Kelime-İ Tevhid Nedir

Kelime-İ Tevhid Nedir ? Kelime-İ Tevhid Ne demek ?

1-)“La ilahe illallah, Muhammedün Resulullah” ibaresi. Tevhid kelimesi, İslam dininde tevhid inancını bildiren söz, tevhid inancı, Allahü tealanın var ve bir olduğuna ve Muhammed aleyhisselamın O’nun peygamberi olduğuna inanmaktır. Müslüman bir kimsenin ilk önce La ilahe illallah Muhammedün Resulullah sözünün manasını bilmesi ve inanması farzdır. Kelime-i Tevhide; “Kelime-i İhlas, Kelime-i Takva, Kelime-i Tayyibe, Da’vet-ül-Hak, Urvet-ül-Vüska, Kelime-i Semerret-ül-Cennet” de denir.

Her Müslümanın, kelime-i tevhidin manasına hiç şüphe etmeden, yalnız inanması yetişir. Bunları delil ile ispat etmesi ve akla uydurması lazım değildir. Kelime-i tevhidin manasını Kur’an-ı kerim bildirmekte, Resulullah da (sallalahü aleyhi ve sellem) bu bildirilenleri açıklamaktadır. Eshab-ı kiramın hepsi, bu açıklamaları öğrendi ve kendilerinden sonra gelenlere bildirdiler. Eshab-ı kiramın bildirdiklerini hiç değiştirmeden, olduğu gibi kitaplara geçirerek bugüne kadar ulaştıran yüksek din alimlerine “Ehli Sünnet” denir (Bkz. Ehl-i Sünnet). Herkese böyle inanması emrolunmuştur.

Kelime-i tevhidin manası (Ehl-i sünnet alimlerine göre):

“Allah’tan başka ibadete hakkı olan hiçbir ilah yoktur. Hazret-i Muhammed O’nun peygamberidir.” Allahü teala tektir. Eşi, ortağı yoktur. Büyüklük ve azamet sahibi olmak O’na mahsustur.

İnsanlar yoktu. Sonradan yaratıldı. İnsanların bir yaratanı vardır. Her varlığı O yaratmıştır. Bu yaratan birdir. Ortağı benzeri yoktur. Bir ikincisi yoktur. O, hep vardı. Varlığının başlangıcı yoktur. Hep vardır. Varlığının sonu olmaz. Yok olmaz. O’nun hep var olması lazımdır. O, yok olamaz. Varlığı kendindendir, hiçbir sebebe ihtiyacı yoktur. O’na muhtac olmayan hiçbir şey yoktur. Herşeyi var eden, her varı her an varlıkta durduran O’dur. O, madde değildir. Cisim değildir. Bir yerde değildir. Hiçbir maddede bulunmaz. Şekli yoktur. Ölçülmez. Nasıldır? diye sorulmaz. O deyince, akla hayale gelen her şey, O değildir. O, bunlara benzemez. Bunlar, hep O’nun mahluklarıdır. O, mahlukları gibi değildir. Akla, vehme, hayale, gelen herşeyi, O yaratmaktadır. Yukarıda, aşağıda, yanda değildir. Yeri yoktur. Her varlık, Arşın altındadır. Arş ise, O’nun kudreti, kuvveti altındadır. O, Arş’ın üstündedir. Fakat bu, Arş O’nu taşıyor demek değildir. Arş O’nun lütfu ve kudreti ile vardır. O, ezelde, sonsuz öncelerde nasıl ise, şimdi hep öyledir. Arşı yaratmadan önce nasıl idi ise, ebedi sonsuz geleceklerde de hep öyledir. O’nda değişiklik olmaz. O’nun sıfatları vardır. “Sıfat-ı Sübutiyye”si sekizdir. Hayat, ilim, sem’ basar, kudret, irade, kelam, tekvin (Bkz. Allah). Bu sıfatlarında da, hiç değişiklik olmaz. Değişiklik olmak, kusurdur. O’nda kusur, noksanlık yoktur. Hiçbir mahlukuna benzemez ise de, bu dünyada, O’nu kendisinin bildirdiği kadar bilmek ve ahirette görmek olur. Burada nasıl olduğu anlaşılmadan bilinir. Orada da anlaşılmadan görülecektir.

Allahü teala, kullarına, peygamberler gönderdi. Bu büyük insanlar vasıtasıyla kullarına, saadete ve felakete sebeb olan işleri bildirdi. Peygamberlerin en yükseği, son peygamberi olan Muhammed aleyhisselamdır. Yeryüzündeki dinli dinsiz herkese, her yere, her millete peygamber olarak gönderilmiştir. Bütün insanların, meleklerin ve cinnin peygamberidir. Dünyanın her yerinde de, herkesin, O yüce peygambere tabi olması, uyması lazımdır. İslam dininin hükmü, kıyamete kadar bakidir.

