Istıkamet Nedir

Istıkamet Nedir ? Istıkamet Ne demek ?

1-)İSTİKAMET

(DOĞRULUK-DOĞRU YOL)



Doğruluk, dürüstlük, her çeşit işte i'tidal üzere bulunma, adalet ve doğruluktan ayrılmayıp din ve akıl dairesinde yürüme. Din ve dünya ile ilgili vazifelerini emrolunduğu gibi yapmaya çalışan bir müslüman dosdoğru bir insandır. Bu sıfatlara sahip olan bir kimse toplumun en değerli bir ferdidir.

İstikametin karşıtı hıyanettir ki; doğruluğu bırakıp, hak ve hukuka tecavüz etme, verilen sözde durmama ve ahde riayet etmeme demektir.

İnanan ve inancının gereğini yerine getiren, doğru insandır. iyi insan vasıfları arasında en başta doğruluk yer almış ve temel prensip olmuştur. Doğruluk; sözde, düşüncede ve davranışta gerçekleşir. Allah'tan gerçek manada korkmak, iyiliğe yönelmek, rahatlık ve gönül huzuru duymak, ancak doğrulukla mümkündür. Doğrular, en güç ve çetin işleri, doğrulukları sayesinde başarabilmişlerdir. Bu şekilde hareket edenler, peygamberlerin ahlaklarını kendilerine örnek almış olurlar. Zanna ve yalana tenezzül ve itibar etmezler.

Kur'an-ı Kerim'de doğruluk, en geniş şekilde fayda ve hikmetleriyle açıklanmıştır. "Sıdk" ve "istikamet" kelimelerinden türetilen doğruluk, gerçekten ahlakı yaşayışın ve ahlaki vasıfların tümünün kendisinde toplandığı bir ruh halidir. Allah'a, ahirete, meleklere ve kitaplara iman edenler; mallarını akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere, köle ve esirlere harcayanlar; namazı kılan, zekatı veren, sözünde duran ve sabredenler "doğrular" ve takva sahibi kişiler olarak nitelendirilmişlerdir. Ayrıca istikamet (doğruluk) müslümanların ortak vasfı olarak tanımlanmıştır (el-Bakara, 2/177. Tefsiri için bk. Cemaleddin el-Kasımı, Mehasinu't-Te'vil, III, s. 394; el-Ahzab, 33/35) ve en büyük ideallerinin "sırat-ı müstakim" (istikametli yol) olduğu belirtilmiştir (el-Fatiha, 1/6).

"Ey inananlar, Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin", ayetinin tefsirinde Cemaleddin el-Kasımi (ö.1332/ 1913) şöyle demektedir: "Doğruluk (istikamet) her türlü saadetin kaynağı ve bütün bir kemal'in temelidir. Doğruluk bütün mükemmelliklerin sebebi olan kalbin saflaşmasıdır. Bu saflaşmanın her ne kadar takva ile gerçekleşmesi mümkün ise de, yalandan kaçınma olan doğruluğun ve istikametin, kendi başına üstünlüğüne ayette ayrı bir cümle halinde yer verilmiştir" (el-Kasımi, a.g.e., XIII, s., 4922. el-Ahzab, 33/70. ayetin tefsiri).

"Doğrularla beraber olun" (et-Tevbe, 9/119) ayetinde, istikamette olanlar örnek alınmaya değer iyi niyet sahibi kişiler olarak tanımlanmıştır. Allah'tan gerçek manada korkmak, doğru olmakla ve yalandan kaçınmakla mümkündür. Yalan insanlığa ters düşen rezilliklerin en kötüsü ve en çirkinidir.

Doğruluk (istikamet)a insanın Allah'a karşı yerine getirmek için önceden verdiği bir söz, bir misak ve bir ahiddir. insan bu yaradılış ahdine vefa gösterdiği ölçüde sadıktır; sadakatın mükafatı da verilecektir (el-Ahzab, 33/23, 24).

Allah'tan gerçek manada korkan, inancını açığa vurarak günahlardan bağışlanmasını ve azabtan korunmasını isteyen insanların ahlakı vasıfları için "doğru olma hasleti" (Ali İmran, 3/16, 17) sardır. Muttakilerin diğer özelliklerini de şöyle sıralamak mümkündür: Sabır, itaat, infak, istiğfar.

İnsan; ibadetinin kabul edilişinde, riya ve kibirden kurtuluşunda, ihlasla temizlik ve karşılığını bekleme yönünde doğru bir yol tutar; isteğini, kötülüklerden çıkma, nefsin heva ve heveslerine boyun eğmeme, Şeytan, nefis ve insanlardan gelebilecek baskı ve şüphelerden uzak kalma gibi noktalarda toplarsa, o zaman, "Rabbim beni kötülüğün olmadığın güzel bir yere koy. Ve beni, hidayetten sonra dalaletin ve nefse uyma afetinin olmadığı, hoşlanılan güzel bir yere çıkar" (El-Kasımi, a.g.e., X, ş 3975, el-İsra, 17/80. ayetin tefsiri) mealindeki ahlaki seviye gerçekleşmiş olur.

