Diyarbakır Nedir

Diyarbakır Nedir ? Diyarbakır Ne demek ?

1-)İlin Kimliği

Yüzölçümü : : 15.355 km2

Nüfusu : : 1.094.996

İlçeleri : : Merkez, Bismil, Çermik, Çınar, Çüngüş, Dicle, Eğil, Ergani, Hani, Hazro, Kocaköy, Kulp, Lice, Silvan.

karpuzu ve kalesiyle meşhur Güneydoğu Anadolu’da yer alan bir ilimiz. Doğuda Batman, kuzeydoğuda Muş, kuzeyde Bingöl ve Elazığ, batıda Malatya ve Adıyaman, güneyde Şanlıurfa ve Mardin illeriyle çevrilidir. 37°30’ ve 38°43’ kuzey enlemleri ile 40°37’ ve 41°20’ doğu boylamları arasında yer alır. Güneydoğu Anadolu’nun Gaziantep’ten sonra ikinci gelişmiş şehridir. Trafik numarası 21’dir.

İsminin Menşei

Diyarbakır bölgesinin en eski ismi Asur kaynaklarında Amid olarak geçmektedir. Diyarbekir ismi ise, Arabistan’dan göç eden bir kabileden ortaya çıkmıştır. Arabistan’dan gelen Bekr Kabilesi Dicle civarına yerleştiler. Bölgeye “Bekrlerin Diyarı” manasına gelen Diyar-ı Bekr ismi verildi. Zamanla bu isim Diyarbekir olarak söylenmeye başlandı. 1937 senesinde Bakanlar Kurulu kararıyla Diyarbakır olarak değiştirildi.

Tarihi

En eski medeniyetlerin kurulduğu “Mezopotamya” ile “Anadolu” medeniyetlerinin geçiş bölgesinde olan Diyarbakır’ın tarihi çok eski devirlere uzanır. Çayönü Tepesi kazılarında, dünyanın en eski köyü bulunmuştur. Hitit İmparatorluğunun bir parçasıyken Hurri-Mitanni Krallığına dahil olmuş, zaman zaman Babil ve Asuriler arasında (M.Ö. 1400) el değiştirmiştir. Asurlular devrinde bölge valilik merkeziydi. Daha sonra bölgeye Medler ve peşinden de Persler hakim oldular. M.Ö. 4. asırda İskender, bu bölgeyi ve İran’ı Makedonya Krallığına kattı. İskender’in ölümünden sonra kısa bir müddet Selevkoslar İmparatorluğunun hakimiyetinde kaldı. Tekrar tarih sahnesine çıkan Partlar, bölgeyi ele geçirdiler. Milattan sonra bir ve ikinci asırlarda bu bölge için Romalılar ve Partlar arasında çok kanlı savaşlar oldu. Romalılar bölgeye hakim oldular. M.S. 395 senesinde Roma İmparatorluğu parçalanınca, Anadolu gibi bu bölge de Doğru Roma (Bizans) payına düştü. Partların halefi olan Sasaniler, bölgede, hakimiyet mücadelesini devam ettirdiler. Hazret-i Ömer’in halifeliği zamanında İran (Acem-Sasani) İmparatorluğuna son verildi. 639 senesinde hazret-i Ömer’in emri ile İyaz ibni Ganem kumandasındaki İslam ordusu Diyarbakır (Amid)ı ve çevresini fethetti. Bu İslam ordusunun kumandanlarından olan Halid bin Velid, Amid’e (Diyarbakır’a) ilk giren komutandı. Muhasarada oğlu Süleyman ile sahabelerden hazret-i Sasaa şehid oldular. Diyarbakır bir eyalet olarak İslam devletine bağlandı. 869 senesinde Emir Îsa, Abbasi halifelerinin umumi valisi olarak tayin edildi. Fakat Emir Îsa, halifeye bağlı olarak bağımsızlık ilan etti. 869-899 arasında 30 sene Şeyhiler Hanedanı olarak Emir Îsa, Emir Ahmed ve Emir Muhammed bölgede hüküm sürdüler.

Halife Mütazıd, Amid’e gelip Şeyhiler Hanedanını ortadan kaldırdı. Bir müddet bu bölgeye Hamdaniler hakim oldularsa da, 990 senesinde bölgeye hakim olan Mervaniler, 1096 senesine kadar saltanat sürdü. Alparslan 1071 Malazgirt Zaferinden bir sene önce Diyarbakır’a geldi. Mervaniler, Selçuklulara tabi oldu. Sultan Melikşah’ın ölümünden sonra bölge, Suriye Selçuklularına kaldı. Bir süre sonra da Diyarbakır ve havalisine İnaloğulları hakim oldular. 1138’den sonra Vezir Emir Nisan idareyi ele geçirdi. Selahaddin Eyyubi, 1183’te Diyarbakır’ı aldı ve Hısn Keyfa Emiri Artuklu Nureddin’e verdi. Artuklular 1232 senesine kadar hüküm sürdüler. 1232’de Eyyubi Sultanı Melik Kamil Diyarbakır’ı ele geçirerek Artukoğullarına son verdi. 1240’ta Anadolu Selçukluları Diyarbakır’ı aldılar.

Eyyubi Emiri Melik Kamil, 1258’de Diyarbakır’ı Selçuklulardan geri aldı. 1259’da şehir, İlhanlılara geçti. İlhanlılar, bölgeyi Artukoğullarına bıraktılar. 1401’de Timur Han, Diyarbakır’ı Akkoyunlu Karayülük Osman Beye verdi. Karayülük Osman Bey Akkoyunlu Devleti başşehrini Diyarbakır yaptı. Uzun Hasan, başkenti Tebriz’e götürdü. İran Safevi Sultanı Şah İsmail, 1507’de Akkoyunlu Devletini ortadan kaldırarak Diyarbakır’ı ele geçirdi.

