Semail-İ Şerfe Nedir

Semail-İ Şerfe Nedir ? Semail-İ Şerfe Ne demek ?

1-)ŞEMÂİL-İ ŞERFE



Hz. Peygamber (s.a.s.)'in, en güzel örnek olması bakımından, ibadet, ahlak, davranış ve yaşayışını, Allah'tan gayri varlık aleminde en güzel olan şerefli vücudunun güzelliklerini anlatan ilim. Bu ilme onun sıfatları, halleri, hususiyetleri ve sünneti de dahildir.

Hz. Peygamber (s.a.s.)'in şemailiyle ilgili hadisler, ya müstakil kitaplar halinde yazılmış veya büyük hadis mecmualarında ibadet, muamelat, ahlak, adab, zühd ve rekaik bablarındaki hadisler arasında, konuyla ilgisi açısından, dağınık olarak bulunmuştur. İbn Kesir, "Semailü'r-Rasul" isimli eserinde konuyu şöyle anlatır:

"Bu konuda ulema, gerek eskiden, gerek şimdi, müstakil veya diğer bilgilerle karışık kitaplar yazmışlardır. Bu konuda, en güzel ve konuyu en iyi ifade eden kitabı, İmam Ebu İsa Muhammed b. İsa b. Sevra et-Tirmizi yazmış, diğer bilgilerden arındırarak meşhur "eş-Şemail" isimli eserini meydana getirmiştir" (İbn Kesir, Şemailü'r-Rasul, Kahire 1967, 5).

Hz. Peygamber (s.a.s.)'den bahseden eserler, dört grupta toplanır:

1- Şemail. Bu konuda en önemli eserler, Ebu İsa et-Tirmizi'nin "eş-Şemail” ve İbn Kesir'in "Şemailü'rRasul" isimli kitaplarıdır.

2- Delailü'n-Nübüvve. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in peygamberliğine delalet eden haberlerin toplu adıdır. Büyük hadis imamları eserlerinde bu konudaki haberleri ya ayrı başlıklar altında yazmışlar veya diğer konular arasına, konuyla ilgisine göre dağıtmışlardır. Mesela, İmam Buhari'nin "Sahih”inde, "İslam'da Peygamberliğin Alametleri"; İmam Müslim'in "Sahih"inde ise, "Rasulüllahın Mucizeleri" isimli müstakil bablar açılmıştır. İmam Ahmed'in "Müsned"in de de her sahabenin müsnedinde dağınık olarak yazılmıştır. Delaille ilgili başlıca müstakil kitaplar da şunlardır:

a) Delailü'n-Nübüvve, Ebu Nuaym Ahmed b. Abdullah el-Isbahani (ö. 430 H.).

b) A'lamü'n-Nübüvve, Ebü'l-Hasen Ali b. Muhammed el-Maverdi eş-Şafii (ö. 500 H.).

c) Delailü'n-Nübüvve ve Ma'rifetü Ahvali Sahibi'ş-Şeri'a, Ebu Bekr Ahmed b. el-Hüseyn el-Beyhaki (ö. 458 H). Yedi ciltlik bu eser bu konudaki en geniş çalışmadır.

d) Delailü'n-Nübüvve, Fakih Muhammed Abdullah b. Hamid.

e) el-Meb'as, Hişam b. Ammar.

3- Hasais. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in özelliklerinden söz eder. Bu konuda İmam Suyuti'nin "el-Hasaisü'l-Kübra" isimli iki ciltlik bir eseri vardır.

4- Fezail. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in üstünlüklerinden bahseder. Bu konudaki haberler hem yukarıdaki kitaplarda, hem de büyük hadis ve siyer kitaplarında, konusuna göre dağınık olarak bulunmaktadır.

Yukarıda yazılan dört çeşit ilmin hepsi bir arada da toplanmıştır. İbn Kesr'in Şemailü'r-Rasul isimli eseri bunun en güzel örneklerinden birisidir. Zaten delail, hasais ve fezail de şemail'le ilgilidir.

Bu konuda önemli eserlerden birisi, Kadı İyaz'ın "eş-Şifa bi Ta'rifi Hukuki'l-Mustafa"sıdır. Bu değerli eserin Hafaci tarafından yapılan dört ciltlik ve Aliyyü'l-Kari tarafından yapılan iki ciltlik şerhleri ihtiva ettikleri bilgiler açısından önemlidirler.

İsmail b. Yusuf en Nebhani'nin iki cilt halinde tercüme edilen "Huccetullahi ale'l-Alemin fi Mu'cizati Seyyidi'l-Mürseln " isimli eseri de şemaille ilgili haberleri ihtiva etmektedir.