Kelime-i tevhid söylemek çok sevaptır. Her fırsatta her zaman sık sık söylenmelidir.

Bir hadis-i şerifte: Son sözü La ilahe illallah olan Cennet’e girer. buyruldu. On iki imamın sekizincisi İmam-ı Ali Rıza babasından, dedesinden ve bu silsile ile hazret-i Ali’den O da Resulullah’dan rivayet ettiği bir hadis-i kudside şöyle buyrulmaktadır: “Allahü teala peygamberlerinden birine hitab edip, Ey kulum! La ilahe illallah, kelimesi benim kalemdir. Bu kelimeyi söyleyen kaleme girmiş olur. Benim kaleme giren azabımdan emin olur. (Yani, kaleye giren bir kimsenin düşmandan emin olduğu gibi, la ilahe illallah kalesine giren ve bu kelimeyi ihlas ile söyleyen Cehennem ateşinden emin olur.)”

Bir hadis-i şerifte tevhid kelimesinin faziletleri şöyle anlatılmıştır: “Yerleri ve gökleri, terazinin bir kefesine koysalar, bu kelimenin bulunduğu kefe ebette ağır gelir.”

Bir hadis-i şerifte de “La ilahe illallah. Cennetin anahtarıdır.” buyrulmuştur. Evliyanın büyüklerinden Bayezid-i Bistami, bu hadis-i şerifi soranlara manasını şöyle açıklamıştır: “Evet, böyledir. Ama bu anahtara dört diş lazımdır. Yalan ve gıybet söyleyeyen dil; çirkin arzulardan uzak temiz bir gönül; haram ve şüphelilerden arınmış mide; gösteriş ve bid’atten, sapık inançlardan uzak amel.”

Tasavvuf alimleri talebelerinin imanlarını kuvvetlendirmek ve nefislerini terbiye etmek, temizlemek için, zikir olarak, en çok kelime-i tevhidi söyletmişlerdir. Çünkü insanın nefsi, herkesten üstün olmayı, herkese amirlik, şeflik yapmayı ve hatta daha da ileri giderek herkesin kendisine tapınmasını istemektedir. Yeryüzünde tanrılık, ilahlık iddiasına kalkışanlar bunlardandır. İnsanın bu isteklerinden kurtulması için nefsin, itaat altına alınıp; şeflik, üstünlük hülyasından vazgeçirilerek sonsuz felakete düşmesinin önüne geçilmesi için, La ilahe illallah kelimesini çok söyleyerek manasını kalbe yerleştirmek lazımdır. Bu mübarek söz, insanın içindeki ve dışındaki yalancı ilahları, mabutları kovduğu, yok olduğunu bildirdiği için, nefsi temizlemekte en faydalı, en tesirli ilaçtır.

Peygamber efendimiz buyuruyor ki:

Zikrin en üstünü “La ilahe illallah”, duanın en faziletlisi “Elhamdülillah” demektir.

Allah’a kavuşmak isteyen bu zikir kelimesini çok söyler. Allahü teala bir hadis-i kutside; “Ben, beni zikredenin yanındayım.” buyuruyor. Allahü tealayı zikretmenin, muayyen bir vakti yoktur. Bu kelime abdestsiz de söylenebilir.

Nefis, Allahü tealayı çok zikretmekle, çok hatırlamakla itminana kavuşur. Yani Allahü tealanın emir ve yasaklarına tam uyup teslim olur. Kur’an-ı kerim’de, Allahü tealayı çok zikiretmek emrolunmaktadır.

Nefsi azıp yoldan çıkan ve bunda inad eden kimse, bu kelimeyi söyleyerek imanını tazelemelidir. Peygamber efendimiz buyurdu ki: “La ilahe illallah” diyerek imanınızı yenileyiniz. Bunu her zaman söylemek lazımdır. Îman ile ölenlere hatm-i tehlil yapmak, yani yetmiş bin kelime-i tevhid okuyup sevabını ruhuna hediye etmek çok faydalıdır. Peygamber efendimiz; “Bir kimse kendisi için veya başkası için yetmiş bin aded kelime-i tevhid okursa, günahları affolur.” buyurdu.