1507-1515 arasında Türk-Memluk-Mısır-Suriye-İran-Safevi arasında bu bölge için mücadele devam etti. Fakat halkın çoğunluğunu Türkler teşkil ediyordu. Osmanlı hükümdarı Yavuz Sultan Selim Han, 1515’te Diyarbakır’ı ve bütün Güneydoğu Anadolu’yu Osmanlı Devleti topraklarına kattı. O tarihten bu yana hiç istila görmedi. Osmanlı devrinde Diyarbakır eyalet (beylerbeyilik) idi. Kendisine bağlı 24 sancağı (vilayeti) bulunuyordu. Bu eyaletin kapladığı alanda bugün Diyarbakır, Elazığ, Siirt (Kığı hariç), Bingöl, Mardin, Tunceli ve (Birecik hariç) Şanlıurfa bulunmaktadır.

Fiziki Yapı

Diyarbakır’ın topraklarının, % 37’si dağlar, % 31’i ovalar, %30’u platolar % 2’si yaylalardan meydana gelmiştir. İl çanak şeklinde bir havzadan ibarettir. Bu havzanın ortalama yüksekliği 700 metredir.

Dağları: Diyarbakır, Güneydoğu Torosların kollarıyla çevrilidir. Batısında Maden Dağları yer alır. Maden Dağlarının en yüksek noktası 2230 metredir. En yüksek yerleri: Tosun Tepe (2813 m), Hasar Tepe (2761 m), Ömer Tepe (2075 m), Karacadağ (Kollubaba Tepe 1957 m), Kuştaşı Tepe (1727 m), Yuva Tepe (1547 m), Tumtaş Tepe (1576 m)dir. Diğer dağları ise Uzuncaseki Dağı, Yumru Dağı ve İnceburun Dağlarıdır.

Ovaları: Diyarbakır ovaları bazalt levhaları ile örtülü kırmızı-kahverengi topraklardır. Diyarbakır Ovası 40 bin hektardır. Dicle Nehri ortadan geçer. Doğu kısmı daha bereketlidir. Gevran (Ergani) Ovası 15 bin hektar olup etrafı tepelerle çevrilidir. Karahan Ovası 10 bin hektardır. Kiki Ovası 25 bin hektardır. İlin en verimli ovasıdır. Buğday ve arpa ekilir. Behremki Ovası 18 bin hektar olup, bereketlidir. Ayrıca 5 bin hektardan küçük olan Lice, Hazro, Çermik, Çüngüş, Piran, Hani, Kulp Şerit ve Dicle ovaları vardır.

Akarsuları: Diyarbakır’ın en önemli akarsuyu Dicle Nehridir. İli Dicle ve kolları sular. Maden Suyu ile Birklin Suyu Dolucan’da birleşerek Dicle Nehri meydana gelir. Birklin Suyu Birklin Mağaralarından çıkar ve Dibni Suyu buna karışır. Maden (Ergani) Suyu Gölcük’ten çıkar. Dicle Nehri Devegeçidi Suyu, Havar, Yenice, Karasu dereleri ile, Anbar, Kuru, Pamuk, Sinan ve Batman çaylarını alır. Daha ilerde Göksu ve Aşağı Hanik çayları Dicle’ye katılır. Batman Çayı Dicle’nin önemli bir koludur. Uzunluğu 100 kilometredir. Gühermi Dağından çıkan Kulp Suyu, Muş’tan gelen bir kolla birleşir. Melul Dağından çıkan Şakiram Çayını alarak, Sason Dağlarından gelen ikinci kolla birleşir. Diğer küçük akarsular ise Sinan Suyu, Çangüş Suyu, Göz Suyu, Medrap Suyu ve Kalhane Suyu ile Meda Çayı ve Sinek Çayıdır.

Gölleri: Diyarbakır’da tabii göl yoktur. Baraj gölleri ile göletler vardır. Devegeçidi Barajı: Devegeçidi Deresi (Suyu) üzerine kurulmuştur. Sulamada kullanılır. 10 bin hektarlık araziyi sular ve 180 milyon m3 su toplanır. Karakaya Barajı: Malatya sınırında Fırat üzerine kurulmaktadır. Enerji ve sulama maksadıyla kullanılacaktır. İnşaat bittiğinde 7,5 milyar kilovat-saat enerji istihsal edilecektir. İçme suyu temini ve tarım arazisini sulamak için Ortaviran, Gözegöl ve Kurtkaya göletleri yapılmıştır.

İklim ve Bitki Örtüsü

İklimi: Diyarbakır ilinde sert kara iklimiyle yarı kurak yayla iklimi hüküm sürer. Yazlar çok sıcak, kurak ve uzun, kışlar soğuk ve az yağışlı geçer. Güneydoğu Toroslar kuzeyden gelen soğuk rüzgarları kestiği için Doğu Anadolu’ya nazaran kışları daha az soğuktur. Senelik yağış miktarı 496 milimetredir. Sıcaklık +46,2°C ile -24,2°C arasında seyreder.

Bitki örtüsü: Diyarbakır topraklarının % 33’ü orman ve fundalıklarla, % 40’ı ekili arazi ve % 22’si çayır ve mer’alarla kaplıdır. İlkbaharda her yer yemyeşildir. Yaz aylarında ise dere kenarları dışında her yer (step) bozkırdır. Otlar tamamen kurur. Vadilerde söğüt, çınar, ceviz ve kavak ağaçları, yükseklerde ise meşe, ardıç ve yabani meyve ağaçları yer alır. Ormanlık arazi her ne kadar % 33 görülmekteyse de muntazam ormanlık saha çok azalmıştır.

Ekonomi

İlin ekonomisi tarıma dayanır. Brüt gelirin % 40’ı tarımdan ve % 10’u sanayiden temin edilir.

