Ganimetlerin Taksimi Nedir

Ganimetlerin Taksimi Nedir ? Ganimetlerin Taksimi Ne demek ?

1-)

Halkına karşı savaş açılan bir ülke, ya sulh yoluyla, ya da savaşmak suretiyle zorla fethedilir. Müslümanlar, bir yeri sulh yoluyla fethettikleri takdirde hem o zamanki devlet başkanı, hem de ondan sonra devlet başkanı olacak şahıs, anlaşma şartlarına uymak mecburiyetindedir. Araziler, anlaşmayı kabul eden karşı tarafın elinde bırakılır. Böyle bir yerin arazisi üzerine anlaşma şartlarına göre bir vergi konulmamışsa, o arazi öşr suyu ile (yağmur, dere, kuyu, çeşme) sulanıyorsa, öşr üzerine; haraç suyu (fetih öncesi sahiplerinin açtığı kanal suyu) ile sulanıyorsa, haraç üzerine anlaşma yapılır, buna göre vergi alınır. Müslümanların gayr-i müslimlerden savaşarak elde ettikleri araziler hakkında şu hükümler geçerlidir; devlet başkanı bu hükümlerden herhangi birini tatbik etmekte serbesttir.

1) Araziyi eski sahipleri elinde bırakır, kendilerine diğer ganimet mallarından barınabilecekleri miktarda mal verir. Arazilerinden haraç, kendilerinden de cizye alır. Hz. Ömer Irak'ı fethettiğinde böyle yapmıştır.

2) Fethettiği bölge ahalisini oradan çıkarır, yerlerine hariçten getirilen gayr-i müslimler yerleştirilir. Bu tür arazi, "haraç arazisi" diye adlandırılır.

3) O belde ahalisi kendi istekleriyle müslüman oldukları takdirde, arazileri kendilerine bırakılır veya o arazi ganimetler (ganimeti hak eden muharipler) arasında taksim edilir. Resulullah (s.a.s.)'in feth edilen Hayber arazisi hakkındaki uygulaması böyledir.

4) Bir kısmı gaziler arasında taksim edilir, diğer kısmı da hazine masraflarına karşılık devlet için alıkonulur. Bu şekilde ahaliye verilen veya gaziler arasında taksim edilen araziye "öşri arazi" denilir.

5) Herhangi bir taksimat yapılmaksızın bütün arazi, müslümanlar adına devlet tarafından muhafaza edilir. Böyle araziye "memleket arazisi, miri veya, emiri arazi" denir.

İmam Malik'e göre savaşarak fethedilen araziler, ganimler arasında taksim edilmez; devlet tarafından vakıf olarak muhafaza edilir. Elde edilen haraçı müslümanların, cihad, mescid, köprü gibi masraflarına sarfedilir.

İmam Şafii'ye göre böyle araziler diğer ganimetler gibi beş kısma ayrılır. Bunlardan bir kısmı devlet hazinesine, beşte dördü ise mücahidlere taksim edilir.

Hanefi mezhebine göre gaziler arasında taksimatı yapılmasına karar verilen araziler, diğer ganimet malları oranına göre taksim edilir. Ganimetlerden menkul (taşınabilir) malların taksimi: Ganimet mallarının beşte biri Allah'a (ayette geçen bu ifade, teberrüken zikredilmiştir), Resulune, onunla akrabalığı bulunanlara, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir (el-Enfal, 8/41). Yolculardan maksat, yolda parası kalmayanlardır. Geriye kalan beşte dördü ise muhariplere taksim edilir. Muhariplerden piyade olanlar bir, süvari olanlar ise iki hisse alırlar. Kumandan da bir fert gibi hisse alır.

