Erkek Elbisesi İçin Söylenebilecekler Nedir

Erkek Elbisesi İçin Söylenebilecekler Nedir ? Erkek Elbisesi İçin Söylenebilecekler Ne demek ?

1-)

Kadın giyimini en azından ana hatlarıyla belirten nasların bulunmasına karşılık, erkeğin elbise şeklinden bahseden pek o kadar nas mevcut değildir. Kur'an-ı Kerim bu mesele üzeride durmaz. Sünnet'te de bir kaç ana esasa temas edilmekle, mesele gayrımüslimlere benzememe şartıyla örfe bırakılmıştır. Mamafih, fukaha mevcut naslardan hareketle, yine de bazı genel hükümler çıkarmışlardır. Buna göre elbisenin:

1- Avreti örtecek ve insanı sıcak ve soğuğa karşı koruyacak kadarı farzdır. Tıpkı yeme ve içmenin ihtiyaç miktarının farz olduğu gibi.

2- Zaruret miktarını aşarak, zineti temin edecek ölçüde izar, rida, sarık ve gömlek giyerek takımı tamamlamak müstehaptır. Zira Allah, nimetinin eserini kulu üzerinde görmekten hoşlanır. (Fetava-yi Ankaravi, I/167.)

3- Bayramlarda, cum'alarda muhtaçları rahatsız eder görünümler olmaması kaydıyla, güzel ve kaliteli elbiseler giymek mübahtır.

4- Kırmızı ve bazılarına göre sarı renkte elbiseler giymek mekruhtur. Dürrü'l-Münteka'da sünnetin hilafına giyilen her türlü elbisenin mekruh olduğu da ilave edilmiştir, (Dürrü'l-Münteka, (Damad kenarında) N/532.)

5- Kibirlenmek amacıyla giyilen elbise, erkeğin saf ipekten dokunmuş olarak giydiği elbise ve gayri müslimlerin özel elbiselerine benzeyen elbise haramdır.

(Başkalarına benzeme konusu, psiko-soyal ve itikadi yönlerden incelenmeye değer bir konudur. 1920'li yıllarda Şeriatın yürürlükten kaldırılması çalışmaları arasında, Islam'a has kiyafet şekillerinin de buna parelel olarak değişmesi gereği kaçınılmaz görülüp, bunların yerine başkaları arandığı sıralarda, Mısır Din Işleri Riyaseti bir bildiri yayınlayarak, başkalarına benzeme açısından "Kubbe'a, ya da Bernita" (fötr Sapka) denen giysinin caiz olamyacağı neticesine varmış, Allame Muhammed Bahit aynı gayeyle hazırladığı ve 1926'da neşredilen risalesinde; sarık giymenin bir sünnet ve müslümanları başkalarından ayıran bir şiar olduğu, kubbe'a'nın ise, gayr-i müslimlerin şiari olduğundan giyilmesinin caiz olamayacağı, fes de bir hususiyet ifade etmeyip, müştereken giyilen bir elbise çesidi olduğundan, giyilmesinde mahzur olmayacağını tasrih etmiş ve meseleye sosyolojik açıdan da bakarak, Endülüs'ün inkiraz bulmasını, bu şiarların muhafaza etmediklerine bağlamıştır. Aynı yıllarda Tanta Ensitüsü Uleması, hazırladıkları ortak beyannamede, teşebbüh meselesini, Kitap, Sünnet ve Hulefa-i Raşidin devrindeki uygulamalar nokta-i nazarından ele alarak "kubbe'a" giymenin haram olduğu neticesine varmışlardır. Yine aynı yıllarda, içlerinde Muhammed Ebu Zehra'nın da bulunduğu on beş kişilik tahassus uleması, meseleyi son derece etraflı bir şekilde ele almış, adetlerin akidenin emareleri olduğunu vurgulayarak, Hz. Ebu Bekr'in saç şekillerini gayr-i müslimlere benzetenlerin -bu işin gayr-i müslimlere has bir iş olması halinde- akidelerini sormaksızın öldürülmelerini emretmesine dikkat Çekmiş, fukahanın "teşebbüh" konusundaki görüşlerini sıralamış ve son bölümde meselenin yine sosyolojik yönünü ele alarak, milletlerin Şahsiyeti konusunda sosyal varlığa en tehlikeli ve en zararlı olan şey'in, başkalarını taklid olduğunu anlamış ve Ibn Haldun'un şu sözleriyle meseleyi bağlamıştır:

"Bu yüzdendir ki, mağlubun; giymesinde, içmesinde, selamlaşmasında, bunları benimsemede ve şekillerinde ve diğer durumlarında galibe benzemeye çalıştığını görürsün. Bu noktadan meseleyi, sebep ve illet tesirini göz önünde bulundurarak inceleyen, bütün bunların istila belirtileri olduğunu görecektir."