Tarım: Diyarbakır’da 650 bin hektara yakın bir alan ekilmektedir. Tahıl başta gelen ürünüdür. Sebze ve meyvecilik gelişmektedir. Tahıl ürünü 20 sene içinde 3 misli artmıştır. Başlıca tarım ürünleri ise buğday, arpa, darı, pirinç, mercimek, baklagiller, saf pamuk, tütün, susam ve keten tohumudur. Son 10 sene içinde sebzecilik çok gelişmiştir. Hıyar, domates, patlıcan, biber, fasulye, kabak ve taze soğan yetişir. Diyarbakır karpuzu ve kavunu iri olduğu gibi, çok lezzetlidir. Türkiye’de yetişen karpuzun % 10’a yakını ve kavunun % 5’i Diyarbakır’da yetişir. Meyvecilikte daha çok üzüm, ceviz, badem, nar, dut ve armut yetişir. Diğer meyveler azdır. Sun’i gübre kullanımıyla modern tarım araçları kullanımı artmıştır. Dicle, Diyarbakır’ın Nil’i sayılır. Dicle kenarındaki köylerde “Boranhane” denilen güvercinliklerde binlerce güvercin beslenir.

Kumsal arazide yetişen karpuzların içine küçük bir çocuk sığabilir. 34 çeşit üzüm, 7 çeşit karpuz yetişir. Karpuz çeşitleri; pembe, sürme, ferikpaşa, yafa, kara, alaca ve Mehmed Emir’dir. İri, tatlı ve kokulu kavunlarından beji, tat, mollaköy ve asma tipi meşhurdur.

Hayvancılık: 350 bin hektara yaklaşan çayır ve mer’aları ile hayvancılığa çok elverişlidir. Hayvancılık verimi henüz düşüktür, kalite ıslahıyle üretim artacaktır. Koyun, kılkeçisi, sığır, eşek ve katır beslenmektedir. 7 bini aşan arı kovanı ile arıcılık gün geçtikçe gelişmektedir.

Ormancılık: Orman alanı 500 bin hektar görülmekteyse de, ormanların önemli kısmı fundalıktır. Mevcut olan ormanların da verimi düşüktür. Ağaçlandırma faaliyeti devam etmektedir. 220 köy orman içinde ve 103 köy orman kenarındadır. Mevcut ormanların ise % 70’i normal baltalıktır.

Madencilik: Türkiye’nin halihazırda en zengin petrol yatakları Diyarbakır-Siirt sınırında Siirt’in Batman ilçesi ile Diyarbakır’ın Bismil ilçesi sınırları içindedir. Diyarbakır’da ilk petrol kuyusu 1961’de Shell tarafından açılmıştır. TPAO ise 1973’ten beri faaliyettedir. Memleketimizde senede çıkan 2.5 milyon ton ham petrol istihsalinin yarısı Diyarbakır’dan elde edilir. Hazro ilçesinde de linyit çıkarılır. Ergani’de bakır madeni vardır.

Sanayi: Son senelerde en büyük gelişme inşaat sektöründe olmuştur. Küçük sanayi, dokumacılık, bakırcılık, demircilik ve kuyumculuk da gelişmiştir. Fabrikaların çoğu devlet sektörüne aittir. Sümerbank Pamuklu Dokuma Fabrikası, Sümerbank Halı ve Yünlü Dokuma Fabrikası, Yem Fabrikası, Süt Endüstrisi Kurumu, Buhar ve Su Türbinleri Fabrikası, Küçük Su Türbini ve Pompa Fabrikası, Tahıl Sigorta Fabrikası ve Ergani Çimento Fabrikası vardır.

Ulaşım: Diyarbakır ulaşım bakımından çok elverişlidir. Bütün komşu illere asfalt yol ile bağlı olduğu gibi, Elazığ-Mardin karayolu ile Urfa-Siirt-Bitlis karayolları Diyarbakır’da kesişir. Yollar düzgün ve bakımlı olup kışın bile devamlı açıktır. İstanbul-Kurtalan demiryolu Diyarbakır’dan geçer. İstanbul-Ankara-Diyarbakır uçak seferleri ise her gün yapılmaktadır. Dicle’nin bir kıyısından diğer kıyısına yolcu, eşya ve odunlar “kelek” ismi verilen sallarla yapılır. Motorlu araç sayısı son 10 senede 10 misli artmıştır. Buna paralel olarak da yol yapımı sür’atle artmaktadır.

Nüfus ve Sosyal Hayat

Nüfusu: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 1.094.996 olup, 600.640’ı şehirlerde, 494.356’sı köylerde yaşamaktadır. Yüzölçümü 15.355 km2 olup, nüfus yoğunluğu 71’dir.

Örf ve adetleri: Diyarbakır’da Türk-İslam kültürü hakimdir. Diyarbakır, hazret-i Ömer devrinde 639’da, İslam orduları tarafından fethedildikten bu yana Müslümanların ve 1042’den bu yana da Müslüman-Türklerin idaresinde kaldığı için, Türk-İslam kültürü ile yoğrulmuştur. 639 öncesi kültürler unutulmuştur. 1085’te Selçuk, 1097’de İnaloğulları, Nisanoğulları, Artukoğulları, Akkoyunlu ve bilhassa Osmanlılar bu bölgenin Türkleştirilmesinde mühim rol oynamıştır. İnaloğulları zamanında Diyarbakır kütüphanesinde 1.040.000 kitap bulunuyordu. Artukoğulları ve Osmanlılar devrinde burada kültür ve mimari zenginlik doruk noktasına ulaşmıştır.

Kıyafet: Elbiseler çok renklidir. Atlas, canfes ve diba gibi kumaşlardan yapılır. Entari üstüne işlemeli hırka giyilir. Başlıklarda kullanılan gümüş tepelikler köyden köye değişir. Erkekler entari, şalvar, kuşak, şal, işlik ve yelek giyerler. Başa külah giyilir veya puşu sarılır.

Mahalli yemekler: Meftune, çiğ köfte, duvaklı pilav, lebeni ve nariye tatlısıdır. Yemekler bol etli, çok yağlı, baharatlı ve acı olur. Diyarbakır’ın masal ve efsaneleri, manileri, halk edebiyatı, ağıtları, türkü ve uzun havaları ve halk oyunları çok zengindir. Ünlü halk şairleri yetişmiştir. Meşhur oyunları: Keşev, delile, halay, harrani, meyremo, poppori, tehayat, dunik, çaçan ve çapiktir.

