Islam Hukuku Açısından Avrupa Toplulugu Nedir

Islam Hukuku Açısından Avrupa Toplulugu Nedir ? Islam Hukuku Açısından Avrupa Toplulugu Ne demek ?

1-)

Bağımsızlık ya da iç ve dış hakimiyet esası devleti ve özellikle de Islam Devletini başka şeylerden ayıran en önemli belirtidir. Mekke'deki müslümanlar bir çekirdek devlet oluşturacak güce ulaştıktan sonra, onların başkalarının iradesine ve idaresine bağlı olarak yaşamalarına razı olunmamış, önce hicret etmeleri istenmiş, sonra da Medine'de sayıca azınlıkta olmalarına rağmen Kurucu Medine Anayasası'nin ihtiva ettiği maddeler gereği, insiyatifi onlar ellerine almışlardır. Çünkü Kur'an ifadesi ile: "Allah kafirlere mü'minler üzerinde asla bir yol (velayet) yetkisi vermemiştir"(K. Nisa 4/141). "Izzet (güç ve onur) Allah (cc)'ındır, Rasulünündür ve mü'minlerindir"(K. Münafikun 63/8). "Ey iman edenler, Yahudi ve Hiristiyanları veliler (hakim ve dost) edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir"(K. Maide 5/51). "Mü'minler, mü'minleri bırakıpta kafirleri veli (hakim ve idareci) edinmesin"(K. Ali Imran 3/28). "Onların yanında izzet mi arıyorlar? Izzet bütünüyle Allah (cc)'ındır"( K. Nisa 4/139). "Sizin, Allah (cc)'ın dışında velileriniz (dost ve hakiminiz) yoktur. Sonra (böyle bir şey ararsanız) yardım da göremezsiniz"(K. Hud 11/113). "Kim Allah (cc)'ı, O'nun Rasulünü ve mü'minleri veli (dost ve idareci) edinirse, (bilesiniz ki,) galip olacak olanlar şüphesiz Allah taraftarları (Hizbullah)'dir"(K.Maide 5/56). "Ey iman edenler, dininizi alay ve oyun konusu yapan sizden önceki kitap verilenleri ve kafirleri dostlar (veliler) edinmeyin ve eğer inanıyorsanız Allah (cc)'tan korkup sakının"(K. Maide 5/57). "Allah (cc)'a ve Ahiret gününe iman eden hiç bir kavim (topluluk) bulamazsın ki, onlar, Allah (cc)'a ve Resulüne karşı başkaldıran kimselerle bir sevgi (ve dostluk) bağı kurmuş olsunlar; bunlar ister babaları, ister çocukları, ister kardeşleri, isterse kendi aşiretleri (soyları) olsalar dahi.."(K. Mücadele 58/22). Özellikle bu ayet, mü'minlerin, Allah (cc)'a ve Rasulüne baş kaldıran Yahudi ve Hiristiyanlarla "Bir sevgi ve dostluk bağı" kuramayacağını açıkca ifade ediyor. AT'nin esasını teşkil eden Roma anlaşmasının daha ilk başında yer alan ve topluluğu "communaute" yani, "Gerçekten sevenler arasındaki ortaklık" diye niteleyen ifade ile bu ayet yan yana düşünüldüğünde, naslarda "mefhum-u muhalefeti" kabul etmeyen Hanefilere göre bundan: "Müslümanlar böyle bir topluluğa girme gibi büyük bir cürmü işleyemezler", "mefhum-u muhalefeti" kabul eden Şafiilere göre ise: "Böyle bir topluluga girenler müslüman olamazlar" gibi zorunlu bir sonuç çıkar.

Bu kabil ayetler ve bu doğrultudaki hadis-i şerifler pek çoktur. Bunlar bir Islam ülkesinin iç ve dış hakimiyetine verilen önemi tevile yer bırakmayacak biçimde ortaya koyar. Islam bütün yaşama yetkisini Allah (cc)'a verir. "Hüküm sadece Allah (cc)'a aittir"(K. En'am 6/57). Ve bu esas Kur'an'da defalarca tekrarlanır.

