Cahiliye Devri Nedir

Cahiliye Devri Nedir ? Cahiliye Devri Ne demek ?

1-)Allahü teala, Kur'an-ı kerimde mealen buyurdu ki:

Onlar hala Cahiliyye devrinin hükmünü mü istiyorlar? Allah'tan daha güzel hüküm verecek kimdir?Fakat bunu, gerçek anlayış sahibi olan bir kavim (toplum) bilir. (Maide suresi: 50)

Cahiliye devrinde en ileride olanınız, İslam'a girince en ileriniz olur. (Hadis-i şerif-Keşf-ül-Hafa)

Eshab-ı kiramdan Huzeyfe radıyallahü anh, Peygamber efendimize sallallahü aleyhi ve sellem; "Ya Resulallah! Biz cahiliye devrinde kötü kimselerdik. Allahü teala senin şerefli vücudun ile, İslam nimetini, iyilikleri bizlere ihsan etti. Bu seadet günlerinden sonra yine kötü zaman gelecek mi?" diye sorunca; "Evet gelecek" buyurdu. Bu şerden sonra hayırlı günler yine gelir mi dedi, yine; "Evet gelir. Fakat o zaman bulanık olur" buyurdu (Hadis-i şerif-Buhari)

Habeşistan'a ikinci hicret esnasında Habeş hükümdarı Necaşi'nin kendisine bazı soruları üzerine kafile başkanı Cafer bin Ebi Talib şöyle buyurdu: "Ey hükümdar! Biz Cahiliye devrinde putlara tapardık, ölmüş hayvan leşi yer, her türlü kötülüğü işlerdik. Kuvvetlilerimiz zayıflara zulm eder ve merhamet nedir bilmezdik. Allahü teala bize, kendimizden doğru, emin, iffet sahibi, soyu temiz bir peygamber gönderinceye kadar bu vaziyette kaldık." (İbn-i Hişam)


2-)hak dinlerin, yani peygamberlerin (aleyhimüsselam) bildirdikleri doğru yolun unutulduğu devir. Hususi manada Îsa aleyhisselamın dininin doğru şeklinin unutulmasından, İslamiyetin gelmesine kadar olan bozuk dönem. İslamiyetten önceki Arabistan’ın durumu.

Cahiliye devrinde yeryüzünde bulunan bütün milletler Allahü tealayı unutmuş, huzur ve saadetin kaynağı olan tevhid (Allahü tealanın birliği) inancı ortadan kalkmıştı. Musa aleyhisselamın getirdiği din unutulmuş, Tevrat’ın aslı değiştirilmişti. İsrailoğulları birbirlerine düşmüştü. Daha sonra Îsa aleyhisselamın getirdiği hakiki nasraniyet de büsbütün bozulmuş, aslı ile hiçbir alakası kalmamıştı. Teslis, yani üç tanrı fikri kabul edilmişti. İncil’in aslı kaybolmuş, papazlar istedikleri gibi değiştirmişlerdi. Her iki kitap da, Allah kelamı olmaktan çıkmıştı. Mısır’da, bozulmuş Tevrat’ın hükmü, Bizans’ta yine değiştirilmiş Hıristiyanlık vardı. İran’da ateşe tapılıyor, ateşperestlerin ateşi bin senedir devamlı yanıyordu. Çin’de Konfüçyüsizm, Hindistan’da Budizm gibi uydurma dinler hüküm sürüyordu.

İşte böyle bir zamanda, Arabistan’da da inançsızlık, zulüm son haddine varmıştı. Ahlaksızlık, iftihar vesilesi sayılıyordu. Arabistan, dini, ruhi, ictimai ve siyasi bakımlardan, tam bir cahiliyet, taşkınlık, azgınlık ve sapıklık içerisindeydi. Zayıfların malları zorla ellerinden alınıyor, buna mani olacak bir yetkili bulunamıyordu. Devamlı çekişme halinde olan Arap kabileleri, baskın ve yağmacılığı, kendileri için bir geçim vasıtası kabul ediyorlardı. Zulüm ve yağmacılıkla övünen kabilelerin işgalinde olan Arabistan’da, siyasi bir nizam, ictimai (sosyal) bir düzen kalmamıştı. Kumar, içki, zevk ve sefa alemleri hiç yadırganmıyordu. Kadın, elde basit bir mal gibi alınıp satılıyordu. Kız çocuğunun doğması bir felaket ve yüz karası sayılıyor, hatta küçük kız çocukları diri diri toprağa gömüyorlardı. İnsanlar, inanç bakımından da parçalanmıştı. Kimisi tamamen inaçsız ve dünya hayatından başka bir şey kabul etmiyor, kimisi ise, Allahü tealaya ve ahiret gününe inanıyor, fakat insandan bir peygamberin geleceğini kabul etmiyordu. Bir kısmı da Allahü tealaya inanıyor, ahirete inanmıyordu. Diğer büyük bir kısmı da, Allahü tealaya şirk koşup putlara tapıyordu. Müşriklerin her birinin evinde bir put bulunuyordu. Bunlardan başka hazret-i İbraim’in bildirdiği din üzere olan ve Hanif denilen kimseler vardı. Bunlar, Allahü tealaya inanır ve putlardan uzak dururlardı. Peygamber efendimizin babası Abdullah, dedesi Abdülmuttalib, annesi Âmine Hatun ve Kus bin Saide gibi bazı kimseler, bu din üzere idiler.

İnsanlar her şeyin yaratıcısı olan Allahü tealaya iman ve ibadet etmeyi bırakmışlardı. Şaşkınlıklarından kainatta meydana gelen hadiselere ve Allahü tealanın yarattığı eşyaya, bilhassa elleriyle yonttukları taştan ve tahtadan putlara ilah diye tapınıyorlardı. Herkes birbirine düşmandı. Nihayet sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam dünyayı şereflendirdiler. 40 yaşına gelince peygamberliği bildirildi. İslam güneşi doğdu.İnsanlık alemi, hidayete ve kurtuluşa erdi. Cahiliye devri bitti, saadet asrı başladı. İslamiyet gün geçtikçe bütün dünyaya yayıldı. İnsanlar ruh, düşünce ve yaşayış bakımından rahat ve huzura kavuştu.


3-)arap tarihinde islamlığın doğuşundan önceki dönem. hz. muhammed'in peygamberliğinden hemen önceki dönem. (ilk cahiliye: hz. nuh ve hz. ibrahim'in peygamberliğinden önceki devirler.)


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Cahiliye Devri kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Cahiliye Devri kelimesi anlamı 36 defa okunmuştur. [245787] Cahiliye Devri kelime anlamı, Cahiliye Devri nedir, Cahiliye Devri ne demek, Cahiliye Devri sözlük anlamı

Paylaş