Diyarbakır, Güneydoğu Anadolu bölgesinin sağlık merkezidir. Tıp Fakültesi, 50 sağlık ocağı ve 200 sağlık evi yanında, Devlet Hastanesi, Doğum Hastanesi, Göğüs Hastalıkları Hastanesi, Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi, SSK Hastanesi ve ilçe hastaneleri ile sağlık hizmeti yürütülmektedir.

Eğitim: Asırlardır Güneydoğu Anadolu’nun bir kültür merkezi olmasına rağmen, okur-yazar niseti en düşük illerden biridir. Okur-yazar nisbeti % 60’ı biraz geçmiştir. İl dahilinde 58 anaokulu, 1112 ilkokul, 94 ortaokul, 42 lise, mesleki ve teknik okul bulunmaktadır. Diyarbakır’da Dicle Üniversitesine bağlı Tıp, Diş Hekimliği, Ziraat, Hukuk ve Fen fakülteleri mevcuttur. Eğitim Fakültesi, Meslek Yüksek Okulu ve Yabancı Diller Yüksek Okulu da Dicle Üniversitesine bağlanmıştır.

Yetişen meşhurlar: On dördüncü asır divan şairlerinden Nesimi (İmamüddin), Seyfeddin Âmidi (Şafii fıkıh ve kelam alimi), Alaeddin Haskefi (Hanefi fıkıh alimi), İbrahim-i Gülşeni (mütasavvıf), Ziya Gökalp, Süleyman Nazif Diyarbakır’da yaşamıştır. Abbasiler devrinde Halife Me’mun zamanında Musa bin Muhammed’in oğulları Şakir ve Ahmed tarafından bir meridyenin uzunluğu ilk defa Sincar sahasında ölçülmüş ve bugünkü değerde bulunmuştur.

İlçeleri

Diyarbakır’ın biri merkez olmak üzere on dört ilçesi vardır.

Merkez: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 468.830 olup, 381.144’ü ilçe merkezinde, 87.686’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 58, Mermer bucağına bağlı 14, Yolboyu bucağına bağlı 20 köyü vardır. İlçe toprakları genelde düzdür. Diyarbakır Ovası toprakların hemen hepsini kaplar. Topraklarını Dicle Nehri sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri tahıl, baklagiller, pamuk, keten ve meyvedir. Tarıma elverişli olmayan bölgelerde hayvancılık gelişmiştir. En çok küçükbaş hayvan beslenir. Tekel Fabrikası, Sümerbank Yünlü Dokuma ve Şayak Fabrikası, Un Fabrikaları, Et Kombinası, TSK Süt Fabrikası başlıca sanayi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi, Diyarbakır Yaylasının Dicle’ye bakan eteğinde rakımı 600-700 m olan bir alanda kurulmuştur. Urfa-Van, Elazığ-Mardin karayolları ve İstanbul-Kurtalan demiryolu ilçeden geçer. İlçede askeri ve sivil amaçlı bir havaalanı vardır. Belediyesi 1880’de kurulmuştur.

Bismil: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 99.662 olup, 39.834’ü ilçe merkezinde, 59.828’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 40, Tepe bucağına bağlı 23, Yukarısalat bucağına bağlı 25 köyü vardır. Yüzölçümü 1748 km2 olup, nüfus yoğunluğu 57’dir. İlçe toprakları, Dicle Irmağının meydana getirdiği çöküntü alanında yer alır. Kuzeyini Yumru Dağı engebelendirir. İlçe topraklarını Kuruçay, Pamuk Çay ve Batman Çayı sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, pamuk, üzüm ve ketendir. Hayvancılık gelişmiş olup, en çok koyun, kılkeçisi ve tiftik keçisi yetiştirilir. Gelişmemiş, küçük bir yerleşim merkezidir. İlçeden Diyarbakır-Kurtalan demiryolu geçer. Diyarbakır’ın en eski yerleşim merkezlerinden olan Bismil, Dicle Nehri kıyısında kurulmuştur. İlçe belediyesi 1936’da kurulmuştur. İl merkezine 58 km mesafededir.

Çermik: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 49.107 olup, 16.531’i ilçe merkezinde, 32.576’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 46, Başarı bucağına bağlı 19 köyü vardır. Yüzölçümü 1032 km2 olup, nüfus yoğunluğu 48’dir. İlçe toprakları dağlıktır. Kuzeyinde Gelincik, batısında Aşukar, güneyinde Petekkaya Dağları yer alır. İlçe topraklarını Sinek Çayı, Medya Çayı, Göz Suyu, Madrap Suyu ve Sinan Suyu sular. Akarsu vadilerinde düzlükler vardır.

Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, tahıl, pamuk, üzüm, pirinç, badem ve cevizdir. En çok küçük baş hayvan beslenir. Kıl, yağ ve yün başlıca hayvansal ürünleridir. El tezgahlarında dokumacılık yapılır.

İlçe merkezi, Sinek Çayı kıyısında Kale ve Heykel Dağları ile çevrili yüksekce bir ovada yer alır. İl merkezine 90 km mesafededir. İlçe belediyesi 1904’te kurulmuştur.

Çınar: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 50.445 olup, 10.080’i ilçe merkezinde, 40.365’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 40, Kilvan bucağına bağlı 11 köyü vardır. Yüzölçümü 1952 km2 olup, nüfus yoğunuluğu 26’dır. İlçe topraklarının güney ve batısı dağlıktır. Batısında Karacadağ yer alır. İlçenin diğer bölümünde Kiki Ovası vardır. Bu ovayı Ballıkaya Deresi ile Göksu Çayı sular.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri tahıl, pamuk, üzüm ve pirinçtir. Karacadağ bölgesinde hayvancılık yapılır ve en çok koyun beslenir. Tarım ve hayvansal ürünlerde üretim düşüktür.