Islam yarınki muhtemel bir savaşta müslümanların onlarla aynı safta savaşmasına dahi izin vermez. Ubade bin Samit'in andlaşmalı olduğu Yahudiler vardı. Hendek harbinde Ubade Resulüllah (sav)'a müracaat ederek onlardan yardım görebileceklerini söyledi de bunun üzerine: "Mü'minler mü'minleri bırakıp da kafirleri dost edinmesinler" ayet-i kerimesi nazil oldu. Buna dayanarak Maliki hukukçular harpte kafirlerden hiç bir surette yardım alınamayacağına kani olmuşlar, diğerleri (Cumhur) ise Resulüllah (sav)'ın Kaynuka Yahudilerinden yardım gördüğünü hesaba katarak, aynı şartlarda: Onlara ihtiyaç duyulması, onlara güvenilmesi ve müslümanların komutasında bulunmaları şartıyla kafirlerden yardım görülebileceğini söylemişlerdir (bk. Ibn Kesir, N/89; Kurtubi, IV/119). Bu, müslüman olmayan bir devlete karşı varsayılacak bir savaştaki durumdur. Askeri birliğini de gerçekleştirmiş AT'nun bir Islam milleti ile yapacağı varsayılan bir savaşta ise Müslüman, Yahudi ve Hiristiyanın safında kendi kardeşine vurmak zorunda kalacaktır ki, Islam hukuku açısından bunun cevazını düşünmek bile mümkün değildir.

Islam Dini bütün bunları korumayı hedefler biçimde geldiğine göre, AT da bu organizasyonda müslüman, bu temel hak ve hürriyetlerini İslam'ın istediği biçimde korumaktan mahrum olacaktır. Fonksiyonunu yitiren bir sistem yaşıyor olamayacağına göre ortalıkta makro düzeyde, ya da sistem olarak Islam diye bir şey de kalmamış olacaktır.

Ayrıca, Islam hukukunun her sahası onun ‚öbür alem' merkezli bir hukuk sistemi olduğunu açık-seçik gösterir. Çünkü onun kaynağı ‚vahiy'dir. Bu itibarla bir Islam ülkesi vatandaşı olan bir müslümanın özel hayatını düzenleyen hukuk kuralları tamamen özgün ve ona has hukuk kuralları olacaktır. Zira Islam hukukunun gayesi, toplumun, hangi yolla sağlanırsa sağlansın, huzuru değildir. Diğer bir deyişle Islam; kötülüğü, onu dünya ölçüleriyle almamız halinde bile, yapamayacağı için yapmayan, başkalarının hukukuna hukuki müeyyidelerle saygı göstermek zorunda olduğu için saygı gösteren insanlardan oluşan bir toplum hedeflemez. Aksine bunlar asıl hedef için birer vasıtadan ibarettir. Bu yüzden onun kendi toplumunda evlenmesi, boşanması, miras taksimi, eşyadaki hakimiyet ve tasarrufları, mal itibar edip aldığı-sattığı şeyler ve alım-satımı, akidleri sahih, fasit ve batıl diye ayırışı, sosyal güvenlik hukuku, çalışma esasları, vatandaşlarının darlar arası (Dar-i Islam, dar-i harp, dar-i sulh) ilişkileri hep kendine has ve kendi insiyatifinde olan ve başka şekili kabul edilemeyecek hukuk normları ile tesbit edilmiştir. Bu normların esasını nasslar teşkil eder ve "Mevrid-i nassta ictihada mesağ yoktur."


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Islam Hukuku Açısından Avrupa Toplulugu kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Islam Hukuku Açısından Avrupa Toplulugu kelimesi anlamı 6 defa okunmuştur. [243978] Islam Hukuku Açısından Avrupa Toplulugu kelime anlamı, Islam Hukuku Açısından Avrupa Toplulugu nedir, Islam Hukuku Açısından Avrupa Toplulugu ne demek, Islam Hukuku Açısından Avrupa Toplulugu sözlük anlamı

Paylaş