Geçme Nedir

Geçme Nedir ? Geçme Ne demek ?

1-)nüfuz GEŞT TECAVÜZ intikal MÜRUR Geçmek işi, mürur Birbirinin içine geçirilerek tutturulan iki şeyden birinde bulunan çıkıntılı parça Birbirinin içine geçirilerek tutturulan iki şeyden birinde bulunan çıkıntılı parça. Çakılmış, yapıştırılmış veya lehimlenmiş olmayıp gereğinde sökülebilecek biçimde parçaları birbirine takılıp kenetlenmiş olan Çakılmış, yapıştırılmış veya lehimlenmiş olmayıp gereğinde sökülebilecek biçimde parçaları birbirine takılıp kenetlenmiş olan Kullanımda olmak, tedavülde olmak HAVL DÜRUC TAYY gitmek Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek Bulaşmak, sirayet etmek Uğramak, konu olmak Bir yeri aşmak, öbür yana ulaşmak Bir yerin yakınından veya içinden gitmek Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak Bazı kelimelerle birleşik fiil yapar Bir yerden başka bir yere gitmek Sıyrılmak, kurtulmak, işin içinden çıkmak. Çekiştirmek, yermek:"Beni sana geçmişler / Vallahi ben demedim." Halk türküsü Konuşmada sözü geçmek veya basında yer almak Bir yere gidip oturmak Çok bekletilmekten çürümeye yüz tutmak Sıyrılmak, kurtulmak, işin içinden çıkmak Çekiştirmek, yermek Okulda, sınavda başarı göstermek Sönmek Üstünlük sağlamak Aşmak, geride bırakmak Harcamak Bir iletişim aracı ile bildirmek Tükenmek, bitmek, sona ermek Konuşmada sözü geçmek veya basında yer almak:"Kısa süren bir hastalıktan sonra göçüp gideceğini hissetmiş, hatta ölümünün gazetelere bile geçmemesini istemişti..." H. E. Adıvar Hastalık bulaşmak, sirayet etmek Olmak, vuku bulmak, cereyan etmek:"Bu odanın içinde geçen aşk anları artık çok uzaklardaydı." A. İlhan Herhangi bir durum, soya çekim yoluyla birinde görünmek Bulunduğu yeri veya konumu değiştirmek Yerini bırakıp başka yer almak Bir yeri aşmak, öbür yana ulaşmak:"İstanbul'a geçecek değil, parmağımı kımıldatacak takatim yok." S. M. Alus çare ki bizden geçti, diye söyleniyor." R. N. Güntekin Bir şeyi bundan böyle yapma durumunda olmamak:"Hakkın var Bir yandan girip öte yandan çıkmak Bir yerden başka bir yere gitmek:"Elindeki kitabı bırakıp bulundukları odaya geçtim." T. Buğra Yol, araç veya akarsu bir yerin yakınından veya içinden gitmek Bir duruma uğramak, konu olmak Yaşamak Bırakmak, vazgeçmek Bir konu üzerinde veya bir yerde çalışmış olmak:"Şimdiki tuluat artistlerinin çoğu oradan geçtiler." S. F. Abasıyanık Etki yapmak, işlemek Birinden meşk etmek Bir müzik parçasını meşk ederek öğrenmek, çalmak veya söylemek Haberi bir iletişim aracı ile bildirmek Sönmek:"Ocak sönmüş, koru bile geçmişti." N. Nazım Sürümü olmak, satılmak Yazılmak, girmek Harcamak:"Bütün günüm seni takip etmekle geçti." Y. K. Karaosmanoğlu Zamanı aşmak, geride bırakmak:"Şehzadebaşı'na geldikleri zaman saat onu geçiyordu." P. Safa Kalmak, devrolmak Görev almak Geride bırakmak, aşmak Tükenmek, bitmek, sona ermek:"Yavaş yavaş bu hırs geçer." F. R. Atay. Üstünlük sağlamak Söylemeden veya bitirmeden atlamak Kabul edilemez olmak


2-)Birbirinin içine geçirilerek tutturulan iki şeyden birinde bulunan çıkıntılı parça.


3-)Çakılmış, yapıştırılmış veya lehimlenmiş olmayıp gereğinde sökülebilecek biçimde parçaları birbirine takılıp kenetlenmiş olan.


4-)Geçmek işi, mürur.


5-)Sap ve gövde birleştirme yöntemlerinden her biri.


6-)Sinem.Bir gösterimin sürekliliğini sağlamak üzere iki gösterici kullanıldığında, birinci göstericideki makara sona ererken, ara vermeksizin ikinci makarayı göstermeye başlama.


7-)Bk. geçiş


8-)Bk. noktalama


9-)Bk. zincirleme


10-)Bir ışınımın, içindeki tekrenkli ışınların frekansları (devir sıklıkları) değişmeksizin, bir ortamdangeçmesi.


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Change-Over.
İngilizcesi İngilizce
Devolvement.
İngilizcesi İngilizce
Whirligig.
İngilizcesi İngilizce
Transmigration.
İngilizcesi İngilizce
Transmission.
İngilizcesi İngilizce
Construction.
İngilizcesi İngilizce
Joggle.
İngilizcesi İngilizce
Passage.
İngilizcesi İngilizce
That fits into or onto something else.
İngilizcesi İngilizce
Tenon.
İngilizcesi İngilizce
Passing.
İngilizcesi İngilizce
Fitted into.
İngilizcesi İngilizce
Dovetailed.
İngilizcesi İngilizce
İnfection.
İngilizcesi İngilizce
Joined by mortise and tenon.
İngilizcesi İngilizce
Conduction.
İngilizcesi İngilizce
Traffic.
İngilizcesi İngilizce
Transition.
İngilizcesi İngilizce
Tranmission.
İngilizcesi İngilizce
Circulation.
İngilizcesi İngilizce
Permenance.
İngilizcesi İngilizce
Permeability.
İngilizcesi İngilizce
Penetration.
İngilizcesi İngilizce
Keyed.
İngilizcesi İngilizce
Shrunk.
İngilizcesi İngilizce
Shrunken.
İngilizcesi İngilizce
Jointer.
İngilizcesi İngilizce
Match joint.
İngilizcesi İngilizce
Tongue.
İngilizcesi İngilizce
İnlaid work.
İngilizcesi İngilizce
Scarf.
İngilizcesi İngilizce
Scarfin.
Almancası Almanca
Überblendung, Überblenden, Überblender
Almancası Almanca
Durchlassung (Transmission)

  • Christian Science Monitor gazetesinde bir makale kaleme alan Jorge Benitez, NATO'ya, Türkiye'ye sadece'kağıt üzerinde sözler'vermenin ötesine Geçme çağrısında bulundu.
  • Endülüs Müslüman Devleti'nin 1492 yılında Kastilya Kraliçesi Isabel ve Aragon Kralı Ferdinand tarafından işgal edilmesiyle birlikte İspanya'da yaşayan Yahudiler, Hıristiyanlığa Geçme ya da ülkeyi terk etme seçenekleriyle başbaşa bırakıldı.

Sizde içinde Geçme kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Geçme kelimesi anlamı 80 defa okunmuştur. [180514] Geçme kelime anlamı, Geçme nedir, Geçme ne demek, Geçme sözlük anlamı

Paylaş