Necaset Nedir

Necaset Nedir ? Necaset Ne demek ?

1-)pislilik, kirlilik, leke, toz veya kirle kaplı olma, murdarlık, necs sayılma. Çeşitli dinler, bazı canlı ve cansızları necis ve pis kabul ederek bunlara dokunmayı bunları yemeyi, kullanmayı yasak etmiştir. Mesela bütün ilahi dinlerde şarap ve domuz necis olup, yemesi, içmesi haramdı.

İslamiyette necaset; namaza zarar veren pislik, namazın sahih (doğru) olmasına mani olan pislik. Namaz kılanın bedeninde, elbisesinde ve namaz kılacağı yerde, necaset bulunursa bunu temizlemeden kılınılan namaz sahih olmaz. Namaz kılacak kimse necasetten temizlenmiş olmalıdır. İki türlü necaset vardır:

1. Kaba necaset (necaset-i galize): İnsandan çıkınca abdest veya gusle sebep olan her şey, eti yenmeyen hayvanların, (yarasa hariç) ve yavrularının yüzülmüş, dabağlanmamış derisi, eti, pisliği, bevli, insanın ve bütün hayvanların kanı, şarap, ispirto, leş, domuz eti ve kümes hayvanlarının pisliği, yük hayvanlarının, koyun ve keçinin necasetleri kaba necasettir.

Vücutta, elbisede, namaz kılınan yerde, dirhem miktarı kaba necaseti yıkamak vacib, dirhemden çok ise yıkamak farz, az ise sünnettir. Akıcı necasetlerde, açık el ayasındaki suyun yüzü genişliği kadar yüzeydir. Dirhem miktarı, 4,8 gramdır.

2. Hafif necaset (necaset-i hafife): Hafif olan necasetlerden bir uzva ve elbisenin bir kısmına bulaşınca, bu kısım ve uzuvların dörtte biri kadarı namaza zarar vermez. Eti yenen dört ayaklı hayvanların bevli (idrarı) ve eti yenmeyen kuşların pisliği hafif necasettir.

Necasetin şekline ve bulaştığı yere göre temizleme çeşidi otuzu aşmaktadır. Bunlar fıkıh ve ilmihal kitaplarında geniş olarak anlatılmaktadır. En meşhur temizleme çeşitleri şunlardır:

a) Yıkamak ile; b) Ovmakla ve silmekle (Katı necaset, kemer, çanta, mest ayakkabı üzerinde olunca ovmakla temizlenir); c) Ateş ile (Kanlı bıçak, kelle ateşe tutulup kanı gidince temiz olur); d) Rüzgar ve güneşle (Necaset akan toprak rüzgarla kuruyup, üç sıfatı gidince, temiz olup burada namaz kılınır); e) Kimyasal değişiklikle: Necis yağ, sabun yapılırsa; necis bir leş, tuz haline dönerse temiz olur.

İslam dini, gerek namaz içinde gerekse namaz dışında necasetten temizlenmeğe çok önem vermiş, bunu namazın farzlarından biri saymıştır (Bkz. Namaz). Allahü teala Kur’an-ı kerim’de, Müddessir suresi 4. ayetinde, mealen; “Elbiseni de (daima) temiz tut.” buyurmaktadır. Peygamber efendimiz bir hadis-i şerifte; “Temizlik imandandır.” buyurdu.


2-)Namazın şartlarından birisi de necasetten taharet olup, bedende, elbisede ve namaz kılınacak yerde necaset bulunmamaktır. (İbn-i Âbidin)

Katı şekil almış necaset, insan derisinde, elbisesinde ise veya bevl, kan gibi akıcı necaset, mest üzerinde olsa da, ancak yıkamakla temizlenir. Kan, şarap, ispirto, bevl (idrar) gibi sıvı necasetten biri bulaşmış toprak, katı necaset demektir.Katı necaset, kemer, çanta, mest, ayakkabı üzerinde olunca, oğmakla, silmekle temizlenir. (İbn-i Âbidin)

Sarhoş eden bütün içkiler, şarap gibi kaba necasettir. (Halebi)

İğne ucu kadar elbiseye sıçrayan bevl (idrar) ve kan damlaları ile sokakta sıçrayan çamurlar ve necaset buharlarının, necasete dokunarak gelen gazların, rüzgarın ve ahırda ve hamamda meydana gelen buharlardan, duvarlarda hasıl olan damlaların elbiseye, yaş deriye değmesi affedilmiştir. (İbn-i Âbidin)

