Islamda "Kefaet" (Denklık) Nedir

Islamda "Kefaet" (Denklık) Nedir ? Islamda "Kefaet" (Denklık) Ne demek ?

1-)

"Kefaet"in sözlük anlamı denklik ve eşitlik demektir. Kur'an-ı Kerim'de Allah için "hiç kimse 0'nun dengi değildir" denir. (Ihlas Suresi)

Islam hukukunda ise, "kefaet", aşağılanmalara meydan vermemek için bazı konularda karı-koca arasında aranan denklik ve uyum demektir. Mesela Hanefi mezhebine göre kocanın karıya; nesepte, dindarlık ve takvada, meslekte, hürriyette ve malda denk olması, yani ondan aşağı olmaması gerekir.

Buna göre 1. Temiz ve dindar bir adamın kızı fasık bir erkekle evlenirse denklik bulunmamış ve nikah, kadının velilerinin onayına bağlı olmuş olur. Ama fasıklığın sınırını belirlemek zordur. Imam Muhammed, insanların, hatta çocukların maskarası haline gelecek sarhoşlar ancak böyle bir kadına denk olamazlar der. Ebu Yusuf ise, erkeğin, fasık, şahsiyet ve onurunu koruyan birisi olursa denk olmaktan çıkmayacağı görüşündedir.

2. Haram olmayan hiçbir iş insanı aslında küçültücü olmamakla beraber, bazı yerlerde bazı işler itibarı olarak aşağı görülüyorsa, kadının böyle bir iş sahibine varması yine kadının velilerinin iznine bağlıdır. Bir üniversite hocasının kızının bir ayakkabı boyacısıyla evlenmesi gibi. Ancak Imam-ı Az'am bu konuda denkliğe itibar etmemiş, Ebu Yusuf da çok fahiş bir farklılık olursa itibar edilir demiştir.

3. Hür olan bir kadın, hür olmayan bir erkekle evlendirilemez. Ancak günümüzde kölelik bulunmadığından bu maddenin uygulanması söz konusu değildir.

4. Kadının peşin mehrini ve nafakasını(mesken, elbise, yeme, içme) temin edecek kadar maddi imkanı olmayan bir erkek; zengin ve müreffeh bir kadına denk değildir. Ebu Yusuf'a göre, mehre imkanı olup, nafakaya imkanı olmayan "denk" değildir ama, mehre imkanı olmayıp nafaka teminine imkanı olan "denk"tir. Çünkü kadın mehrini isterse sonraya da bırakabilir. Ancak erkek kadının nafakasını (mesken, elbise ve yeme içme masraflarını)günlük olarak temin edebilecek durumda ise denklik için bu yeterlidir, erkekte bunun ötesinde bir zenginlik aranmaz.

5. Sadece Babası Müslüman olan erkek; hem Babası hem de dedesi Müslüman olan kadına denk değildir. Ama Babası ve dedesi müslüman olduktan sonra, daha ötesine itibar edilmez. Babası müslüman olmayan bir müslüman erkek de babası müslüman olan bir kadına denk değildir. Çünkü müslümanlar dini asalete önem verirler.

6. Kabilecilik ve ölçüde ilkel bir duygu olmakla beraber, bunun kuvvetle yaşadığı yerlerde düşük itibar edilen bir etnik gruba mensup bir erkek, kendilerini çok şerefli sayan bir kadına "denk" değildir: Bu aslında birinin üstün, diğerinin aşağı olduğundan değil, öyle kabul edildiğinden ve bunun aile bağını sarsıcı bir unsur olabileceğinden ötürüdür. Bu yüzden erkeğin aşağı sayılan kabile den evlenmesi halinde böyle bir endişe yoktur.

Imdi Islam hukukuna göre bu konularda bir kadının velisinin iznini almadan dengi olmayan bir erkeğe varması halinde, kendisine ve velisine gelecek aşağılanma endişesinden ötürü velisi bu nikahı onaylamayabilir ve onaylamayınca da mahkeme nikahı fesheder, yani boşama değil fesih olmuş olur. Kadın da artık o erkekle beraber olamaz. Ama kadının yakın velisinin, o yoksa eşit velilerinden birisinin bu evliliği kabul etmesi halinde nikah geçerli olur ve artık kabul etmeme söz konusu olmaz. Ama kabul edenin uzak veli olması halinde yakın velisi kabul etmeyebilir ve onun dediği olur.

