Kefen Nedir

Kefen Nedir ? Kefen Ne demek ?

1-)Alm. Leichentuch (n), Fr. Linceul (m), drap (m) mortuaire, İng. Shroud. Ölen kimseye sarılan bez parçaları. Kefen, İslamiyette genellikle beyaz kumaştan ve erkekler için üç, kadınlar için beş parça olarak yapılır. Kefensiz cenaze gömülmez. Şehitler öldükleri zaman bu şekilde kefenlenmezler, üzerlerindeki zırh, silah, palto, ayakkabı gibi eşyalar alınır. Diğer kanlı elbiseleri ile, yıkanmadan ve kefenlenmeden gömülür.

İslam dininde, ölen bir kimseyi yıkamak, kefenlemek, cenaze namazı kılmak ve gömmek Müslümanların üzerine farz-ı kifayedir. Bu vazifenin en az bir Müslüman tarafından yapılması ile diğer Müslümanlar borçtan kurtulurlar.

Kefen, ölünün kendi malından alınır. Borçları ödenmeden, vasiyeti yerine getirilmeden ve mirasın taksimi yapılmadan önce kefen parası ayrılır. Parası olmayan kimsenin kefenini, hayattayken nafakasını(geçimini) temin eden kimse alır. Kimsesiz cenazelerin kefenini devlet hazinesi veya yaşadığı şehrin zenginleri temin eder.

Ölünün kefenlenmeden önce yıkanması şarttır. Cenaze, örtülü olarak, tütsülenmiş serir (teneşir tahtası) üzerine sırt üstü veya kolay olan şekilde yatırılır. Göbek ile diz arası örtülü olarak yıkanır. Gömleği uzun ise gömlek içinde de yıkanır.

Ölünün kefeni, vücudunu tam örtecek miktarda bezden olmalıdır. Erkeğin kefeninin üç parça olması emredilmiştir. Zaruri durumlarda ölünün bedenini örtecek kadar bir kat kefenle de ölü defnedilebilir. Bu parçalar şunlardır:

1. İzar: Baştan ayağa kadar genişliği bir metreden fazladır.

2. Kamis (Entari gibi uzun gömlek): Bunun uzunluğu omuzlardan ayaklara kadar olan uzunluğun iki katıdır. Bu uzunluk ortadan ikiye katlanıp, kat yerinden baş geçecek kadar düz kesilir. Kol ve etek yerleri kesilmez.

3. Lifafe: Baştan ve ayaklardan aşırı uzunlukta olup, daha geniştir. Baş üstünden ve ayak altından uçları büzülüp, bezle bağlanacaktır.

Kadın kefeni ise beş parçadan olur:

Bunlardan ilk üçü olan kamis, izar ve lifafe aynen erkek kefenindeki gibidir. Kadın kefeninde bunlardan farklı olarak bulunan iki parça ise himar ve göğüs bezidir. Bunlardan; Himar: Baş örtüsü olup, yetmiş beş santim kadar uzundur, uçları yüze kadar iner. Göğüs bezi: omuzdan dize kadardır.

Ölünün kefeninin üç parçadan olması, yeni, temiz, kıymetli olması, beyaz pamuklu (patiska) bezlerinin kullanılması sünnettir. Başına sarık sarmak, erkeğe ipek kefen, tabutu ipekli bezle örtmek, süslü şeyler koymak dinimizde yasaktır. Kadın için ipek kefen kullanılabilir. Besmele-i şerifeyi, kelime-i tevhidi, ayet-i kerimeleri muhterem isimleri kefene yazmak doğru değildir. Zira ceset çürüyünce bunlar kirlenir.

Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) hadis-i şeriflerinde kefen hususunda; “Sizin biriniz din kardeşinin ölüsünü techiz etmeyi üzerine alıp, velisi olduğunda kefenini iyi ve temiz maldan güzel yapsın. Zira ölüler defin olundukları kefenleriyle kabirlerinden çıkıp mahşere gelirler ve kefenleriyle birbirlerini ziyaret ederler.