Necaset bulaşmış ayakkabı ile cenaze namazı kılınmaz. (Alaüddin Haskefi)

Peygamber efendimiz zamanındaki Necaşi'nin adı Eshame idi. Nasrani (hıristiyan) iken müslüman oldu. Cenaze namazını Resulullah sallallahü aleyhi ve sellem Medine'de kıldırdı. (İbn-i Hişam-Halebi)

Eshab-ı kiram, Necaşi'nin memleketi Habeşistan'a hicret ettiklerinde, Necaşi onlara bir takım sualler sorduktan ve Peygamber efendimiz hakkında bilgi aldıktan sonra şöyle dedi:"Sizi ve yanından geldiğiniz zatı tebrik ederim. Ben şuna inandım ki, O, Allah'ın resulüdür. Zaten biz O'nun ismini, geleceğini İncil'de görmüştük. O resulü (peygamberi), Meryem oğlu Îsa aleyhisselam da haber verdi. Vallahi eğer Muhammed aleyhisselam buralarda, Habeşistan'da olsaydı gidip O'nun eşyalarını taşır, mübarek ayaklarını yıkardım. Şimdi siz ülkemde istediğiniz gibi emniyet ve huzur içinde yaşayınız. Bana dağ kadar altın verseler, sizlerden birini üzüntüye sokmaya razı olmam!" Necaşi'nin müslüman olması ve alakası, Eshab-ı kiramı ziyadesiyle sevindirip, memnun etti. (Halebi, Abdülhak-ı Dehlevi)


3-)NECÂSET



Pislik, kan, sidik ve dışkı gibi pis şey. Ruhsat olmaması halinde namazın sıhhatine engel olan pisliktir. Necaset, temizliğin; necis de temiz olanın zıddıdır. Necis, şer'an pis olan şeyi ifade eder. Hakiki veya hükmi necis için kullanılır. Hakiki necise "habes", hükmi olanına ise "hades" denir. Necis sıfat, neces şekli ise isim olarak kullanılır.

Necaset, hakiki ve hükmi olmak üzere ikiye ayrılır. Hakiki necaset, sözlükte kan, sidik ve dışkı gibi gerçek pislik olarak var olan şeyleri; terim olarak ise, namazın sıhhatine engel olan pisliği ifade eder. Hükmi necaset ise, insan bedeninde manevi olarak bulunan abdestsizlik veya cünüplük hali için kullanılır.

Hakiki necaset üçe ayrılır: Ağır ve hafif; katı ve sıvı; görülen ve görülmeyen pislik.

Ağır Pislik - Hafif Pislik

Buna galiza veya muğallaza pislik de denir. Giysilerde, bedende veya namaz kılınacak yerde bu pislikten, katı ise yaklaşık 3 gr. kadarı; sıvı ise avuç içinden fazla bir alanı kaplayacak miktarı namazın sıhhatine engel olur. Bunların necisliği kesin delille sabittir. Kan, sidik, dışkı gibi..."Elbiseni de temiz tut" (el-Müddessir, 74/4) ayeti uyarınca bunları temizlemek farzdır.

Hafif pislik ise kesin delille sabit olmayan pisliktir. Bunların bulaştığı elbise veya bedenin dörtte birinden az miktarı namaza engel olmaz. Eti yenenin sidiği ve yenmeyen kuşun pisliği gibi...

Ağır olan necasetler şunlardır:

1. İnsandan çıkan veya ondan kopup ayrılan şeylerden kan, sidik, dışkı, meni; küçük su döktükten veya ağır bir şey kaldırdıktan sonra cinsel organdan gelebilen beyaz renkli "vediy" denilen sıvı; sevişme veya karşı cinsi düşünme sırasında yine cinsel organdan gelebilen beyaz renkti yapışkan "meziy" denilen sıvı; ağız dolusu kusuntu; bedenden kesilip ayrılan et, deri parçası ve kadınlardan gelen adet veya lohusalık kanı ağır pislik çeşidine girer.

2. Eti yenmeyen hayvanların sidikleri, ağızlarının salyaları, kuşların dışındakilerin dışkıları ve bütün hayvanların akan kanları.

3. Eti yenen hayvanlardan tavuk, kaz ve ördeklerin dışkıları.

4. Boğazlanmadan kendi kendine ölen hayvanın eti ve tabaklanmamış derisi pistir.

Malikilere göre murdar ölmüş hayvanın eti gibi derisi, kemiği ve sinirleri de temiz değildir. Kıl, yün ve tüyleri ise temizdir. Şafiilere göre, ölü hayvanın kıl, tüy, yün ve tırnakları dahil bütün cüzleri temiz sayılmaz.

