Sure Nedir
Sure Nedir ? Sure Ne demek ?
1-)SÛRE
Yüksek rütbe, derece, mevki, şan, şeref, yapısı güzel ve yüksek bina veya binanın bir kısmı veya bir katı, duvarın yapısında kullanılan taş, kerpiç, veya tuğla gibi malzemenin her bir sırası, nişane ve alamet anlamında bir kelime. Küçük veya büyük, uzun veya kısa Kur'an-ı Kerim'in yüz ondört bağımsız bölümünden her birine verilen ad. Süre kelimesinin hangi kökten türetildiği hakkında değişik görüşler vardır. Bazıları hemzeli olarak "bir kapta kalan artık yemek veya su" anlamındaki "su'r" kelimesinden türemiş olduğunu söylerken; diğer bazıları hemzesiz olarak sara fıilinden türetildiğini söylemişlerdir.
Bunlardan birincisine göre, Kur'an-ı Kerim'in bir kısmına veya kısımlarına su'ra denilmesi mümkün olmaktadır. İkinciye göre bir binanın katlarına veya kısımlarına sura denildiği gibi, Kur'an'ın muhtelif kısım ve tabakalarını teşkil eden sürelere bu ismin verilmesi mümkündür. Öte yandan süreler Allah kelamını ihtiva etmekle büyük bir şeref ve mevki kazandıklarından veya Allah kelamı olan ayetleri çepeçevre kuşattıklarından, hemzesiz sur'dan türetilen süre adı almış olmaları mümkündür.
Usul alimleri surelerin isimleri ile Kur'an-ı Kerim'deki sıralarının tevkifi olup olmadığı konusunda değişik görüşler ortaya atmışlardır. Bazı surelerin bir tek ismi varken, bazılarının iki ve daha çok ismi bulunmaktadır. Mesela Fatiha suresinin 20'den fazla ismi vardır. Aynı şekilde Enfal suresinin diğer bir adı Bedr Suresi; İsra'nın, Subhan ve Beni İsrail; Taha'nın, Kelim; Şuara'nın, Camia; Neml'in Süleyman; Fatır ın, Melaike; Zümer in, el-Guraf; Gafir'in, et-Tavl ve Mü'min; Muhammed in, el-Kıtal; Haşrın, Beni Nadir; Saff'ın Havariyyin; Kafirün'un el-Mukaşkışe suresidir (Geniş bilgi için bk. Suyuti, İtkan, I, 52-55). Bu arada iki veya daha çok sureye birden bir ad verildiği de görülür. Mesela Bakara ve Âlu İmran surelerine Zehravatı; Felak ve Nas surelerine Muavvizetan; ilk yedi uzun sureye es-Seb'ul-Mesani'de denilmektedir.
Surelerin Kur'an-ı Kerim içinde sıralanmalarına gelince;
Ayetlerin sureler içindeki sıralarının bizzat Hz. Peygamber tarafından bildirildiğinde şüphe olmadığı halde, surelerin tertibinin de Hz. Peygamber tarafından yapıldığı veya Hz. Peygamber'in vefatından sonra Sahabenin ictihadı ile yapıldığı da iddia edilmektedir (Suyuti, İtkan, I, 62-63). Halen elimizde bulunan Hz. Osman'ın İmam Mushafı'ndan istinsah edilen ve bütün İslam aleminde yaygın durumdaki mushaf dışında diğer bazı mushaflardaki surelerin tertibinde ve surelerin isimlerinde farklılıklar vardır. Mesela Hz. Ali'nin mushafında sureleri nüzul sırasına göre tertib ettiği bildirilmektedir. Ayrıca bu mushaflardaki sure sayılan da İmam Mushaftaki sayı (114 sure)dan farklıdır. Bunlarda bazı sureler birleştirilirken, bazı sureler de ikiye ayrılmış durumdadır.
