde yalnız gıda maddelerinin ihtikarından söz edilmesi sınırlayıcı olmayıp, örnek kabilindendir. Bu, insanların ihtiyacı bulunan her şeyde karaborsacılığın yasaklandığını bildiren bir numunedir. Çünkü karaborsacılığın yasaklanmasında "toplumun zarar görmesi" ve "karaborsacının kasdı" önemli unsurlardır. Toplumun normal ve tabii ihtiyacı olan herhangi bir maddeyi, sırf darlık meydana getirip, fiyatların yükselmesini sağlamak amacıyla depolamak karaborsacılık sayılır. Bu görüş yüzyılımızın ekonomik anlayışına daha uygun görünmektedir. Çünkü temel ihtiyaçlar birbirine bağlıdır. İnsanın yalnız yiyecek maddelerini temin etmesi, başka temel ihtiyacı kalmadığı anlamına gelmez. Giyim eşyası, mesken, yakıt, ulaşım ve benzeri ihtiyaçlar da kaçınılmaz temel ihtiyaçlardandı. İnşaat malzemelerinin ihtikarı mesken yapımında; akar yakıt ihtikarı da ulaşımda darlığa neden olur. İslam hukukçularının çoğunluğu, toplum en çok gıda maddeleriyle hayvan yemlerinin depolanmasından zarar gõreceği için bu ikisini esas almışlardır. Hadislerde de yalnız bu maddelerden söz edilmesi onların dayanağı olmuştur. Ancak, bugün hayvan gücü yerine motorlu araçların ve yem yerine petrolün geçtiği düşünülürse, benzin, mazot ve yedek parça stokuna kadar birçok depolamaların da yasak kapsamına girmesi gerekir.

Karaborsacılık, satılacak şeyleri uzunca bir süre piyasaya sürmeyip, stok yapmakla gerçekleşir. Bu sürenin asgari miktarı, bir görüşe göre kırk gündür. Hadiste şöyle buyurulur: "Bir gıda maddesini kırk gece satmayıp depolayan kimse, Allah'tan uzaklaşmıştır. Allah da onu kendisinden uzaklaştırmıştır" (Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 33). Hanefilere göre en kısa saklama süresi bir aydır. Bundan aşağısı kısa bir süre sayılır ve karaborsacılık suçu teşekkül etmez. Çünkü çok kısa bir süre mal depolamak, piyasada darlık meydana getirmez. el-Kasani (ö. 587/1191), bu konuda bir süre zikretmemiş ve şöyle demiştir: "Karaborsacılık yapmak haramdır. Çünkü onda zulüm vardır. Bir şehirde alınıp satılan şeylere toplumun hakkı geçer. Halkın çok şiddetli ihtiyacı varken, bir malı satmayıp depolamak, insanların hakkına engel olmak demektir. Bir hakkı, hak sahibinden esirgemek ise zulümdür ve bu da haramdır. Depolama süresinin az veya çok olması, zulmün gerçekleşmesi bakımından, haramlık konusunda eşittir" (el-Kasani, a.g.e, V, 129). Bazı hadislerde de süre kaydı yoktur (bk. Ebu Davud, Büyu', 47, 89; Tirmizi, Büyu', 40).

İslam'da ihtikar yasaklanmıştır. Hanefilerin çoğuna göre ihtikarın hükmü tahrimen mekruhtur. Hanefiler şöyle derler: İhtikar bir belde halkına zarar verdiği zaman mekruhtur. Nitekim "telakkı'r-rukban" denilen, köyden mahsul getirenleri yolda karşılama davranışı hadisle yasaklanmıştır (Buhari, Büyu, 72; İcare, 11, 19; Nesaf, Büyu', 18). Ancak bu sehl alışverişler halka zarar vermiyorsa caizdir (İbnü'l-Hümam, Tekmiletü Fethı'l-Kadir, VIIl, 126 vd.). el-Kasani ise diğer mezhep imamları gibi karaborsacılığın hükmünü haram olarak belirlemiştir. Hadislerdeki yasaklama ifadesindeki üslup buna işaret eder: "Karaborsalığı ancak günahkar kimse yapar" (Müslim, Müsakat, 129, 130; Ebu Davud, Büyu', 47); "Bir kimse kırk gün karaborsacılık yapsa, sonra da depoladığı bu malları (yoksullara ve ihtiyaç sahiplerine) sadaka olarak dağıtsa bu sadakası, onun ihtikarına keffaret olamaz"(Ahmed b. Hanbel, Müsned, VI, 3).