5. Domuz eti! Usulüne göre kesilse de necistir. Eti, kılı, kemikleri, tabaklansa bile derisi necistir (en-Nahl, 16/15).

6. İçki: Cenab-ı Hakkın; İçki, kumar, dikili taşlar, şans okları Şeytan işi birer pisliktir" (el-Maide, 5/90) ayeti uyarınca çoğunluk fakihlere göre necistir. Bu yüzden elbise veya bedene şarap dökülürse yıkanmadıkça namaz kılınmaz. Tercih edilen görüşe göre, diğer sarhoşluk veren içkiler de şarap hükmündedir.

Şafiilere göre de bütün sarhoşluk veren içki çeşitleri az olsun çok olsun temiz değildir.

Hafif sayılan ve temiz olmayan şeyler şunlardır:

1. At, katır ve eşeklerin sidikleri ile, eti yenen koyun, keçi, geyik ve karaca gibi evcil ya da yabani hayvanların sidikleri ve bunların tersleri, Ebu Yusuf ve Muhammed'e göre hafif pisliktir. Fetvaya esas olan bu görüştür. Ebu Hanife'ye göre ise bunlar ağır pislik çeşidine girer.

2. Etleri yenmeyen hayvanlardan, doğan, atmaca, şahin, çaylak, kartal gibi havada terleyen hayvanların dışkıları.

3. Her hayvanın öd kesesi, bu hayvanın dışkısı hükmündedir.

Hafif pisliğin namazda bağışlanan miktarı, bulaştığı yer elbise ise, elbisenin tamamının dörtte biri; kol ve ayak gibi bedenin bir organı ise bulaştığı organın dörtte biridir. Bununla, kaçınılması güç olan, mesleği ve içinde bulunduğu kültür ortamı bakımından temizliğe tam dikkat edemeyen veya hayvancılıkla uğraşanların farkında olmadan karşılaştığı hafif pislikler için kolaylık getirilmiştir (İbnül-Hümam, Fethul-Kadir, I,135 vd.; el-Meydani, el-Lübab, I, 55; İbn Rüşd, Bidayetül-Müctehid, I, 73; eş-Şirazi, el-Mühezzeb, I, 46; İbn Kudame, el-Muğni; I, .52; ez-Zühayli, el-Fıkhul-İslami ve Edilletüh, Dimaşk 1405/1985, I, 115 vd.).

Katı ve Sıvı Pislikler:

Katı pislik ölü hayvan eti ve dışkı; sıvı ise akan kan, meziy ve vediy gibi pisliklerdir.

Görülen ve Görülmeyen Pislikler:

Görülen; dışkı ve kan gibi gözle görülen ve ayni varlığı olan pisliklerdir. Bir defa da olsa kendisinin yok edilmesi ile temizlenmiş olur.

Görülmeyen pislik ise sidik gibi kuruduktan sonra varlığı gözle görülemeyen pisliktir. Temizlenmesi yıkayanın temizlendiğine kanaat getirinceye kadar yıkaması ile olur. Vesveseli kimse için yıkama sayısı üçtür. Zahiru'r-rivayeye göre her defasında sıkmak da gerekir. Çünkü pisliği çıkaracak olan sıkmadır.

Temizleme Şekil ve Yolları: Temiz olmayan şeyler: temizlemek için özelliklerine göre çeşitli yollar vardır.

1. Su ile yıkamak: Su, hem pisliği temizleme ve hem de abdest ve gusülde kullanılma bakımından asıl temizleyicidir. Allah Teala şöyle buyurur:

"Sizi temizlemek için Allah gökten su indiriyor" (el-A'raf; 7/11); "Biz gökten temizleyici su indirdik" (el-Furkan, 25/48). Temizlik için kullanılacak su, yağmur, kar, nehir, göl, deniz, kuyu, pınar ve sel sularının toplandığı gölet suları olabilir. Hz. Peygamber şöyle buyurmuştur: "Su, temizdir. Onu tadı, rengi veya kokusu değişmedikçe dışarıdan bir şey kirletmez" (Buhari, Vüdu', 67). Yine Allah elçisi, Esma binti Ebi Bekir'e elbisesini hayızdan nasıl temizleyeceği konusunda; "Ovalar sonra da su ile çitiler" buyurmuştur (Buhari, Vüdu', 63; Müslim, Tahare, 110; Ahmed b. Hanbel, VI, 134, 346).