Bütün bunlardan ötürü "teşebbüh"ün sınırlarını tesbit etmek önemlidir. Zira Allah Rasülü, çevre memleketlerden gelen bazı elbiseleri giymiş; (Mesela, "Yemen'den gelen bir izar ve mülebbede dedikleri bir kisa içerisinde iken kabzedildi." rivayeti mevcuttur. Ebu Davud, N/368) bazılarının da yırtılıp başka elbiselere çevrilmesini emretmiştir. (Bk. Ebu Davud, N/385 Fetava-yi Hindiyye'de Ebu Yusufun: "Allah Rasulü, ruhbanların giydiği tüylü ayakkabı giydi" sözü ile, kulların salahına olan konularda teşebbüh'ün zarar vermediğine işaret ettiği kayıtlıdır. (Fetava-yi Hindiyye V/293)

Erkek elbisesi konusunda söylenebileceklerin bazıları da şunlardır:

Erkek elbisesinin darlığı konusundaki nehiyler, kadın elbesisinde olanlar kadar sarih değildir. Hatta Imam Sa'rani'nin nakline göre Ebu Zerr'in: "Allah Resulü, sert ve dar giy ki, iftihar sende mesağ bulamasın, buyurdu" dediği vakidir. Ancak kadınların giymelerinin yasaklanışını gerektiren illetin erkeğin dar giymesi halinde de mevcut olması, erkek elbisesinin de dar olmasını mekruh kılar. Fakat bunun erkekte de avret sınırı için gerekli olduğu, bedenin avret olmayan yerlerini örten elbiselerin dar olmasının ancak sahih örfe muhalefeti halinde mekruh olacağı açıktır.başaçık gezmenin kerahati da keza örfle sabit olabilir. Çünkü bu konuda hükme mesned olacak bir nas yoktur. Hatta Imam Şa'r-ani'nin nakline göre Abdullah b.'Ayf, yaz-kış başı açık gezerdi. Sarığı da, takkesi de yoktu. Bir yığın saçı vardı. (Imam Sa'rani, Kesfu'l-Gumme, I/l98.)

Bu konuda Imam Satibi şunları söyler:

"Mesela erkeklerin başlarının açık olması, yerine göre değişir. Bu haraket doğudaki memleketlerde mürüvvet sahipleri hakkında çirkin bir hareket sayıldığı halde, batıdaki (Islam) memleketleride çirkin sayılmaz. Bu değişiklige göre, şer'i hükümde değişiklik arzeder. Onun içindir ki doğuda erkeğin başının açıklığı, adalet vasfını lekelediği halde, batı (Islam) memleketlerinde adaletini lekelemez. (es-Satibi, el-Muvafakat. )

Altın yüzük ve altın süs eşyası, erkekler için haramdır. Kibri için olmamak kaydıyla sümkürmek, ya da abdest ıslaklığını silmek gayesiyle, üzerinde mendil taşımakta bir mahzur yoktur. (Damad, N/537.) Avreti örten kadarı kifayet etmekle beraber, erkeğin kamis (gömlek), izar ve sarık olmak üzere üç parça elbise içerisinde namaz kılması müstehaptır. Bunlara gücü yeterken, sadece izarla namaz kılması mekruhtur. (Tahtavi, Ala Meraki'l-Felah,170. ) Kadının da kamis, izar ve başörtü olmak üzere yine üç parça içerisinde namaz kılması müstehaptır. Altını gösterecek kadar ince elbiseyle kılınan namaz caiz değildir. (Fetava-yi Hindiyye, I/45, 46. ) Es-Sübki, Şafii fukahasından Ahmed b. Isa'nın kadınların cilbab örtünmelerini emreden ayetteki hükme gösterilen, "Hür ve namuslu oldukları tanınıp, fasıkların onlara eziyet etmemesi" illetinden, alimlerin ve sadatın uyguladıkları değişik elbise ve sarık giyme işinin (ilmiyye kisvesinin) -her ne kadar selef bunu yapmamışsa da- güzel bir şey olduğu hükmünü istinbat etmiştir. Çünkü bunda onların tanınmaları, böylece de söyledikleriyle amel edilmesi için belirlenmeleri sözkonusudur. Bu güzel bir istinbattır" der. (Alusi, XXN/90. )Sirval (bacağın yarısına kadar uzanan donlar) sünnettir. (Fetavayi Hindiyye, V/293. )Kalensuve (takke, terlik) giymekte bir beis yoktur. Bunun tilki gibi hayvanların kürkünden olması da mahzursuzdur. Yabani hayvanların derilerinden kürk yapmak caizdir. (Fetava-yi. Hindiyye, V/291-293.)


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Erkek Elbisesi İçin Söylenebilecekler kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Erkek Elbisesi İçin Söylenebilecekler kelimesi anlamı 7 defa okunmuştur. [243714] Erkek Elbisesi İçin Söylenebilecekler kelime anlamı, Erkek Elbisesi İçin Söylenebilecekler nedir, Erkek Elbisesi İçin Söylenebilecekler ne demek, Erkek Elbisesi İçin Söylenebilecekler sözlük anlamı

Paylaş