İlçe merkezi, Diyarbakır-Mardin karayolu üzerinde yer alır. Yeni bir yerleşim merkezi olup, 1940-50 arasında Bulgaristan ve Kudüs’ten gelen göçmenlerin buraya yerleştirilmesinden sonra gelişmiştir. İl merkezine 30 km mesafededir. İlçe belediyesi 1937’de kurulmuştur.

Çüngüş: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 17.067 olup, 3935’i ilçe merkezinde, 13.132’si köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 35 köyü vardır. Yüzölçümü 489 km2 olup, nüfus yoğunluğu 33’dür. İlçe toprakları dağlıktır. Orta kesimini Maden Dağları engebelendirir. Dağlardan kaynaklanan sulardan en önemlisi Çüngüş Çayıdır. Akarsu vadilerinde küçük düzlükler vardır. Türkiye’nin önemli barajlarından olan Karakaya Barajı ilçe sınırları içindedir.

Ekonomisi hayvancılık ve tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri tahıl, üzüm, pamuk, kavun ve karpuzdur. Ekime müsait alanları azdır. Hayvancılık birinci derecede gelir kaynağı olup en çok koyun beslenir. Verim genelde düşüktür.

Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 114 km mesafededir. Çüngüş 1953’te ilçe olmuş, belediyesi 1949’da kurulmuştur.

Dicle: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 35.980 olup, 5414’ü ilçe merkezinde, 30.566’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 35 köyü vardır. İlçe toprakları dağlıktır. Düzlükler, Dicle Irmağı kıyısı boyunda yer alır. Dağların yüksek kesimlerinde hayvancılık açısından önemli yaylalar vardır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Fakat iklim şartlarının uygun olmaması yüzünden, tarım ürünleri çeşitli değildir. Başlıca tarım ürünleri tahıl ve meyvedir. Çok sayıda küçük baş hayvan beslenir. Halkın bir kısmı Elazığ sınırları içinde kalan Guleman krom işletmesinde çalışır.

Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir. 1951’de ilçe merkezi oldu. Eski ismi Piran’dır. İl merkezine 88 km mesafededir. Belediyesi 1936’da kurulmuştur.

Eğil: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 21.148 olup, 4803’ü ilçe merkezinde, 16.345’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 18 köyü vardır. Merkez ilçeye bağlı bir bucak iken, 19 Haziran 1987’de 3392 sayılı kanunla ilçe oldu. Toprakları genelde hafif engebeli araziden meydana gelir. Dicle Baraj Gölünün bir kısmı ilçe topraklarında kalır. Ekonomisi hayvancılığa dayalıdır. İlçe merkezi Dicle Baraj Gölünün kıyısında yer alır. Belediyesi 1934’te kurulmuştur.

Ergani: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 78.603 olup, 37.365’i ilçe merkezinde, 41.238’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 61, Ahmetli bucağına bağlı 9 köyü vardır. Yüzölçümü 1489 km2 olup, nüfus yoğunluğu 53’tür. İlçe toprakları Dicle havzasında yer alır. Kuzeyi dağlık, güneyi ise ovalıktır. Sulama amaçlı Devegeçidi Baraj Gölünün bir kısmı ilçe sınırları içinde kalır.

Ekonomisi tarıma dayanır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, mercimek, nohut, pamuk olup ayrıca az miktarda ayçiçeği yetiştirilir. Sebze ve meyvecilik yaygındır. En çok üzüm ve badem yetiştirilir. Yüksek kesimlerde hayvancılık yaygın olarak yapılır. Koyun ve kıl keçisi, hayvan varlığının büyük bölümünü teşkil eder. Çimento ve un fabrikaları başlıca sanayi kuruluşlarıdır. İlçe topraklarında açılan kuyulardan petrol çıkarılır. Halkın bir bölümü Maden ilçesindeki krom işletmelerinde çalışır.

İlçe merkezi, Ergani Ovasının kenarında Zülküfül Dağının güney eteklerinde yer alır. Haydarpaşa-Kurtalan demiryolu şehrin batı kıyısından; Çermik-Dicle karayolu ise ilçe merkezinden geçer. İl merkezine 55 km mesafededir. Çevresi bağ ve bahçelerle kaplıdır. İlçe belediyesi 1923’te kurulmuştur.

Hani: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 27.252 olup, 10.266’sı ilçe merkezinde, 16.986’sı köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 18 köyü vardır. Yüzölçümü 415 km2 olup, nüfus yoğunluğu 66’dır. İlçe toprakları dağlıktır. Kuzeyinde İnceburun dağları yer alır. Dağlardan kaynaklanan suları Ambar Çayı toplar. Ambar Çayı vadisinde düzlükler vardır. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, baklagiller, pamuk, üzüm, ceviz ve bademdir. Yüksek kesimlerde küçükbaş hayvan besiciliği yapılır. En çok koyun beslenir. Gelişmemiş küçük bir yerleşme merkezidir. İl merkezine 85 km mesafededir. İlçe belediyesi 1878’de kurulmuştur.

Hazro: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 23.971 olup, 8048’i ilçe merkezinde, 15.923’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 22 köyü vardır. Yüzölçümü 419 km2 olup, nüfus yoğunluğu 57’dir. İlçe toprakları dağlıktır. Güneydoğu Torosların kollarından olan Uzuncaseki Dağı engebelendirir. Dağlardan kaynaklanan suları Sarım Çayının kolları ve küçük dereler toplar. Akarsu vadilerinde küçük düzlükler vardır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, arpa, nohut, üzüm, badem ve ceviz olup, ayrıca az miktarda mercimek, pirinç ve pamuk yetiştirilir. Dağlık kısımlarda küçükbaş hayvan besiciliği yaygındır. En çok koyun beslenir. İlçe merkezi Uzuncaseki Dağının eteğinde yer alır. Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir. İl merkezine 70 km mesafededir. İlçe belediyesi 1943’te kurulmuştur.