Beyaz elbise giyin. Muhakkak ki beyaz elbise pak, temiz ve iyidir. Ölünüzü de beyaz elbise ile kefenleyin.” buyurmaktadır.

KEFEN

Anadolu’ya ilk adım atarken,

Türk ilinden kopan rüzgar eserken,

Gazi Alpaslan at binmiş gelirken,

Bak dalgalanıyor bedende kefen!

Sultan Selahaddin dünya fethinden

Âhiret şehrine göçüp giderken,

Bayrağın yerine astırdı hemen...

Bak dalgalanıyor bedende kefen!

Kefen, kefen, kefen! Bir bayraksın sen.

Kanlara bulanmış bir nefersin sen.

Yaradana giden yolda nesin sen?

Bak dalgalanıyor bedende kefen!


2-)KEFEN



Vefat eden erkek veya kadından her birinin bedenini örtmek için kullanılan kumaş parçası. Cenazenin kefenlenmesi farz-ı kifaye'dir. Bu farz yerine getirilmezse İslam toplumu sorumlu olur. Kefenin gerekliliği hadis, icma' ve akıl delillerine dayanır.

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Beyaz elbise giyiniz. Şüphesiz bu, elbiselerinizin en hayırlısıdır. Ölülerinizi de onunla kefenleyiniz" (Ebu Davud, Tıbb, 14, Libas, 13; Tirmizi, Cenaiz, 18, Edeb, 46; Nesai, Cenaiz, 38, Zine, 97; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 247, 274, 328). Sıcak iklimlerde beyaz renkli giysinin, serin tutan, güneş ışınlarını kıran en uygun giysi olduğu bilinmektedir. "Ölülerin kefenlerini güzel yapın. Çünkü onlar kendi aralarında birbirlerini ziyaret ederler ve kefenlerinin güzelliği ile iftihar ederler" (Müslim, Cenaiz, 49; Tirmizi, Cenaiz 19; Nesai, Cenaiz 37; İbn Mace Cenaiz 12; Ebu Davud, Cenaiz; 30, Müsned, III, 295, 329, 349).

Rivayete göre, Hz. Âdem vefat edince melekler O'nu yıkamış, kefenlemiş ve defnettikten sonra, çocuklarına şöyle demişlerdir: Bu, sizin ölüleriniz için bir sünnettir (el-Kasani, Bedayiu's-Sanayi', Beyrut 1402/1982, I, 306).

Kefenin güzel yapılmasından maksat, beyazlığı ve temizliği, ölülerin kefenleriyle övünmelerinden kastedilen ise, sünnete uygun olduğu için sevinmeleridir. Burada pahalı kumaş kastedilmemiştir. Çünkü İslam'da israftan kaçınmak bir esastır. Diğer yandan Hz. Peygamber; "Kefende pahalıya kaçmayın, çünkü o, çabucak soyulup gider" (Ebu Davud, Cenaiz, 31) buyurmuştur.

Kefen, cenazenin sosyal ve ekonomik durumuna göre; sünnet, kifayet veya zaruret miktarlarında olmak üzere üçe ayrılır.

1. Sünnet miktarı kefen: Erkek için; izar, gömlek ve sargıdır. Kadın için ise; izar, başörtüsü, sargı ve göğüsleriyle karnını bağlamak için kullanılan bir bez ve gömlek (dır') olmak üzere beş parçadır.

"İzar"; vücudu tepeden tırnağa saran parçadır. "Gömlek"; boğazdan ayaklara kadar olan yakasız ve kolsuz giydirilen elbisedir. "Sargı"; cenazeyi sarmak için kullanılan izardan daha uzun parçadır. Cesedin üst ve alt kısımlarından bağlanır. Kadına mahsus olan "dır"' gömlekle (kamis) eş anlamlı ise de, kadının gömleğinin göğüse, erkeğinkinin ise omuza kadar yarılacağı belirtilmiştir (İbn Âbidin, Reddü'l-Muhtar, İstanbul 1984, II, 202).