Bizzat harbe katılanlar hisse aldığı gibi bunlara yardım için hazır bulunan erler, savaş sahasında bulundukları halde hastalık ve benzeri özür nedeniyle savaşa katılmamış olanlarla, ganimet malları henüz İslam yurduna getirilmeden evvel vefat eden muhariplerle cihada yardım eden kadınlara, çocuklara, kölelere, zimmilere ganimetten, gazilerin paylarından daha az bir miktar verilir. Buna "razh" denilir. Ganimet mallarının taksiminden sonra geriye kalan mal (taksimi mümkün olmayacak) kadar az bir miktar ise veliyyü'l-emr tarafından fakirlere dağıtılır.

Ganimet mallarını taksim edene "sahibi mekasım, emiri kısmet" denir. Bu memur isterse, taksimdeki güçlük nedeniyle, ganimet mallarını satar, elde ettiği parayı taksim eder.

Bu taksim, veliyyü'l-emr'in izni olmadıkça yapılamaz. Düşman ülkesi fethedilmediği halde elde edilen ganimetin beşte biri ayrıldıktan sonra geriye kalanı komutan tarafından muhariplere taksim edilir. Ganimet mallarından az da olsa bir şey çalmak, bu mallardan daha taksim edilmeden hıyanet yoluyla birşey almak büyük günahtır. Buna "gulul" denir. Ganimet toplayanlardan biri ganimet mallarından birşeyi telef etse ödemez; İmam Şafii'ye göre ise öder. Muhariplerin, gayr-i müslimlerin yurdunda, denizlerinden çıkardıkları balık ve benzeri şeyler ile karada elde ettikleri av hayvanları, madenler, hazineler ganimet malından sayılır. Muhariplerin, İslam diyarı ile küfür diyarı arasında bulunan ormanda veliyyü'l-emr'in izniyle kesip İslam yurduna götürdükleri ağaç, ganimet mallarından sayılır; mancınık ve gemi yapımı için kesilenler ise ganimetten sayılmazlar. Ganimet malları, İslam yurduna götürülmeden taksimi yapılmaz. Harp halinde de taksimat caiz değildir. Şafii, Hanbeli, Maliki ve Zahiri müctehidlerine göre bu taksim, düşman yurdunda da yapılabilir. Ganimet malları İslam diyarına hükümetçe taşınması mümkün değil ise, mücahidler arasında geçici olarak taksim edilir, onlar vasıtasıyla İslam yurduna taşınır, tekrar hepsi bir yerde toplanır. Esas taksim bundan sonra (ilk taksime göre) yapılır. Muharipler taksimattan önce ganimet malını satamazlar; yenilip içilecek cinsten olanlardan istifade edebilirler, fakat saklayamazlar. Silah, elbise, at gibi mallardan da geçici olarak istifade edilebilir, sonra taksimata tabi tutulur. Taksimattan evvel düşman ülkesinde ölen muharibin varislerine ganimetten birşey verilmez. Ancak İslam yurduna döndükten sonra ve ganimetin taksiminden evvel ölen muharibin mirasçılarına ganimetten hissesi verilir. İmam Şafii ve diğerlerine göre, düşmanın mağlubiyeti kesinlik kazandıktan sonra ölen muharibin varislerine ganimetten hissesi verilir.

Enfal suresinin kırk birinci ayetinde de belirtilen Hz. Peygamber'in hissesi O'nun vefatından sonra sözkonusu değildir. Abdulmuttalib oğullarının hisseleri de yoktur. Bu hisseler tamamen devlet hazinesine bırakılır; devlet kanalıyla da fakir yetimler ile diğer miskinler ve parasız kalmış yolculara harcanır. Bu hususta diğer mezhebler değişik görüş iler: sürerler. Veliyyü'1-emr veya komutan lüzum görürse fazla bir pay veya muayyen bir para vermek suretiyle mücahidleri harbe teşvikte bulunabilir. Buna "tenfil" denir.

Savaş esirleri hakkında yapılacak işlem: Savaş neticesinde elde edilen esirler hakkında veliyyü'1-emr serbesttir. Bu esirlerden fiilen savaşa katılanları öldürebilir; köle ve cariye yapabilir; İslam zimmetinde eman vererek hepsine hürriyetini verebilir; İslam esirleriyle değiş tokuş yapabilir. Arap müşriklerinin esir erkekleri ise ya İslam'ı kabul ederler ya da öldürülürler.