Kocaköy: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 15.408 olup, 4244’ü ilçe merkezinde, 11.164’ü köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 16 köyü vardır. Merkez ilçenin Mermer bucağına bağlı bir köy iken, 9 Mayıs 1990’da 3644 sayılı kanunla ilçe oldu. Toprakları genelde düzdür. Topraklarını Ambarçayı sular. Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri tahıl, pamuk, keten, karpuz ve meyvedir. İlçe merkezi Diyarbakır-Hani karayolunun batısında iç kısımlarda yer alır. İlçe belediyesi 1976’da kurulmuştur.

Kulp: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 50.482 olup, 7.472’si ilçe merkezinde, 43.010’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağa bağlı 17, Ağaçlı bucağına bağlı 14, Akçasır bucağına bağlı 4, Hamzalı bucağına bağlı 10 köyü vardır. Yüzölçümü 1601 km2 olup, nüfus yoğunluğu 32’dir. İlçe toprakları genelde dağlıktır. Kuzeyindeki Tosun Tepesi (2813 m) ilçenin en yüksek noktasıdır. Akarsu vadileri, ilçe topraklarını derin bir şekilde parçalamıştır. Başlıca akarsuları Sarım Çayı, Kulp Çayı ve Sorkan Çayıdır.

Ekonomisi tarım ve hayvancılığa dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri üzüm, buğday ve ceviz olup, ayrıca az miktarda arpa, badem, tütün ve pamuk yetiştirilir. Yüksek kesimlerde küçükbaş hayvan besiciliği yapılır. Ormancılık da önemli geçim kaynağıdır. İlçe merkezi, Kulp Çayının kıyısında yer alır. Gelişmemiş ve küçük bir yerleşim merkezidir. Diyarbakır’ın en eski yerleşim birimlerinden olan ilçe, Diyarbakır-Muş kervan yolu üzerinde idi. İl merkezine 122 km mesafededir. İlçe belediyesi 1930’da kurulmuştur.

Lice: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 47.088 olup, 11.639’u ilçe merkezinde, 35.449’u köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 39, Kayacık bucağına bağlı 16 köyü vardır. Yüzölçümü 1083 km2 olup, nüfus yoğunluğu 43’tür. İlçe topraklarının kuzeyi dağlık, güneyi ise dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Topraklar Birkilin, Ambar ve Sarım çayları tarafından derin şekilde yarılmıştır.

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri buğday, keten, kenevir, arpa ve üzüm olup, az miktarda badem, ceviz, pamuk ve baklagiller yetiştirilir. Az miktarda yetiştirilen ve sarma sigaralarda kullanılan tütünü meşhurdur. Salça fabrikası başlıca sanayi kuruluşudur. İlçe merkezi, Akdağ eteklerinde, Akı Tepesi üzerinde kurulmuştur. Diyarbakır-Bingöl karayolu ilçeden geçer. İl merkezine uzaklığı 83 km mesafededir. 1975 zelzelesinden sonra kurulan kısma Yenişehir denilmektedir. Lice belediyesi 1915’te kurulmuştur.

Silvan: 1990 sayımına göre toplam nüfusu 109.953 olup, 59.865’i ilçe merkezinde, 50.088’i köylerde yaşamaktadır. Merkez bucağına bağlı 42, Bağdere bucağına bağlı 11, Çatal köprü bucağına bağlı 12 köyü vardır. Yüzölçümü 1379 km2 olup, nüfus yoğunluğu 80’dir. İlçe toprakları orta yükseklikteki dalgalı düzlüklerden meydana gelir. Dağlardan kaynaklanan suları Batman Çayı toplar

Ekonomisi tarıma dayalıdır. Başlıca tarım ürünleri, buğday, mercimek, arpa, üzüm, nohut, tütün ve pamuk olup, ayrıca az miktarda badem ve ceviz yetiştirilir. Hayvancılık önemli gelir kaynağıdır. En çok küçükbaş hayvan beslenir. Yaprak tütün bakımevi, un fabrikası ve tuğla imalathanesi başlıca sanayi kuruluşlarıdır.

İlçe merkezi Ferhat Dağı eteklerinde yer alır. Çok eski bir tarihi olan şehir, surlarla çevrilidir. Asurlular zamanında kurulmuştur. Eski ismi Meyyafarikin’dir. Diyarbakır’ı Siirt ve Bitlis’e bağlayan karayolu ilçeden geçer. İl merkezine 77 km mesafededir. Diyarbakır’ın en kalabalık ilçesidir. Belediyesi 1880’de kurulmuştur.

Tarihi Eserler ve Turistik Yerleri

Diyarbakır, tarihi eserler bakımından çok zengindir. Turizme elverişli ise de yeterli alt yapı te’sisleri yoktur. Tarihi eserlerin çoğu Türk- İslam medeniyetine aittir.

Diyarbakır Kalesi: Dünyanın günümüze ulaşan en büyük şehir surları Diyarbakır’dadır. Dicle vadisinden 100 m yükseklikte bir düzlük alana kurulmuştur. Çeşitli devirlerde tamir edilmiştir. Kale dış ve iç kale olarak iki kısımdır. Dış kalenin uzunluğu 5, iç kalenin ise 3 kilometredir. Kalenin 82 burcu vardır. Kalenin yüksekliği 10-12 m, kalınlığı 3-5 metredir. Dış kalenin 4 kapısı vardır: Dağ (Harput) Kapısı, Dicle (Yeni) Kapısı, Mardin (Teli) Kapısı ve Şanlıurfa (Rum) Kapısıdır. İç kale çember şeklinde ve dış kalenin kuzey doğusundadır. Bu kale içinde Artuklusarayı, cami, kemer ve viran kale denilen ilk kalenin kalıntıları vardır. Kalenin havadan görünüşü kalkan balığına benzer. Kalede Artukoğulları, Selçuk, Osmanlı ve Akkoyunlu kitabeleri vardır. Çin seddinden sonra dünyanın en uzun, sağlam ve geniş surlarıdır. Yedi Kardeşler, Sen-Ben, Keçi Burçları kalenin en büyük burçlarıdır. Kalede koğuşlar, mahzenler, sarnıçlar ve depolar vardır. Dicle’ye bakan kısmı hariç diğer yanları savunma hendekleriyle çevrilidir. Bu hendekler bugün dolmuştur. Kale duvarları kabartma ve oyma motiflerle süslüdür.