Velinin kızı adına mehri alması, çeyiz hazırlığına başlaması, kocadan nafaka tedarikini istemesi, kabul demektir. Artık dönüş olmaz. Ama susmuş olması kabul demek değildir.Görüldüğü gibi "denklik" sadece kadının lehinedir ve bunda sadece onun onuru ve sosyal statüsünün korunması hedeflenmiştir. Başka bir deyişle erkek bu sayılan özelliklerde kendisinden aşağı bir statüdeki kadınla evlenebilir, ama kadın kendisinden aşağı statüdeki bir erkekle evlendirilemez.. Çünkü bu kadın onurunu zedeleyici ve onu aşağılayıcı bir sonuç doğurabilir: Sosyal kabullenişte "aşağı" bir erkekle evlenmek kadına ağır geldiği kadar, yine sosyal kabullenişte "aşağı" bir kadınla evlenmek erkeğe ağır gelmez: "Sosyal kabullenişte aşağı"diyoruz, çünkü gerçek üstünlük, sosyal statü ile ve kadın ya da erkek olmakla değil, "takva" iledir. Onu da ancak Allah bilir. "Kefaet"le ilgili birinci önemli nokta budur.

Ikinci nokta "kefaet"in yine Hanefilere göre, nikahın sahih olmasının şartı değil de, geçerli olmasının şartı olduğudur. Yani bu "denklik" itibarıdır, aslında değil de insanların kabullenişiyle alakalıdır. Bu yüzden denk kabul edilmeyen eşlerin evlenmesi halinde bile nikah sahih olur, ancak kadının duygularına mağlup olabileceği hesaba katılarak geçerliliği velisinin iznine bağlı bulunur.

"Kefaet"in aslında değil de itibari olduğundan ötürüdür ki, bazı fıkıhçılar nikahta denklik diye bir şeyin zaten olmadığı kanaatindedirler. Sevri, Hasan Basri, Malik ve Hanefilerden Ebubekr Razi ve Kerhi bu görüştedirler ve tutundukları delilleri de vardır:

Mesela : 1. Allah "Biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık (yani hepiniz aynı kökendensiniz)... Allah katında en değerliniz en takvalı olanınızdır." buyurur (Hücürat 49/13)

2. Rasulüllah Efendimiz: "Hiç bir Arabın Arap olmayana, takvalı olması hariç, bir üstünlüğü yoktur"(Zuhayri, el-Fıkhu'I-Islami VI/232 vd.) "Insanlar tarağın dişleri gibidir. Hiç bir Arabın Arap olmayana üstünlüğü yoktur. Üstünlük takva ile dir" buyurmuştur.

3. Aslen köle olan Bilal, Ensar'dan bir kadına talip olmuş, onlar kabul etmeyince Rasullüllah da vermelerini emretmiştir. Bunun başka örnekleri de vardır. (Örnekler için bk: Zuhayıi, el-Fıkhu'I-Ilslami VN/230-31; Mavsili, Ihtiyar Nl/144)

4. Insanların insan olmaları bakımından kanları eşittir. Asil birisi, aşağı birisi için, alim için öldürülür. Demek ki insanlar arasında fark yoktur.

Ama dört mezhebin fıkıhçılar çoğunluğu (cumhur), denkliği nikahın geçerli olmasının şartı olarak görürler. Onların delilleri de şunlardır:

1. Rasullüllah Efendimiz: "Üç şey geciktirmeye gelmez.. Dengi bulunduğunda kız", "Kadınları ancak dengi olanlarla evlendirin", "nutfeniz için seçme yapın ve denk olanları birbirleriyle evlendirin" "soylu kadınları, denklerinden başkasıyla evlenmeye bırakmam", "Dinini ve ahlakını beğendiğiniz bir erkek geldiğinde kızınızı onunla evlendirin. Böyle yapmazsanız (yani bu konularda denklik aramazsanız) yeryüzünde fitne ve büyük fesat çıkar" (Hadislerin kaynagi için bk. Zuhayıi age VN/232-33) buyurmuştur. Ibn Hümam'ın dediği gibi, bu hadisler zayıf olsalar da, birçok kanaldan gelmiş olunca manaları birbirini güçlendirmiştir. (Fethu'I-Kabir N/417 vd.)