Hanefilerde tercih edilen görüşe göre hakiki pislikler gül suyu, sirke, meyve ve bitki suyu gibi normal su dışındaki sıvılarla da temizlenebilir. Hanefiler su dışındaki temizleyici sayısını yirmibire kadar çıkarmışlardır. Diğer mezhepler bunların bazılarında Hanefilerden farklı görüşe sahiptirler. Ancak su dışındaki sıvılarla abdest alınmaz, gusül yapılmaz. Bu konuda görüş birliği vardır (el-Kasani, a.g.e., I, 83-87; İbnül-Hümam, a.g.e., I, 133-138; İbn Âbidin, a.g.e., I, 284 vd.; ez-Zeylai, Tebyinül-Hakaik, I, 60 vd.; el-Meydani, el-Lübab, I, 24 vd.).

Su ile temizlemenin şekli

1. Necaset, sidik, köpek salyasının eseri gibi görünmeyen nitelikte ise, temizlendiğine kanaat getirinceye kadar yıkanır. Bu da üç defadır. Delil şu hadislerdir: "Sizden birinizin kabına köpek ağzını soksa, onu üç defa yıkasın ". Başka bazı rivayetlerde yedi defa yıkasın" ifadesi vardır (Buhari, Vüdu', 33; Müslim, Tahare, 89, 91, 92, 93; Ahmed b. Hanbel, II, 314, 427). "Sizden biriniz uykusundan uyandığında, kaba sokmadan önce elini üç defa yıkasın" (Buhari, Vüdu', 26; Malik, Muvatta', Tahare, 9; Ahmed b. Hanbel, II, 465). Köpeklerin ağzını sokmasından dolayı yedi defa yıkama emri İslam'ın ilk dönemlerinde zorunlu olmadıkça evde köpek beslemeyi sınırlamak amacına yönelik idi.

Necaset, kan ve dışkı gibi gözle görülen çeşitten ise, bunların temizliği bir defa da olsa pisliğin kendisini gidermekle olur. Ancak, yıkanmasına rağmen renk ve koku gibi giderilmesi güç bir eseri kalırsa, bu zarar vermez. Tercih edilen görüşe göre su saf bir hal alıncaya kadar yıkanır. Nitekim Havle binti Yesar dedi ki: "Ey Allah'ın Resulü! Benim bir tek elbisem var ve onda hayız oluyorum". Hz. Peygamber buyurdu ki: "Temizlendiğin zaman kan bulunan yeri yıka ve onunla namaz kıl". Havle dedi ki: "Ya Resulullah! izi kalırsa?". Buyurdu ki: "Su sana yeter, kanın eseri ise zarar vermez" (Ahmed b. Hanbel, II, 364, 380; eş-Şevkani, Neylül-Evtar, I, 40).

İçine sabun, toprak, deterjan gibi maddeler karışmış olan sular, karışım aş olduğu takdirde temizleyicidir. Abdest ve gusülde kullanılan sular temizdir, fakat temizleyici değildir. Bunlara "musta'mel (kullanılmış) sular" denir. Bunlarla pislik temizlenebilir, fakat abdest, ya da gusül abdesti alınamaz. Ancak içine pislik karışan veya kendisiyle pislik yıkanan kullanılmış sular temiz olmaktan çıkar.

2. Silmek yolu ile temizleme: Bıçak, cam, cilalı tahta, mermer, fayans gibi pisliği içine emmeyen şeylere bir pislik bulaşınca, yaş bir bez, sünger veya toprak, ya da deterjanlı ıslak bezle pisliğin izi kalmadığına galip zan meydana gelecek şekilde silinirse temizlenmiş olur. Mesela; kurban kesilen bıçak temiz bir bezle veya toprakla iyice silinince temiz olur ve böyle bir bıçak üzerinde iken kılınacak namaz sahih olur. Çünkü Ashab-ı kiram düşmanla savaşıyor, kılıçlarını silerek, bunlar üzerlerinde iken namaz kılıyorlardı.

3. Ateşe sokmak yolu ile temizleme: Ateşe dayanıklı maden parçası üzerindeki kan ve benzeri necis şeyler, madenin ateşe sokulması ile yanar ve yok olur. Nitekim yağlı, paslı, üzerinde necis kan ve et kalıntıları bulunan şiş veya ızgaralar ateşte yakılınca temiz hale gelir.