Şemail konusuna açıklık getirmek üzere şu üç örneği alıyoruz:

1- Ebu Nuaym el-Isbahani'nin Delailü'n-Nübüvve isimli eserinden:

"Rasulullah (s.a.s.) bir topluluğa uğradı. Onlar bir geyiği yakalamış ve bir çadır direğine bağlamışlardı. Geyik,

-Ey Allahın Rasulü, ben yakalandım, fakat benim iki yavrum var. Bana izin ver de gidip onları emzireyim ve (beni yakalayan bu) adamlara geri döneyim, dedi. Rasulullah (s.a.s.),

-Bunun sahibi nerededir? diye sordu. Topluluktakiler:

-Biziz, ey Allah'ın Rasulü, dediler. Rasulullah (s.a.s.),

-Onu bırakın, gitsin, yavrularını emzirsin ve size geri dönsün, buyurdu.

-Bu konuda bize kim kefil olacak, dediler. Rasulullah,

-Ben, buyurdu.

Geyiği saldılar. Gitti, yavrularını emzirdi geldi, yine bağladılar. Rasulullah (s.a.s.) onların yanına tekrar uğradığında,

-Bunun sahibleri nerede? diye sordu.

-İşte biziz, Ey Allah'ın Rasulü, dediler.

-Bu geyiği bana satın, buyurdu.

-Onu sana bağışladık ey Allah'ın Rasulü, dediler.

-O halde onu salıverin, buyurdu. Onlar da geyiği serbest bıraktılar" (İbn Kesir, Şemailü'r-Rasul, 281-282).

2- Enes b. Malik (r.a.)'den: "Ashabtan mesleği terzilik olan birisi Rasulüllah (s.a.s.)'ı hazırladığı bir yemeğe davet etti. Ben de Rasulüllah'la birlikte bu yemeğe gittim. Rasulüllah (s.a.s.)'a arpa ekmeği ile içinde kabak ve kurutulmuş et bulunan çorba takdim edildi. (Enes der ki:) Ben Rasulüllah (s.a.s.)'ın yemek kabının kenarlarından kabağı araştırıp seçtiğini gördüm. O günden beri de kabağı severim" (Ebu İsa et-Tirmizi, Şemail-i Şerife, Terc. M. Sadık Aydın, İstanbul 1978, 197).

3- Rasulüllah (s.a.s.)'ın yüzünün güzelliği ve organlarının mütenasibliği hususunda, sıhhatli ve çok rivayetler vardır. Bunlardan bir kısmı şu zatlardan rivayet edilmiştir: Ali b. Ebi Talib, Enes b. Malik, Ebu Hüreyre, Bera' b. Âzib, mü'minlerin annesi Âişe, İbn Ebu Hale, Ebu Cuhayfe, Cabir b. Semüre, Ümmü Ma'bed, İbn Abbas, Muarrıd b. Muaykıb, Ebu't-Tufeyl, Adda b. Halid, Hureym b. Fatik, Hakim b. Hizam r.anhüm...

Bu rivayetlere göre, Rasulüllah (s.a.s.) güzel tenli, siyahı gayet koyu, beyazında kırmızılık bulunan büyücek gözlü, uzun kirpikli, kaşları birbirinden ayrı idi. Dişleri inci daneleri gibi seyrek, az değirmi çehreli ve uzunca yüzlü, açık alınlı, göğsünü kapayacak kadar sıkça sakallı idi. Göğsü ile karnı aynı hizada ve geniş göğüslü idi.

Kemikleri, omuzları, pazıları, bilek ve baldırları iri ve kalındı. Avuçları ve ayakları genişçe, parmakları uzunca idi. Mübarek cildi ipekten yumuşaktı. Göğsünün ortasında göbeğine kadar ince uzun bir kıl dizisi vardı. Ne fazla uzun, ne de kısacık, uzuna yakın orta boylu idi. Maamafih uzun boylu bir kimse ile yanyana gelse ondan daha boylu görünürdü. Saçları ne kıvırcık, ne de dümdüzdü, hafif dalgalı idi. Tebessüm ettiği zaman karanlık gecede yıldırım şavkımışçasına inci danesi gibi dişleri etrafa nurlar saçardı. Konuştuğu zaman da yine dişleri etrafa ışık ve nur saçardı. Boynu gayet mevzundu. Şişman yüzlü ve yumru yanaklı değildi. Ne zayıf, ne semiz, ikisi ortası ve sıkı etli idi.

İsmail KAYA


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Semail-İ Şerfe kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Semail-İ Şerfe kelimesi anlamı 17 defa okunmuştur. [242593] Semail-İ Şerfe kelime anlamı, Semail-İ Şerfe nedir, Semail-İ Şerfe ne demek, Semail-İ Şerfe sözlük anlamı

Paylaş