2. Makul olan da evlilikte denkliğin gözetilmesidir. Çünkü uyumlu bir aile ancak böyle kurulabilir. Kadının,kendi statüsüne göre aşağı bir erkekle evlenmesi halinde, kadınlık onuru rahatsızlık duyabilir, başkaldırabilir. Böyle bir erkekle evlendiği için ailesinin ve kendisinin aşağılandığı duygusuna kapılıp, huzursuzluk çıkarabilir. Çünkü kadın genellikle edilgendir, bekleyen ve alan durumundadır. Kocasını herhangi bir yönden eksik olarak görmesi, onu hedefine ulaşamamış kılar. Böylece aralarındaki sevgi bağları kopar, aile yuvası dağılır. Âdeten kadının ailesi de bu konuda erkeğin ailesinden daha duyarlıdır ve daha çabuk etkilenir. Kısaca erkeği, belli konularda kendisinden daha aşağı itibar edilen bir kadınla evlenmiş olmak, genellikle etkilemez ama bu, kadın için çok etkileyici olabilir. Bu yüzden "denklik", sağlam ve kalıcı aileler kurmakta gerçekten ilginç ve etkili bir çaredir. Bunu etrafımıza bakarak da hemen farkedebiliriz. Nice büyük siyaset adamları, bakanlar, üst düzey bürokratlar, doktorlar, profesörler tanırız; hanımları ilkokul mezunudur, hatta bazıları ilkokul mezunu bile değildir. Sadece ev hanımıdırlar, bir sosyal statüleri yoktur. Ama buna rağmen huzurlu, sıcak ve verimli bir aile yapısına sahiptirler. Bunun aksini düşünmek, genellikle mümkün değildir. Bir bayan profesör, bir doktor, bir yüksek bürokrat, kültürsüz ve ıssız bir erkekle, bir ayakkabı boyacısı ile evlenmez. Evlenmiş olsa da bu evlilik yürümez; kadın bunu kendisine yakıştıramaz ve bu tür evlilikler nadiren olsa dahi boşanma ile sonuçlanır. Tamamen değilde genellikle böyle oldugu için, Islamda denkliğin olmaması, nikahın sıhhatine zarar vermez.

Türkiye'de yürürlükte bulunan Medeni kanunun Aile. Hukuku, Islam Hukukunu kabul etmediğine göre, ülkemizde bu konuda inandığımı yaşamak istiyorum diyecek fertler açısından durum ne olur?

1. Önce "denklik" meselesi aslı ve tam objektif bir mesele değildir. Itibaridir. Onun için velinin izni alınmadan yapılan evliliklerde, "denklik" açısından yapılacak itirazları, kişilerin kendileri değil, güvenilen ilim ehlinin tesbiti gerekir. Evlenen kadının rızası ve velinin izni olursa zaten mesele kalmaz.

2. Böyle bir durumda, denksizliğin tesbit edilmesi halinde, müracaat mercii mahkemedir. Nikahı fesh ve eşleri ayırma hakimin elindedir. Bugün böyle bir şey istenemeyeceğine, hakem tayinini de taraflardan biri büyük ihtimalle kabul etmeyeceğine göre, böyle nikahların dinen sabit olduğu ve artık bozulamayacağı sonucu ortaya çıkar.

3. Bu tür olumsuzluklara meydan vermemek için, günümüz şartlarında dini nikah yapmak isteyen müslümanların, resmi nikah yapmadan bunu yaptırmamaları akıllıca bir hareket olur.

4.Imam Ebu Hanife'den bir nakle göre de, kadının dengi olmayanla evlenmesi zaten caiz değildir. Serahsi bunun daha ihtiyatli bir yol olduğunu söyler. Çünkü herkes mahkemeye başvuruyu iyi bilmiyor, kadıların hepsi de adil olmuyor, der. Bu gün için böyle bir mahkemeye başvurmak hiç mümkün olmayacağından güvenilir alimlerin denksizliğin bulunduğunu tesbit etmeleri halinde, veliler yapılan nikahın hiç olmadığını kabul ederek ona göre davranabilirler. (Allahu a'lem). Ancak denkliğin bulunup bulunmamasına karar verecek olan, velilerin kendileri değildir. Yanlış bir adım atılması durumunda da birisiyle nikahlı bulunan kadın, bir başkasına nikahlamak gibi bir durum ortaya çıkar ki, bu zinaya sebep olan bir birleşmedir. Meseleye Islam hukuku açısından bakıldığında durum budur. Bugünkü medeni hukuk açısından meselenin değerlendirilmesi ise ayrı bir konudur.

 


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Islamda "Kefaet" (Denklık) kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Islamda "Kefaet" (Denklık) kelimesi anlamı 9 defa okunmuştur. [243987] Islamda

Paylaş