2-)KELİME-İ TEVHÎD



Tevhid birleştirme, birleme, bir olduğunu kabul etme ve bu şekilde inanma demektir. Istılahı manası ise; Allah'tan başka ilah olmadığına iman etmek, O'ndan başka Rab ve Ma'bud tanımamaktır. Başka bir deyişle; ihtiva ettiği manaya gönülden inanarak "Lailahe illallah Muhammedun Rasulüllah" sözünü söylemektir. İşte "Allah'tan başka ilah yoktur Muhammed Onun Rasulüdür" anlamına gelen bu söze"Kelime-i Tevhid" denir.

"Kelime-i Tevhid " tüm semavi dinlerin ortak inanç esaslarının temelini teşkil eder. Bu temele dayanmayan inanışların ve ibadetlerin tümü batıldır, Allah'ın yanında makbul değildir. Nitekim, Cenab-ı Allah'ın göndermiş olduğu elçilerinin tümüne vahyettiği ve insanlara tebliğ edilmesini istediği en önemli husus, "Tevhid" inancının esasını teşkil eden bu kutsal kelimedir. Hak Teala, Kur'an-ı Kerim'de, son elçisi Hz. Muhammed (s.a.s)'e hitaben:

"Senden önce hiçbir rasul göndermedik ki ona; Benden başka ilah yoktur, şu halde bana kulluk edin, diye vahyetmiş olmayalım" (el-Enbiya, 21/25) buyurmakla bu gerçeği dile getirmiştir.

Allah'tan başka ilah tanımamak ve yalnızca O'na ibadet etmek tüm semavi dinlerin ortak hedefidir. En güzel ifadesini "Kelime-i Tevhid"de bulan bu husus, ehemmiyetine binaen, hem Kur'an-ı Kerim'de, hem de Rasulüllah (s.a.s.)'ın hadislerinde çokça zikredilmiştir. Kur'an'da:

"Allah, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayandır" (el-Bakara, 2/255).

"Allah, kendisinden başka ilah olmayandır, en güzel isimler O'na mahsustur" (Taha, 20/8).

"O, sizin Rabbiniz olan Allah'tır. O'ndan başka ilah yoktur. Herşeyin yaratıcısı O'dur" (el-En'am, 6/102).

"Allah ile birlikte başka bir ilah çağırma. O'ndan başka ilah yoktur. O'nun zatından başka her şey helak olacaktır. Hüküm O'nundur ve siz O'na döndürüleceksiniz" (el-Kasas, 28/88) buyurulmaktadır. Rasulüllah (s.a.s.)'ın hadislerinde de "Kelime-i Tevhid"le ilgili şu ifadelere rastlıyoruz:

"Her kim, La ilahe illallah der ve Allah'tan başka tapılan şeyleri reddederse, onun malına ve canına dokunmak haram olur. Hesabı da Allah'a kalmıştır" (Müslim, İman, 37).

"Lailahe illallah, Allah için yüce ve şerefli bir sözdür. Bunu samimiyetle söyleyen cenneti kendine vacip kılar. Yalandan söyleyen de malını ve kanını korumuş olur, fakat gideceği yer cehennemdir" (Alauddin Ali el-Hindi "Kenzü'l-Ummal", l, 220).

"Allah'tan başka ilah olmadığına ve Muhammed'in, O'nun elçisi olduğuna şehadet getirerek Allah'a mülaki olan kimse cennete girer" (a.g.e., l, 215).

"Lailahe illallah" çok veciz ve mana yönünden oldukça kapsamlı bir sözdür. Türkçe'ye"Allah'tan başka ilah (tanrı) yoktur" şeklinde tercüme edilebilir. Ne var ki, Allah ve ilah kelimelerinin ifade ettiği manalar tam olarak anlaşılmadıkça "Allah'tan başka ilah yoktur." sözü; "Kelime-i Tevhid"in, kafalara ve gönüllere yerleştirmek istediği mefhumu ifade etmekte çok kısır kalacaktır. Kaldı ki, hiç kimsenin mü'min ve muvahhid sayılabilmesi için, Kur'an'ın tanımladığı şekilde Allah'a iman etmesi ve tüm içtenliğiyle O'na teslim olması gerekir. Aksi takdirde "Kelime-i Tevhid"i diliyle söylediği halde, tevhide aykırı düşünce ve davranışlarından dolayı iman dairesinden çıkarak kafir olması içten bile değildir.

