Alış-Veriş Nedir

Alış-Veriş Nedir ? Alış-Veriş Ne demek ?

1-)

Değeri olan bir malı yine değeri olan başka bir mal veya para karşılığında değiştirme. Alış-veriş tarafların karşılıklı onayı ile yani icab ve kabul ile gerçekleşir. Iki taraftan biri malı, diğeri karşılığı olan para veya kıymet taşıyan başka bir malı ele geçirmeleri neticesinde satışın gerçekleştiği söylenebilir .

Insanlar dünya hayatlarında geçimlerini sağlamaları için belirli bir ölçü içinde karşılıklı mal mübadelesinde bulunmak zorundadırlar, buna da ‚rızık temini' denilir.

Cenab-ı Hakk, "Yeryüzünü size boyun eğdiren (ondan yararlanmanız için size itaat ettiren) Allah Teala'dır. O halde yeryüzünün sırtlarında (dağlarında tepelerinde ve ovalarında) dolaşın da Allah'ın size verdiği rızıklardan yararlanın." (el-Mülk, 67/15). buyurmuştur. Yeryüzünde dolaşmaktan maksat insanlara faydalı olan nimetlerin ortaya çıkarılmasını sağlamak ve bunun için araştırma yapmaktır. Cenab-ı Allah yeryüzünü insanlar için rızık sağlama yeri kılmıştır. Abdullah b. Mes'ud (r.a.)'tan rivayet edilen bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuşlardır: "Rızık sağlamak gayesiyle çalışmak her müslüman üzerine farzdır. " Buna göre müslümanlar helal ve haramlara dikkat ederek kendilerinin ve aile ferdlerinin rızıklarını sağlamak zorundadırlar. Ancak bu rızkı sağlamak için çalışıldığında mutlaka Allah'ın rızası ve O'nun koyduğu sınırlar gözetilmelidir. Hz. Ebu Bekr'in: "Haram ile beslenen bir vücuda ancak Cehennem ateşi yakışır." sözü müslümanın rızık temini ve alış-veriş anlayışını en güzel bir şekilde belirtmektedir. Ashabın helal alışveriş yapmak ve haramlardan uzak durmak için şüpheli olan hususları bile terk ettiklerini biliyoruz. Ticaretle uğraşan bir müslümanın, İslam'ın alışverişe dair koyduğu bütün hükümleri ana hatlarıyla bilmesi gerekir. Günlük hayatta yapılan alış-verişleri Allah'ın razı olacağı bir usulde yürütebilmek için de bu hükümleri asgari ölçüde bilmek her müslüman için farzdır.

Islam fıkhına göre bir müslümanın kendisinin ve aileşinin nafakasını sağlamaya ve varsa borçlarını ödemeye yetecek kadar para kazanması ‚farz'dır. Bunun dışında, fakir müminlerin ihtiyaçlarını karşılamak ve akrabalarına ikram etmek için kazanmak da ‚müstehap'tır. Güzel ve müreffeh bir hayat sürmek için bundan fazlası için çalışmak ‚mübah'tır. Başkalarına karşı kibirlenmek, dünyevi hırsa kapılarak başkasının servetiyle yarışmaya kalkışmak ve bu mal ile azgınlık ve taşkınlık yapmak için kazanmak, bu kazanç helal yolla dahi olsa ‚haram'dır. Buna karşılık, küfre karşı verilen mücadelede maddi katkıda bulunmak ve malınıAllah yolunda infak için samimi bir niyetle çok çalışıp para kazanmak da güzel bir ibadettir. Bu gaye için çalışıp para kazanan kişi sürekli ibadet halinde sayılır.

Aynı şekilde Islam, çalışıp kazanabilme gücüne sahip olan bir kimsenin dilenmesini yasaklamıştır. Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmaktadır: "Allah'a yemin ederim ki sizden birinizin, ipini alıp da, dağdan bir bağ odunu taşıyıp getirmesi ve bu odunu satıp onunla aileşinin ve kendisinin geçimini sağlaması, başka birinden istemesinden çok hayırlıdır. Kim bilir yardım istediğiniz kimse ya verir minnetine girersin, yahut vermez zilletini çekersin. " (Buhari Musakat, 13, Zekat, 50, Buyu', 15; Ibn Mace, Zekat, 25; Ibn Hanbel, I, 167)". Buna göre, çalışmaya gücü yeten kimsenin dilenmesi meşru değildir.

Islam'da rızık temin etmenin en faziletli yolu cihad'tan (ganimetten) sonra ticarettir. Sonra ziraat ve sonra da zanaattır. Bütün bu rızık temin etme yollarında alış-veriş işlemi sözkonusu olmaktadır.

Gerçekte insanın ihtiyacını gideren eşya, tarım veya sanayı ürünüdür. Bundan dolayı bazı ekonomik sistemler, insanların, tarım ve sanayı dışındaki yollarla kazanç temin etmesini kabul etmezler. Fakat, bir malın üretilmiş olması, ihtiyaçların giderilmesi için yeterli değildir. Ihtiyaç, ancak üretilen eşyanın, muhtaç olanlara ulaştırılmasıyla giderilir. Çiftçi veya sanayıcinin ürettiği malı, ihtiyacı olanlara ulaştırabilmesi ise mümkün değildir. Türkiye şartlarında düşünecek olursak, bir fabrikanın ürettiği malları tüketicisine ulaştırabilmesi için birçok yerde şube açması ve bunlarla dağıtımını yapması gerekir. Diğer taraftan tüketicilerin, ihtiyaç duydukları eşyayı elde edebilmeleri için doğrudan üretici ile ilişki kurmaları da imkansızdır. Öyleyse, eşya ile tüketici arasında köprü olacak, bunları birbirine ulaştırarak, yukarda zikredilen mahzurları ortadan kaldıracak fakat yaptığı bu hizmet için belirli bir kar elde edebilecek bir hizmet sektörüne ihtiyaç vardır. Işte bu da, ‚Ticaret Sektörü'dür.

Insanlara hizmet anlayışıyla yapılan bu manadaki ticareti Islam meşru ve makbul saymıştır. Ticaret hakkında Allah'u Teala şöyle buyurur;

"Allah, ticareti helal, ribayı da haram kıldı." (Bakara, 2/275)

"Güvenilir, doğru ve müslüman tacır, kıyamet günü şehidlerle beraberdir."(Ibn-i Mace, Ticarat, 1). Hadis-i Şerifi de dürüst ticaretin sahibine ne kadar sevap kazandıracağını belirtmektedir.

Islam'a göre ticaret; değerli olan bir malı, değerli olan bir diğer mal veya para karşılığında değiştirmektir. Dinimizin ticarette gözettiği gaye, her ne pahasına olursa olsun kazanmak değil, insanlara, ihtiyaçları olan faydalı eşyayı temin ederek hizmette bulunmak, bu vesile ile de normal, meşru bir kazanç sağlamaktır.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

  • Tutuklananların, İspanya’nın güneyinde yer alan Alış-Veriş merkezlerinin birinde terör eylemi planladıklarından şüpheleniyor.
  • Kredi kartının arkasındaki imza ile slipin arkasındaki Alış-Veriş yapan şahsın imzasını kontrol edin.

Sizde içinde Alış-Veriş kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Alış-Veriş kelimesi anlamı 8 defa okunmuştur. [243468] Alış-Veriş kelime anlamı, Alış-Veriş nedir, Alış-Veriş ne demek, Alış-Veriş sözlük anlamı

Paylaş