Silvan Kalesi: Çok eski bir tarihe sahiptir. Kesin tarihi belli değildir. 532’de Bizans imparatoru Birinci Justinyen tamir ettirdi. İki surla çevrili dikdörtgen şeklindedir. 1185’te Hülagu’nun ordusu büyük tahribat yapmıştır. Çınar ilçesindeki Mirhıdır ve Zerzeva kalelerinin yerleri kalmıştır. Kaleler tamamen yok olmuştur. Hazro ilçesinde Tercil, Mihrani ve Aydınlar kalelerinin burç, sarnıç ve sur kalıntıları vardır.

Ulu Cami: Diyarbakır’da Bizans devrinde yapılan Mar Tuma Kilisesini hazret-i Ömer zamanında 639’da feth eden İslam ordusu cami haline getirmiştir. Bu camiyi 1090 senesinde Selçuklu Hükümdarı Melikşah yeni baştan inşa ettirdi. Anadolu’nun en eski camisidir. 80x80=1600 m2 saha kaplar, iki şadırvan, muhteşem cümle kapısı, mimberi ve mihrabı bir sanat abidesidir.

İçkale (Nasıriye) Camii: 1155’te Selçuklular tarafından yapılmış, Osmanlı ve Cumhuriyet devrinde tamir görmüştür. Bu camiye hazret-i Süleyman Camii, Narıyye Camii de denir. Arap mimari tarzı hakimdir. Diyarbakır’ın en eski camilerindendir.

Nebi Camii: Selçuklular tarafından yapılmıştır. Uzun ve dikdörtgen şeklinde olan minaresi, bir sıra ak ve bir sıra kara taştan örülmüştür.

Peygamber Camii: Osmanlı mimarisinin tipik bir örneğidir. Kanuni Sultan Süleyman Han yaptırmıştır.

Şeyh Muhtar (Mutahhar) Camii: On beşinci asırda yapılmış olup, Akkoyunlulara ait bir eserdir. Dört kısa sütun üzerine oturtulmuş minaresi ilgi çekicidir. Dünyada benzeri olmayan bir biçimde yekpare dört sütun üzerine inşa edilmiştir.

Ömer Şeddad Camii: Mardin Kapısı girişindedir. 1150’de İnaloğulları zamanında yapılmıştır. Genelde süslemesizdir.

Hoca Ahmed Camii: Mardin Kapısı yakınlarındadır. 1489’da Hoca Ahmed tarafından yaptırılmıştır. Yan mekanlı ilk Osmanlı camilerinden küçük bir yapıdır.

Ali Paşa Camii: 1534-1537 arasında Hadım Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Mardin Kapı ile Urfa Kapı arasındadır. Osmanlı sanatının genel niteliklerini birleştiren bir yapıdır.

Sefa Camii: On beşinci asır yapısı olup, minaresinin güzelliği ve mihrabının işçiliği ün yapmıştır. Ulu Caminin batısındadır. Akkoyunlular döneminin önemli eserlerindendir.

Melek Ahmed Paşa Camii: On altıncı asır yapısıdır. Melek Ahmed Paşa yaptırmıştır. Kaidesi çini mozayiklerle süslüdür. Minaresi çok güzeldir. Urfa Kapı yakınındadır.

Hüsrev Paşa Camii: Hüsrev Paşa tarafından 1526’da yaptırılmıştır. Mimarisi çok güzeldir. Mardin Kapı yakınındadır. Medrese olarak yapılmış olup, 1728’de minare eklenmiştir.

Hasan Paşa Camii: Hasan Paşa tarafından 1575 senesinde yaptırılmıştır. Güzel bir Osmanlı eseridir.

Fatih Paşa Camii: Diyarbakır’ı fetheden Osmanlı kumandanı Bıyıklı Mehmed Paşa tarafından 1522’de yaptırılmıştır. Türbesi yanındadır. Dokuz vezir (beylerbeyi) ile Osmanlı kumandanı Özdemiroğlu Osman Paşa türbeleri bu cami yanındadır. İldeki ilk Osmanlı eseridir.

Behram Paşa Camii: Osmanlı eserlerinin en büyük ve önemlisidir. 1522’de inşa edilmiştir. Tek minarelidir. Kapısı ve mihrabı bir sanat şaheseridir.

Selahaddin Eyyubi Camii: Silvan’da olup, 12. asırda Selahaddin Eyyubi tarafından yaptırılmıştır. Silvan’ın en büyük camisidir.

Kara Behlül Bey Camii: 1950’de Osmanlı Sancakbeyi Kara Behlül Beyin Silvan’da yaptırdığı güzel bir camidir. 1899’da minaresi eklenmiştir.

Tarihi Eyyubiler Minaresi: Silvan’dadır. Mimari kıymeti büyüktür. 5 tabakadır. Üzeri süslerle bezenmiştir. Yüksekliği 35 m olup, dikdörtgen şeklindedir.

Çermik Ulu Camii: Kale Mahallesindedir. On ikinci asırda Artukoğullarından Fahreddin Karaarslan yaptırmıştır. Selçuklu Sultanı Üçüncü Alaeddin Keykubad döneminde tamir edilmiş ve minare eklenmiştir.

Silvan Ulu Camii: 1031’de yapıldığı zannedilmektedir. 1157’de Artukoğlu Necmüddin Alpi ve 1224’de Eyyubilerden Ebü’l-Muzaffer Şehabeddin Gazi tarafından tamir ettirilmiştir. Mihrap önü kubbesinin büyük tutulduğu camilerin ilk örneğidir.