Kur'an-ı Kerim, Cenab-ı Allah' şöyle tanımlıyor:

"Allah bir tektir (el-İhlas, 112/1), O'ndan başka hiçbir ilah yoktur (el-bakara, 2/255). Tüm alemlerin Rabbi'dir (Fatiha, 1/1), herşeyin yaratıcısı O'dur (el-Enam, 6/102), hüküm yalnızca Allah'ındır (ez-Zümer, 39/3), rızkı veren O'dur (ez-Zariyat, 51/58), dirilten de öldüren de (Alu İmran, 3/156), hastalara şifa veren de O'dur (el-En'am. 5/59). O, her şeyi; gizli olanı da açıkta olanı da bilir. (İbrahim, 14/38). O'nun irade ve izni olmadan bir yaprak dahi dalından düşmez" (el-Maide, 6/59). Kısacası Allah, akla gelebilecek her türlü noksanlıklardan münezzeh ve en mükemmel sıfatlarla muttasıftır.

Kur'an ayetlerinden de anlaşılacağı gibi, insanın mü'min ve muvahhid sayılabilmesi için, Allah hakkındaki düşüncelerinin sağlıklı olması, "Tevhidi" çizgiyle paralellik arzetmesi gerekir. Bir yandan "Allah'tan başka ilah yoktur " deyip diğer Yandan O'nun hükmünü reddetmek ya da hakimiyetinde O'na ortak koşmak, kesin olarak haram kıldığı bir şeyi helal, helal kıldığı bir şeyi haram saymak, yalnızca kendisine mahsus özelliklerden birini veya birkaçını, yaratılmışlardan herhangi birine isnad etmek, Allah'a yaklaştıracak veya O'nun katında şefaatçi olacak diye O'ndan başka dostlar edinip bunları uluhiyyet derecesine çıkarmak, Tevhid inancıyla asla bağdaşmaz. Bu tür düşünce ve inançlara sahip kimse "Allah'tan başka ilah yoktur." demekle iman etmiş sayılmaz. Cenab-ı Allah bu gibi kimseleri yalancı ve inkarcı diye nitelemektedir:

"Halis din yalnız ve yalnız Allah'ındır. O'ndan başka dostlar edinenler; bizi, sadece Allah'a yaklaştırsınlar diye onlara ibadet ediyoruz, derler. Şüphesiz Allah, ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah, yalancı ve inkarcıyı hidayete erdirmez" (ez-Zümer, 39/3).

"Yoksa onlar, cahiliyye hükmünü mü arıyorlar? İyi anlayan bir toplum için hükümranlığı Allah'tan daha güzel hüküm veren kim vardır?" (el-Tevbe, 5/50).

"Allah'ı bırakıp bilginlerini ve rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rabler edindiler. Halbuki onlara; yalnız bir ilaha tapmaları emredilmişti. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır " (et-Tevbe, 9/31).

Evet, "Kelime-i Tevhid"; düşünce ve davranışlarda, şirkin her türlü pisliğinden arınmayı, sadece Allah'ın emirlerine boyun eğerek tağutun her çeşidini reddetmeyi gerektirir. Artık:

"Her kim tağutu reddedip Allah'a inanırsa, asla kopmayan, sağlam bir kulpa yapışmış olur" (el-Bakara, 2/256. Ayrıca bk. La ilaha illallah).

Halid ERBOĞA


3-)Yerleri ve gökleri, terazinin bir kefesine, bu kelime-i tevhidi diğer kefesine koysalar, bu kelimenin bulunduğu kefe, elbette ağır gelir. (Hadis-i şerif-Mektubat-ı Rabbani)

Bir kafir, kelime-i tevhidi söyleyince ve manasına inanınca, o anda müslüman olur. Fakat, bunun da, her müslüman gibi imanın altı esasını ezberleyip manasını iyice öğrenmesi lazımdır. (İbn-i Âbidin)

Hak teala hazretleri, Musa aleyhisselama buyurdu ki: "Ya Musa! Kıyamet gününde meleklerin seni ziyaret etmesini istersen, Kelime-i tevhidi çok söyle!" (Ka'b-ül-Ahbar)

Rabbimizin gazabını, intikamını söndürmek için kelime-i tevhidden daha faydalı bir şey yoktur. (İmam-ı Rabbani)

Ölüm hastası İhlas suresini çok okumalıdır. Yatağı karşısında Kelime-i tevhid yazılı levha asılı olmalıdır. (S. Abdülhakim Arvasi)


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Sizde içinde Kelime-İ Tevhid kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Kelime-İ Tevhid kelimesi anlamı 260 defa okunmuştur. [238340] Kelime-İ Tevhid kelime anlamı, Kelime-İ Tevhid nedir, Kelime-İ Tevhid ne demek, Kelime-İ Tevhid sözlük anlamı

Paylaş