2. Kifayet miktarı kefen: Erkek için kefenin yetecek en az miktarı izar ve sargı olmak üzere iki parçadır. Çünkü sağlığında giydiği en az elbise budur. Tek parça elbise ile namaz kılmak mekruh olduğu gibi, tek parça kefen de mekruhtur. Kadının en az yetecek kefeni ise iki elbise ile bir baş örtüsüdür. Bundan azı mekruhtur.

3. Zaruret miktarı kefen: Erkek ve kadın için zaruret halinde kefenin en azı bütün bedeni örtecek kadar olmasıdır. Bu da mümkün olmazsa başkalarından kumaş istenir. Çünkü bundan aşağısı, yok hükmündedir. Bütün bedeni örten kefenle, yükümlülerden farz düşer. Ancak zaruretler kendi miktarlarınca takdir olunur. Özellikle kıtlık, darlık, savaş ve yaygın bulaşıcı hastalık gibi sebeplerle ortaya çıkan toplu ölümlerde bu sıkıntılar söz konusu olabilir. Bu durumda, kefenin zaruret miktarı ne bulunursa odur.

Mus'ab b. Umuyr (r.a) Uhud savaşında şehid düşünce, üzerinde tek parça çizgili bir kumaş parçasından başka bir şey yoktu. Kabre defnedilirken başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açıkta kalıyordu. Bunun üzerine, Hz. Peygamber; kumaşla başının örtülmesini, ayaklarının üzerine de izhir otu atılmasını söylemiştir. Bu Hadis, cenazenin yalnız avret yerlerinin örtülmesinin farz için yeterli olmadığını, açıkta kalan kısımların gerektiğinde hasır, kilim, parça, ot ve benzeri şeylerle örtmenin gerektiğini gösterir. İmam Şafii, zaruret halinde yalnız avret yerlerinin örtülmesini yeterli görür (İbn Âbidin, a.g.e., II, 204). Kefen ölüye sarılmadan önce güzel koku ile tütsülenir. Önce yaygı tabuta veya hasır, kilim gibi bir şey üzerine yayılır, onun üzerine de izar yayılır. Sonra ölüye kefen gömleği giydirilerek, izar'ın üzerine yatırılır. Ölü erkekse, izar önce soluna, sonra da sağına getirilerek sarılır. Sargı da aynı şekilde onun üstüne sarılır. Açılmasından korkulursa kefen bir kuşakla bağlanabilir. Kadına önce gömleği giydirilir. Saçları iki örgü halinde gömleğin üzerinden, göğsü üzerine konur, onun üzerine baş örtüsü yüzüyle beraber örtülür, üstüne de izar sarılır, izarın üzerinden de göğüs örtüsü bağlanır, daha sonra da sargı sarılır. Göğüs örtüsü sargıdan sonra da bağlanabilir. Kefenin açılmasından korkulursa düğümlenir.

Kefen konusunda cinsiyeti belirsiz kişi (hunsay-ı müşkil) kadın gibi işlem görür. Çünkü erkek olma ihtimali karşısında fazlanın bir zararı yoktur. İhramlı, ihramsız gibidir. Yani kefeni kokulanır ve başı örtülür. İmam Şafii aksi görüştedir. Büluğa yaklaşan erkek çocuk (mürahik) Erkek; kız çocuğu (mürahika) da kadın hükmündedir. Buluğ çağına yaklaşmamış küçük erkek çocuğu bir parça, küçük kız çocuğu ise iki parça kefen bezine sarılır. Düşük cenin, ölünün bir uzvu gibi sayılır, kefenlenmez, bir beze sarılır.

Bulunan bir insanın parçasının eğer başı varsa parçası olan ile birlikte kefenlenir. Ölen bir kafirin durumu da böyledir. Onun mahrem bir hısımı varsa onu yıkar. Bir beze sararak kefenler. Çünkü, münkirin sünnet üzere kefenlenmesi mekruhtur.