Evzai, Hasan İbn Muhammed et-Temimi, Hasan el-Basri, Hammad b. Süleyman gibi müctehidlere göre esirleri öldürmek caiz değildir. Öldürülmelerinin caiz olduğunu ileri süren. müctehidler, bu konuda gereğine göre hareket etmede veliyyü'1-emr'in serbest olduğunu söylerler. Müslümanların eline esir düşmeden evvel müslüman olan ise sadece köle yapılır. Düşmana ait köleler, müslüman olarak İslam ülkesine iltica etseler veya müslüman olduktan sonra bulundukları ülke müslümanlar tarafından zabtedilse ya da müslüman olmaksızın İslam ordusuna iltihak etseler, derhal hür olurlar.

Düşmandan alınan esirler hakkında köleleştirme kararı verilince bunların (diğer ganimet malları gibi) beşte biri devlet bütçesine ait olarak ayrılır, geriye kalanı ganimetler arasında paylarına göre taksim edilir. Bu' durumda kölelerin öldürülmesi caiz değildir. Esiri, taksimden evvel öldüren bir mücahide sadece ta'zir cezası verilir, keffaret ve diyet ödetilmez. Komutan, isyan etmeleri veya taraflarınca kurtarılma ihtimalleri olmadıkça, esirleri öldürmeye yetkili değildir. Bir yetki devlet başkanına aittir. Esir edilen kadınlar, çocuklar öldürülmez. Esir edilen kadınlar İslam yurduna getirilince eski kocalarıyla nikah ilişkileri kesilmiş olur. Kocaları da kendileri gibi esir olan kadınların nikahları devam eder. Bakıma muhtaç olan esir çocuklar, esir analarından ayrılmazlar. Hanefilere göre esirleri karşılıksız salıvermek caiz değildir.

İmam Şafii hariç, diğer mezhebler de aynı görüştedir. Ekonomik şartlar zorlamadıkça esirleri para karşılığı azat etmek Hanefilere göre caiz değildir. İmam Şafii bu görüşte değildir. Düşmandan alınan esirler, müslüman esirlere mukabıl değiştirilebilir. Buna "müfadatu'l-üsera" denir. Esir düşen müslümanları para, silah, hayvan karşılığı kurtarmak caizdir. İslam'ı kabul eden bir esir, müslüman esir karşılığında değiştirilmez. (İlgili hadisler için bk. Sahih-i Buhari Tecrid i Sarih Tercümesi, VII, 426, VIII, 438, X, 340).

"Artık elde ettiğiniz ganimetten helal ve temiz olarak yeyin" (el-Enfal, 8/69). Allah'ın insanlar için takdir ettiği rızkın en helal olanlarından biri ganimet mallandır. Savaş ganimet için yapılmaz; Allah'ın kelamını yüceltmek, İslam'ı hakim kılmak ve küfrün galebesine son vermek ve İslam adaletini başka ülkelere götürmek gibi ulvi gayeler için yapılır. Böyle bir gayenin gerçekleşmesi için meydana gelen savaşta ölenlere Allah şehid sıfatıyla cenneti nasib ederken; sağ olan gazilere de gösterdikleri gayrete bir lütuf olarak, düşmandan alınan ganimetleri helal kılmıştır. Geçmiş ümmetlere ganimetten istifadeye izin verilmezken bu lütuf Muhammed (s.a.s.)'in ümmetine takdir edilmiştir.




Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Ganimetlerin Taksimi kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Ganimetlerin Taksimi kelimesi anlamı 8 defa okunmuştur. [243779] Ganimetlerin Taksimi kelime anlamı, Ganimetlerin Taksimi nedir, Ganimetlerin Taksimi ne demek, Ganimetlerin Taksimi sözlük anlamı

Paylaş