Davranışta istikametin önemini, "Emrolunduğun gibi dosdoğru hareket et" (Hud, 11/112; eş-Şura, 42/15 ilahi emrinde görüyoruz. Hz. Peygamber Hud suresinin özellikle bu suredeki "dosdoğru ol" emrinin kendisini ihtiyarlattığını, saçlarını ağarttığını belirtmiştir (Tirmizi, Tefsiru Sure, 56/6).

Yüce Allah, Peygamberlerini doğruluk örneği olarak takdim etmiştir. Hz. İbrahim, Hz. İsmail, Hz. İdris, doğruluk ve sözlerindeki sadakatlarıyla nitelenen peygamberlerdir (bk. Meryem, 19/41, 54, 56).

"Her durumda doğruluğa sarılmanın, her hükümde onu aramanın ve ona dönmenin temel kural olduğuna işaret eden Kur'an, bunun davranışlarda değişmez bir alışkanlık olmasını sağlamıştır. Bu alışkanlığın sağlanması da yalandan öte, zan, şüphe ve dedikodularla mücadeleyi arttırmakla mümkündür" (Muhammed el-Gazzali, Hukuku'l-Müslim, s. 32). O halde istikamette olmayan ve doğrulukla hüküm vermeyenler "Zanna tabi oluyorlar, zan ise gerçek bilginin yerini tutamıyor" (en-Necm, 53/28).

Kur'an'ın tespit ettiği ölçüler içinde istikamet (doğruluk), hareketlerimize hakim bir ruh olarak yerleşirse, "haya, emanet ve sıdk" olarak ifadelendirilen üç haslet gerçekleşmiş olacaktır (Muhammed Ahmed Cadu'l-Mevla, Hukuku'l-kamil, I, 315, vd.).

Şeytan insanları doğru yoldan uzaklaştırmak için devamlı çaba harcamakta, ön, arka, sağ ve sollarından girmeye çalışmaktadır (el-A'raf, 7/16, 17). Bu durumda insan, doğruluk mücadelesini önce içindeki düşmanlara karşı verme durumundadır. Karşılıklı ilişkilerde, doğruluk prensibine riayet şarttır. "Bunlar size karşı doğru durdukça siz de onlara karşı doğru harekette bulunun" (et-Tevbe, 9/7) ayetinde karşılıklı riayetin önemine dikkat çekilmiştir.

"İstikamet" kelimesi, ahlaki bir vasıf olmasına rağmen Kur'an'la ve Hz. Peygamber'le tefsir edilen lafız olması açısından önem taşır. Kur'anı doğruyu Hz. Peygamber (s.a.s) getirmiş; müminler de onu tasdik ederek takva sahibi kişiler olma özelliğini kazanmışlar ve istikametlerini sağlamışlardır. Yalanlayanlar ise en büyük haksızlığı yapan zalimler oluyorlardı" (el-Hac, 22/67; Yasin, 36/4; ez-Zümer, 39/32, 33; eş-Şura, 42/52).

Müslümanlar için gerçek gaye; Allah'ın hoşnutluğunu kazanmaktır. Bu, dünya ve ahiret mutluluğu demektir. Hedefe en kısa ve sağlam yoldan kavuşmak ise, bütün müslümanların ortak arzusudur.

Genel anlamda insanı, özel manada da müslümanı, ilahi hoşnutluğa ve gerçek mutluluğa aday kıları Allah (c.c), Peygamberi aracılığı ile kendisine giden doğru ve en kısa yolu tanıtmıştır. Bu yol hiç şüphesiz ki doğru yol (sırat-ı müstakim) dur. Allah Teala bu yolu, ilahi hoşnudluğa (rıza) ve mutluluğa kavuşmak için vesile kıldığını ve ona uyulmak gerektiğini çeşitli ayetlerle açıklamış bulunmaktadır: Mesela, "İşte benim doğru yolum bu, ona uyun! Başka yollara uymayın ki, sizi O'nun yolundan ayırmasın. (Azabından) korkarsınız diye (Allah) size böyle tavsiye etti" (el-En'am, 6/153).

Bu ilahi çağrıya uymak, doğru yol (sırat-ı müstakim) üzere olmak ve o doğrultuda istikamet almak, hiç kuşkusuz, çok büyük bir mazhariyettir. Böyle yüce bir mazhariyetten uzak düşmekse, çirkin ve derin bir mahrumiyet, dünya ve ahirete nasipsizlik demektir. Bu noktanın akıllara ve zihinlere nakşedilmesi ve mücerred iradeyle talep çizgisinde irtibatın sürdürülmesi için daha ilk surede Cenab-ı Hak müslümanlara şu duayı öğretmektedir:

"Bizi dosdoğru olan yola ilet" (el-Fatiha, 1/6). Ayetin devamında, bu yolun kendilerine nimet verdiklerinin yolu olduğu açıklanır. Bu nimet verilenler de peygamberler, sıddiklar, şehidler ve Allah'ın salih kullarıdır. Mümin, Allah'ın salih ve sadık kulları ile beraber olur, onları sever, ilim ve sohbet meclislerinde bulunursa Cenab-ı Hak onun doğru yolu bulmasını ve onda devamını kolaylaştırır.

Şamil İA


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Istıkamet kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Istıkamet kelimesi anlamı 8 defa okunmuştur. [243039] Istıkamet kelime anlamı, Istıkamet nedir, Istıkamet ne demek, Istıkamet sözlük anlamı

Paylaş