Kabrinden yeni çıkarılmış cenaze, kefeni soyulmuş olarak bulunursa, dağılmamış durumda ise, hiç defnedilmemiş gibi ikinci defa üç parça kefenle kefenlenir. Dağılmışsa bir parça kefene sarılır.

Erkeğin kefeninin cuma ve bayram günlerinde, kadının kefenin ise, ana-babasını ziyaret sırasında giydiği elbiseye kıymetçe uygun bulunmasıdır. Herkesin kefeni kendi malından karşılanır. Kefen masrafı borçtan, vasiyet ve mirastan önce gelir. Malı bulunmayan cenazenin kefeni hayatta iken ona bakmak zorunda olan nafaka yükümlüsüne aittir. Bu da yoksa, techiz ve tekfin masraflarını İslam Devleti karşılar. Kadınların kefenleri zengin olsalar da kocalarına aittir. Çünkü kefen bir bakıma dünyadaki örtünmenin (tesettür) devamıdır (bk. el-Kasani, Bedayiu's-Sanayi'. Beyrut 1402/1982, I, 306-33B el-Fetava'l Hindiyye, Beyrut 1400/1980, I, 160-162; İbn Abidin, a.g.e., II, 202-207).

Hamdi DÖNDÜREN


3-)

Vefat eden erkek veya kadından her birinin bedenini örtmek için kullanılan kumaş parçası. Cenazenin kefenlenmesi farz-ı kifaye'dir. Bu farz yerine getirilmezse İslam toplumu sorumlu olur. Kefenin gerekliliği hadis, icma' ve akıl delillerine dayanır.

Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Beyaz elbise giyiniz. Şüphesiz bu, elbiselerinizin en hayırlısıdır. Ölülerinizi de onunla kefenleyiniz" (Ebu Davud, Tıbb, 14, Libas, 13; Tirmizi, Cenaiz, 18, Edeb, 46; Nesai, Cenaiz, 38, Zine, 97; Ahmed b. Hanbel, Müsned, I, 247, 274, 328). Sıcak iklimlerde beyaz renkli giysinin, serin tutan, güneş ışınlarını kıran en uygun giysi olduğu bilinmektedir. "Ölülerin kefenlerini güzel yapın. Çünkü onlar kendi aralarında birbirlerini ziyaret ederler ve kefenlerinin güzelliği ile iftihar ederler" (Müslim, Cenaiz, 49; Tirmizi, Cenaiz 19; Nesai, Cenaiz 37; İbn Mace Cenaiz 12; Ebu Davud, Cenaiz; 30, Müsned, III, 295, 329, 349).

Rivayete göre, Hz. Âdem vefat edince melekler O'nu yıkamış, kefenlemiş ve defnettikten sonra, çocuklarına şöyle demişlerdir: Bu, sizin ölüleriniz için bir sünnettir (el-Kasani, Bedayiu's-Sanayi', Beyrut 1402/1982, I, 306).

Kefenin güzel yapılmasından maksat, beyazlığı ve temizliği, ölülerin kefenleriyle övünmelerinden kastedilen ise, sünnete uygun olduğu için sevinmeleridir. Burada pahalı kumaş kastedilmemiştir. Çünkü İslam'da israftan kaçınmak bir esastır. Diğer yandan Hz. Peygamber; "Kefende pahalıya kaçmayın, çünkü o, çabucak soyulup gider" (Ebu Davud, Cenaiz, 31) buyurmuştur.

Kefen, cenazenin sosyal ve ekonomik durumuna göre; sünnet, kifayet veya zaruret miktarlarında olmak üzere üçe ayrılır.

1. Sünnet miktarı kefen: Erkek için; izar, gömlek ve sargıdır. Kadın için ise; izar, başörtüsü, sargı ve göğüsleriyle karnını bağlamak için kullanılan bir bez ve gömlek (dır') olmak üzere beş parçadır.