4. Kazımak, ovmak veya silmek yoluyla temizlemek: Mest ve ayakkabı gibi pisliği emmeyen şeylere hayvan dışkısı gibi görünür bir pislik bulaşsa, bunlar su ile temizleneceği gibi, bıçak gibi bir şeyle kazınarak veya toprak ya da kuma sürterek de temizlenebilir. Ancak mest veya ayakkabıya sidik gibi görünmeyen bir pislik dokunursa, bu yerin yıkanması gerekir. Nitekim elbiseye veya bedene dokunan pisliği kazımak veya toprağa sürtmek de yeterli değildir.

İnsana ait kurumuş meni ovalamakla temizlenebilir. Ancak yaş olan meninin su ile yıkanması gereklidir. Diğer yandan kuru bir meni ovalamakla temizlendikten sonra, bu elbise ile namaz kılınabilirse de, yeri yeniden ıslanırsa, sağlam görüşe göre pislik yeniden döner. Bu yüzden yeniden kurutup ovalamak veya yıkamak gerekli olur.

Hz. Âişe'den şöyle dediği nakledilmiştir: "Allah Resulünün elbisesindeki meniyi kuru ise ovalıyor, yaş ise yıkıyordum" (Ebu Davud, Tahare, 134; Ahmed b. Hanbel, VI,125,132, 213, 239, 263).

Hanefi ve Malikiler meniyi necis kabul ederken, Şafii ve Hanbeliler insan menisini temiz sayarlar. Bu görüş ayrılığının dayandığı delil; yukarıdaki hadisin farklı yorumu yanında İbn Abbas (r.a)'dan rivayet edilen şu sözdür: "Üzerinden meniyi ot veya bir parçası ile sil. Çünkü o tükrük ve sümük gibidir" (Darekutni bu hadisi merfu olarak nakletmiştir. ez-Zühayli, el-Fıkhul-İslami, Dimaşk 1405/1985, I, 98). Soğuk ve yolculuk gibi hallerde bu ikinci görüş müslümanlara kolaylık sağlar.

Meziy ve vediy de necistir. Meziy; cinsel istek veya bunu düşünme anında şehvetsiz olarak çıkan ince beyaz sudur. Meziy yıkanır ve yeniden abdest alınır. Hz. Ali şöyle der: "Mezisi çok akan bir kimse idim. Allah elçisine sormaya da utandım. Mikdad b. Esved (r.a)'a söyledim, o sordu "Bundan dolayı abdest gerekir" buyurdu. Müslim'in rivayetinde; "Cinsel uzvunu yıkar ve abdest alır" ilavesi vardır (Buhari, İlm, 51 ; Vüdu', 34, Gusl; 13; Müslim, Haşz, 17: Ebu Davud, Tahare, 82; Nesai. Tahare, 111, 129; Gusl, 28; Ahmed b. Hanbel, I, 80, 82, 87, 107-111). Vediy ise idrardan sonra veya ağır bir şey kaldırma halinde çıkan koyu süt gibi beyaz bir sıvıdır, pistir. Çünkü sidikle birlikte veya ondan sonra çıktığı için sidiğin hükmünü alır.

Donmuş yağ, pekmez ve benzeri şeylerin içine pis bir şey düşse, bu madde çevresiyle birlikte ovulup çıkarılınca temizlenmiş olur. Hz. Peygamber'in eşi Meymune (r.anha) şöyle demiştir: "Bir fare yağa düşmüştü. içinde öldü. Hz. Peygamber'e soruldu: "Onu ve çevresini atın, yağı da yiyin" buyurdu" (Buhari, Vüdu', 67; Zebaih, 34; İbn Hanbel ve Nesai'nin rivayetinde "donmuş yağa" ilavesi vardır. as-San'ani, Sübülü's-Selam, III, 8; Nesai, Fer',10: İbn Hanbel, VI, 329, 330, 335).

Eğer necaset sıvı haldeki yemek veya zeytinyağı içine düşmüşse, bunlar bir kap içinde üç defa üzerine su döküp çalkalandıktan sonra alınmakla temizlenmiş olur. Hanefiler dışındaki çoğunluk bu gibi sıvıların artık temizlenemeyeceği görüşündedir. Çok miktardaki yağı veya yemeği bu sebeple telef etmek yerine burada bir kolaylık gösterilmektedir. Ancak günümüzde bu işlemden sonra bir gıda laboratuarında tahlil yaptırarak zararlı unsurun kalıp kalmadığı kontrol ettirilmelidir. Bu, ihtiyat gereğidir.