Karaborsacı için Nasslarla (ayet hadis) belirlenmiş dünyevi bir ceza yoktur. Ona verilecek cezanın çeşidi ve miktarı idarecilere bırakılmıştır. İslam devletinin halkı korumak ve satışlarda, piyasa fiyatı dışına çıkmaları önleme amacıyla alacağı tedbirler arasında karaborsacıya uygulanacak ta'zir cezası da vardır. Bu cezalar; hapis, dayak, para cezası, işyerini kapatma veya ticaretten alıkoyma şeklinde olabilir.

Depolanan malın durumuna gelince; Hanefilere göre, hakim tarafından, karaborsacıya kendisinin ve aile fertlerinin ihtiyacından fazla olan gıda maddelerini satması emredilir. Karaborsacı bunu yapmaz ve karaborsacılıkta ısrar ederse, ikinci defa hakime başvurulur. Hakim öğütte bulunur ve tehdit eder. Yine ısrar ederse, hakim ona ta'zir cezası uygular, hapseder ve satışa zorlar. Devlet, önce karaborsacıya "Bu malları ya rayiç fiyatla, ya da insanların aldanmayı normal karşıladıkları biraz yüksek (yesir gabin derecesinde) bir bedelle sat" diye emreder. Buna rağmen satış yapılmazsa, mal devletçe karaborsacının elinden alınarak rayiç bedel üzerinden, onun adına satılır. Artık "zarar-ı ammın def'i için zarar-ı has tercih edilir" prensibi uygulanır. Hatta halkın helak olmasından korkulursa, hakim gıda maddelerin karaborsacıların elinden alarak halka dağıtabilir. Daha sonra halk imkan bulursa aynı çeşitten malları onlara geri verir. Bu, zaruret prensibine dayanır. Bir kimse başkasının malına muhtaç olur ve helak olmak tehlikesi ile de karşı karşıya bulunursa, mal sahibinin rızası olmaksızın da bu mallardan istifade edebilir ve kıymetini daha sonra tazminle yükümlü olur. Çünkü ızdırar hali başkasının hakkını ortadan kaldırmaz. İmam Malik'e göre, böyle bir malın satış bedeli (semeni) bilinemezse, depolandığı tarihteki fiyatı üzerinden satılır (el-Kasani, a.g.e, V, 129 vd.; İbn Nüceym, el-Eşbah ve'n Nezair, I, 121; el-Fetava'l-Hindiyye, III, 214; el-Baci, el-Münteka, V, 17; eş-Şorbaci, a.g.e, 67, 68; Bilmen, lstılahat-ı Fıkhıyye Kamusu VI, 125; Ali Haydar Düraru'l-Hukkam, I, 84; Hamdi Döndüren, İslam Hukuku'na Göre Alım Satımda Kar Hadleri, s. 199-201)

Hadislerde dürüst ticaret yapanlar övülürken şöyle buyurulmuştur: "Sözü ve muamelesi doğru tüccar, kıyamet gününde arşın gölgesi altındadır" (İbn Mace, Ticarat, 1). "Bir kimse gıda maddelerini toplayıp günün rayiç fiyatı ile satsa, sanki onu tasadduk etmiş (yoksullara ihtiyaç sahiplerine ücretsiz dağıtmış) gibi olur" (İbn Mace, Ruhun, 16).

Hamdi DÖNDÜREN


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Ihtıkar kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Ihtıkar kelimesi anlamı 16 defa okunmuştur. [242979] Ihtıkar kelime anlamı, Ihtıkar nedir, Ihtıkar ne demek, Ihtıkar sözlük anlamı

Paylaş