"İzar"; vücudu tepeden tırnağa saran parçadır. "Gömlek"; boğazdan ayaklara kadar olan yakasız ve kolsuz giydirilen elbisedir. "Sargı"; cenazeyi sarmak için kullanılan izardan daha uzun parçadır. Cesedin üst ve alt kısımlarından bağlanır. Kadına mahsus olan "dır"' gömlekle (kamis) eş anlamlı ise de, kadının gömleğinin göğüse, erkeğinkinin ise omuza kadar yarılacağı belirtilmiştir (İbn Âbidin, Reddü'l-Muhtar, İstanbul 1984, II, 202).

2. Kifayet miktarı kefen: Erkek için kefenin yetecek en az miktarı izar ve sargı olmak üzere iki parçadır. Çünkü sağlığında giydiği en az elbise budur. Tek parça elbise ile namaz kılmak mekruh olduğu gibi, tek parça kefen de mekruhtur. Kadının en az yetecek kefeni ise iki elbise ile bir baş örtüsüdür. Bundan azı mekruhtur.

3. Zaruret miktarı kefen: Erkek ve kadın için zaruret halinde kefenin en azı bütün bedeni örtecek kadar olmasıdır. Bu da mümkün olmazsa başkalarından kumaş istenir. Çünkü bundan aşağısı, yok hükmündedir. Bütün bedeni örten kefenle, yükümlülerden farz düşer. Ancak zaruretler kendi miktarlarınca takdir olunur. Özellikle kıtlık, darlık, savaş ve yaygın bulaşıcı hastalık gibi sebeplerle ortaya çıkan toplu ölümlerde bu sıkıntılar söz konusu olabilir. Bu durumda, kefenin zaruret miktarı ne bulunursa odur.

Mus'ab b. Umuyr (r.a) Uhud savaşında şehid düşünce, üzerinde tek parça çizgili bir kumaş parçasından başka bir şey yoktu. Kabre defnedilirken başı örtülse ayakları, ayakları örtülse başı açıkta kalıyordu. Bunun üzerine, Hz. Peygamber; kumaşla başının örtülmesini, ayaklarının üzerine de izhir otu atılmasını söylemiştir. Bu Hadis, cenazenin yalnız avret yerlerinin örtülmeşinin farz için yeterli olmadığını, açıkta kalan kısımların gerektiğinde hasır, kilim, parça, ot ve benzeri şeylerle örtmenin gerektiğini gösterir. İmam Şafii, zaruret halinde yalnız avret yerlerinin örtülmesini yeterli görür (İbn Âbidin, a.g.e., II, 204). Kefen ölüye sarılmadan önce güzel koku ile tütsülenir. Önce yaygı tabuta veya hasır, kilim gibi bir şey üzerine yayılır, onun üzerine de izar yayılır. Sonra ölüye kefen gömleği giydirilerek, izar'ın üzerine yatırılır. Ölü erkekse, izar önce soluna, sonra da sağına getirilerek sarılır. Sargı da aynı şekilde onun üstüne sarılır. Açılmasından korkulursa kefen bir kuşakla bağlanabilir. Kadına önce gömleği giydirilir. Saçları iki örgü halinde gömleğin üzerinden, göğsü üzerine konur, onun üzerine baş örtüsü yüzüyle beraber örtülür, üstüne de izar sarılır, izarın üzerinden de göğüs örtüsü bağlanır, daha sonra da sargı sarılır. Göğüs örtüsü sargıdan sonra da bağlanabilir. Kefenin açılmasından korkulursa düğümlenir.

Kefen konusunda cinsiyeti belirsiz kişi (hunsay-ı müşkil) kadın gibi işlem görür. Çünkü erkek olma ihtimali karşısında fazlanın bir zararı yoktur. İhramlı, ihramsız gibidir. Yani kefeni kokulanır ve başı örtülür. İmam Şafii aksi görüştedir. Büluğa yaklaşan erkek çocuk (mürahik) Erkek; kız çocuğu (mürahika) da kadın hükmündedir. Buluğ çağına yaklaşmamış küçük erkek çocuğu bir parça, küçük kız çocuğu ise iki parça kefen bezine sarılır. Düşük cenin, ölünün bir uzvu gibi sayılır, kefenlenmez, bir beze sarılır.