Katı maddeler, necaseti içine sızdırmadığı sürece su ile temizlenir. Et, tavuk ve buğday gibi pişirilenlerden ise, çiğken yıkanarak temizlenir. Pislendikten sonra, pisliği ile birlikte ateşte kaynatılırsa, içine pislik nüfuz edeceği için artık temizlenemez.

Bu yüzden işkembe, bağırsak veya hayvan kellesi temizlenmeden kaynatılırsa artık temizlenme imkanı bulunmaz.

Yine içine temiz olmayan bir şey karışan süt, pekmez ve bal gibi sıvılar temiz su içinde üç defa asıl kendi miktarlarında kalıncaya kadar kaynatılmakla temiz olur. Çünkü bu durumda temiz olmayan şeyin niteliği değişmiş sayılır.

5. Yapı değişikliği yolu ile temizleme: Temiz olmayan bir şeyin niteliği değişirse temiz hale gelir. Mesela; bir domuz veya eşek bir tuzlaya düşerek tuz kesilse temizlenmiş olur. Yine, geyik kanının misk olması, içkinin kendiliğinden veya bir katkı maddesi ile sirkeleşmesi, tezeğin yanarak kül olması lağım suyu karışan toprağın kuruyup eserinin kaybolması bunları temiz hale getirir.

6. Boğazlama veya tabaklama yolu ile temizleme: Domuz dışında, başka bir hayvanın usulüne göre kesilmesi halinde derisi temiz olur. Artık böyle bir derinin üstünde namaz kılınabilir. Bu hayvan eti yenen cinsten ise eti de temiz olur. Fakat eti yenmeyen hayvanlardan ise, fetvaya esas olan görüşe göre eti temiz sayılmaz. Bununla birlikte meşru kesimle eti temiz sayılsa bile, yenilmesi caiz olmaz. Bu konuda görüş birliği vardır.

Yine domuz dışında, murdar ölmüş bir hayvanın derisi tabaklanmakla temiz olur. Hz. Peygamber; "Bir deri tabaklanmakla temiz olur" buyurmuştur (Müslim, Hayz,105; Ebu Davud, Libas, 38; Nesai, Fer', 20, 30, 31; Darimi, Edahi, 20; İbn Hanbel, I, 219, 227, 237, 270, VI, 73). Allah elçisi Tebük yolculuğunda bazı evlerin yanından geçerken kadınlardan su istedi. Bir kadının; "ölmüş hayvan derisinden yapılmış bir kırbada su var" deyince, Allah Resulü; "Onu tabaklamamış mıydın?" buyurdu. "Evet tabaklamıştım" deyince de "Tabaklanması temizlenmesidir" buyurdu (Nesai, Fer', 4; Ahmed b. Hanbel, IV, 254, V, 67, VI, 329, 336).

7. Necis olmuş kuyunun suyunu boşaltma veya gereken kadar su çıkararak kuyuyu temizleme: Küçük bir hayvanın kuyuya düşüp ölmesi halinde bütün suyu çıkarmak büyük zorluklara yol açacağı için düşen canlının durumuna göre bütün suyu veya suyun bir bölümünü çıkarma esası benimsenmiştir.

Kuyuya domuz gibi aynı ile necis bir hayvan düşmüşse suyun tümü çıkarılır. Eti yenen bir hayvan düşer, şişmiş ve dağılmış olursa yine tüm su çıkarılır. Ancak şişip dağılmamışsa, zahiru'r-rivaye'de bunlar üç sınıfta incelenir.

a. Fare, serçe veya bu büyüklükte bir hayvan düşüp ölmüşse, yirmi ila otuz kova;

b. Kedi, tavuk, güvercin veya bu büyüklükte bir hayvan düşmüş ölmüşse, kırk ila elli kova;

c. İnsan düşüp, üzerinde pislik olduğu biliniyorsa su necis hale gelir; tümünü çıkarmak gerekir.

Ancak günümüzde kuyuyu tam olarak boşaltmak mümkün olmayan durumlarda, kanaat verecek miktar çıkarıldıktan sonra laboratuar tahlili yaptırarak kuyu suyunda zararlı bir maddenin bulunup bulunmadığını belirlemek ihtiyata daha uygundur.

Hamdi DÖNDÜREN


4-)Pislik.


5-)Dışkı, ters (Il).


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 


Dil
Anlamı
İngilizcesi İngilizce
Najasat is an impurity.

Sizde içinde Necaset kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Necaset kelimesi anlamı 159 defa okunmuştur. [239417] Necaset kelime anlamı, Necaset nedir, Necaset ne demek, Necaset sözlük anlamı

Paylaş