Zinciriye Medresesi: Ulu Caminin batısındadır. Kitabesinde 1198’de Mimar Îsa Ebu Dirhem’in yaptığı yazmaktadır. Küçük avlulu, tek katlı bir yapıdır.

Mesudiye Medresesi: Ulu Cami yakınındadır. Artuklu devrinin en önemli eserlerindendir. Kitabesinde 1199’da Ebu Muzaffer İkinci Sökmen devrinde inşasına başlanıp, 1223’te tamamlandığı yazılıdır. Mimarı Cafer ibni Mahmud’dur. İki katlı, açık avlulu bir yapıdır. Çok süslü taş işçiliğini yansıtan kemerleri ilgi çekicidir. 1934’te müze haline getirilmiştir.

Ali Paşa Medresesi: Mardin Kapı ile Urfa Kapı arasında Ali Paşa Camii yanındadır. 1543-1547 arasında Hadım Ali Paşa tarafından yaptırılmıştır. Tek katlı bir yapıdır.

Muslihiddin Ları Medresesi: İbariye, Perli medrese olarak da bilinir. Sey Sefa Camii yakınındadır. On beşinci asrın ikinci yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Tek katlıdır.

Abdullah Paşa Medresesi: Çermik’te 1757’de Çeteci Abdullah Paşa tarafından yaptırılmıştır. İkinci Abdülhamid Han zamanında Çermik Rüştiye Mektebi olarak kullanılmıştır. Günümüzde tamir edilmiş olan medrese, camiye çevrilmiştir.

Hatuniye Medresesi: Hani ilçesinde Ulu Caminin yakınındadır. On üçüncü asır eserlerindendir. Günümüzde yıkık bir vaziyettedir.

Sahabeler Türbesi: İçkale’de Kale Cami bitişiğindedir. Girişinde 1631-1633 arasında Silahdar Mustafa Paşanın yaptırdığına dair kitabe vardır. Bazı kaynaklarda 639’da yapıldığı yazılmaktadır. Diyarbakır’ı fethe gelen ve burada şehid düşen Eshab-ı kiram yatmaktadır.

Hüsrev Paşa Hanı: Mardin Kapısının hemen yanındadır. 1527’de Hüsrev Paşa tarafından yaptırılmıştır. Deliller Hanı da denilmektedir. İki bölümden meydana gelen han, geniş bir alana yayılmıştır.

Hasan Paşa Hanı: Ulu Caminin doğu girişindedir. 1575’te yapılmıştır. Doğu Kapısının işçiliği çok güzeldir.

Çifte Han: Hasan Paşa Hanının güneyindedir. On altıncı asırda yapıldığı tahmin edilmektedir. Zaman zaman gördüğü tamiratlar yüzünden ilk şeklini kaybetmiştir.

Yeni Han: Zinciriye Medresesi arkasındadır. 1789’da Seyyid Hacı Abdullah yaptırmıştır. İki katlıdır. Diğer hanlara göre sadedir.

Malabadi Köprüsü: Silvan yakınlarında Batman Çayı üzerinde tarihi bir köprüdür. 1147’de Artukoğullarından Timurtaş bin İlgazi tarafından yaptırılmıştır. Uzunluğu 220 m, eni 7 metredir. Kemerlerinin genişliği 38.60 m olup, dünyadaki taş kemerli köprülerden, kemeri en geniş olanıdır. Üzerinde iki geçiş kapısı ve iki ada vardır. Cumhuriyet devrinde iki defa tamir görmüştür ve ilk yapılış şeklinin büyük özelliğini kaybetmiştir.

Haburman Köprüsü: Çermik ilçesi Haburman köyü yakınındadır. Sinek Çayı üzerinde kurulmuştur. 1179’da Artukoğlu Necmeddin Alpi’nin kızı Zübeyde Hatun tarafından yaptırılmıştır. Üç gözlü olup, boyu 107 m, genişliği 5.50 metredir.

Dicle Köprüsü: Mardin Kapısına 3 km uzaklıkta, Silvan yolu üzerinde bir köprüdür. Mervanoğullarından Nizamüddevle Nasr tarafından 1065’te yaptırılmıştır. On gözlü olup, 180 m boyundadır.

Hasune Mağaraları: Silvan-Batman karayolunda tepeler üzerindedir. Üç yüze yakın mağara vardır. Birbirine koridorlarla bağlı olup, bir mağaralar şehridir. Çivi yazılar, şekiller ve oymalar vardır.

Dokyanus Şehri: Eshab-ı Kehf’de ismi geçen şehir. Lice’nin 18 km batısında bir tepe üzerinde kurulmuştur. Şehir surlarla kuşatılmıştır.

Mesire Yerleri: Diyarbakır, tarihi eserler yönünden çok zengin olduğu kadar tabii güzellikler bakımından fazla zengin değildir. Mesire yeri olarak akarsu boylarından, tarihi kalıntılardan faydalanılmaktadır.

Kaplıcaları: Diyarbakır’ın başlıca şifalı suları, Çermik Kaplıcası ve Anakaris Suyudur.

Çermik Kaplıcası: Diyarbakır-Çermik yolu üzerinde olup, Çermik’e 3 km uzaklıktadır. Termal tesisleri bulunan kaplıca, kadın hastalıkları, üst solunum yolu kronik iltihapları, romatizma hastalıklarına iyi gelir.

Anakaris Suyu: Hani ilçesine 3 km uzaklıkta olup, içme kürleri sarılık ve karaciğer hastalıklarına iyi gelir. Böbrek taşlarının düşürülmesinde yardımcı olur. Kaynağın çevresinde tesis yoktur.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


  • Füle’den Zana’ya cevap Avrupa Komisyonu'nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana'nın mektubuna cevap verdi.

Sizde içinde Diyarbakır kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Diyarbakır kelimesi anlamı 37 defa okunmuştur. [237010] Diyarbakır kelime anlamı, Diyarbakır nedir, Diyarbakır ne demek, Diyarbakır sözlük anlamı

Paylaş