Bulunan bir insanın parçasının eğer başı varsa parçası olan ile birlikte kefenlenir. Ölen bir kafirin durumu da böyledir. Onun mahrem bir hısımı varsa onu yıkar. Bir beze sararak kefenler. Çünkü, münkirin sünnet üzere kefenlenmesi mekruhtur.

Kabrinden yeni çıkarılmış cenaze, kefeni soyulmuş olarak bulunursa, dağılmamış durumda ise, hiç defnedilmemiş gibi ikinci defa üç parça kefenle kefenlenir. Dağılmışsa bir parça kefene sarılır.

Erkeğin kefeninin cuma ve bayram günlerinde, kadının kefenin ise, ana-babasını ziyaret sırasında giydiği elbiseye kıymetçe uygun bulunmasıdır. Herkesin kefeni kendi malından karşılanır. Kefen masrafı borçtan, vasiyet ve mirastan önce gelir. Malı bulunmayan cenazenin kefeni hayatta iken ona bakmak zorunda olan nafaka yükümlüsüne aittir. Bu da yoksa, techiz ve tekfin masraflarını İslam Devleti karşılar. Kadınların kefenleri zengin olsalar da kocalarına aittir. Çünkü kefen bir bakıma dünyadaki örtünmenin (tesettür) devamıdır (bk. el-Kasani, Bedayiu's-Sanayi'. Beyrut 1402/1982, I, 306-33B el-Fetava'l Hindiyye, Beyrut 1400/1980, I, 160-162; İbn Abidin, a.g.e., II, 202-207).

 


4-)Âdem aleyhisselam vefat edince, melekler Cennet'ten hanut ve kefen getirdiler. Su ve sedr yaprağı ile yıkadılar. Üçüncüsünde kafur koydular. Üç kefen ile kefenlediler. Namazını kıldılar. Lahd yaptılar. Defn ettiler. Sonra çocuklarına dönerek; "Ey Âdemoğulları! Ölülerinize böyle yapınız" dediler. (Hadis-i şerif-Feteva-i Fıkhıyye)

Kefen, erkek için üç, kadın için beş parçadır. Erkeğin kefeni; izar (genişliği bir metreden fazla baştan ayağa kadar olan bez parçası), kamis (entari gibi uzun gömlek) ve lifafe (başı ve ayakları geçecek uzunlukta, baş üstünden ve ayak altından uçları büzülüp bezle bağlanan kısım). Kadınların kefeni ise, kamis, izar, lifafe, himar (baş örtüsü) ve göğüs bezidir. (Zeylai)

Kefenin, meyyitin (ölenin) kendi helal malından olması, başkasının vermesinden daha iyidir. Diri iken helal kefen hazırlamak iyidir. (Halebi)

Salihlerin, velilerin çamaşırından, elbisesinden kefen yapmak veya kefen içine bunlardan yüzüne göğsüne koymak faydalıdır. (S. Abdülhakim Arvasi)

Bir kefendir akıbet sermaye-i bay u fakir

Varlığa mağrur olan mecnun değil de, ya nedir.

(La Edri)


5-)Ölünün gömülmeden önce sarıldığı beyaz bez, yakasız gömlek, yakasız mintan
Örnek:Gül değil, arkasında kanlı kefen / Sen misin, sen misin garip vatan? N. Kemal


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Shroud.
İngilizcesi İngilizce
Winding sheet.
İngilizcesi İngilizce
Cerement.
İngilizcesi İngilizce
Grave clothes.
İngilizcesi İngilizce
Cerements.

  • Rant elde etmesi Kefen soyuculuğudur Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar istenmeyen hiçbir yerde kentsel dönüşüm yapmayacaklarını belirterek,"Bu iş vatani bir meseledir.

Sizde içinde Kefen kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Kefen kelimesi anlamı 280 defa okunmuştur. [238324] Kefen kelime anlamı, Kefen nedir, Kefen ne demek, Kefen sözlük anlamı

Paylaş