Surelerin elimizdeki mushafta sıralanışlarının tevkifi olduğu görüşü, alimlerin çoğunluğunca kabul edilmektedir (İbnul-Hisar bu konuda sadece bu görüşü nakletmektedir). Hz. Peygamber'in her sene Ramazan ayında o zamana kadar nazil olan sureleri Cibril'e mushaftaki sırasına göre okuduğu (mukabele ettiği -ki buna "arza" denilmektedir) ve Rasulüllah'ın vefatından hemen önceki Ramazan'da yapılan arzada bu mukabele'nin iki defa olduğu rivayet edilmektedir (Buhari, Kitabu Fedailul-Kur'an, 7). Bugünkü sıraya göre sureler arasındaki münasebet son derece önemli olup surelerin tefsirinde müfessirlere yardımcı olmaktadır.
Elimizdeki mevcut mushafta ilk sırada Fatiha suresi yer almakta, bunu es-Seb'u't-tıval adı verilen yedi uzun sure takip etmektedir. Bu yedi sureden sonrakilere yüzden fazla ayet ihtiva edenler manasına "el-Miün" adı verilmektedir. Miün'dan sonra ayetleri sayısı yüzden az olan sureler gelir ki bunlara da "el-Mesani" adı verilmektedir. Mesani'den sonra gelen sureler sık sık Besmele ile birbirlerinden ayrıldıkları için "el-Mufassal" diye adlandırılırlar. Bunlar da kendi aralarında tıval, evsat ve kısar olarak üç gruba ayrılmıştır. el-Mufassal surelerin ilkinin hangisi olduğu hususu ihtilaflıdır. 37. sure olan es-Saffat ile 93. sure olan ed-Duha'ya kadar olan surelerden on ikisi el-Mufassal surelerin ilk suresi olarak gösterilmektedir. Genellikle kabul edilen görüşe göre tıval-i mufassal grubundaki sureler, Nebe' suresine kadar olan surelerdir. Nebe' suresi ile Duha suresi arasındakiler evsat; Duha'dan sonrakiler ise kısar grubunu teşkil etmektedir.
Mekki ve Medeni Sureler
Surelerin isimlendirilmeleri, mushaftaki sıraları hakkındaki ihtilafın yanında, bunların Mekke'de mi, yoksa Medine'de mi nazil oldukları konusunda da değişik bazı görüşler vardır. Bu değişik görüşlerin başlıca sebebi de bu konuda Hz. Peygamber'den açık bir bilginin rivayet edilmemiş, olmasıdır. Yani Hz. Peygamber şu şu ayet veya sure Mekkidir veya medenidir diye bir bilgi vermemiştir. Bu konuda ancak vahyin nüzulüne şahid olan bazı sahabeden parça parça bilgiler, rivayetler vardır ki bunlar da yetersizdir.
Bu ihtilaflara rağmen Kur'an-ı Kerim'in 20 suresinin Medine'de, 82 suresinin de Mekke'de nazil olduğunda ittifak edilmiştir. Kalan 12 surenin Mekke'de mi, yoksa Medine'de mi nazil oldukları konusunda farklı görüşler vardır. Bunda mekki ve medeninin tariflerindeki ihtilaflar da etkili olmuştur. Suyuti'nin el-İtkan'ında işaret ettiği gibi bu konuda üç görüş vardır:
1. Hicretten önce nazil olan sureler veya ayetler mekki; Hicretten sonra nazil olanlar medenidir. Bunda esas alınan ölçü, zamandır: Nüzulün yerine itibar edilmemiştir. Mesela Hicretten sonra veda haccında ve Mekke'de veya seferlerde nazil olan sure ve ayetler medeni sayılmıştır.
2. Mekan olarak Mekke ve çevresinde (Arafat, Mina, Müzdelife, Taif gibi) nazil olanlar Mekki; Medine ve çevresinde (Bedr, Uhud gibi) nazil olanlar medenidir.
3. Mekkelilere hitab edenler mekki, Medinelilere hitab edenler medenidir.
Ancak bu üçüncü görüş fazla taraftar bulamamıştır.
Bu arada şunu da belirtelim ki, Kur'an-ı Kerim'de bir bütün halinde nazil olan sureler yanında parça parça inen sureler çoğunlukta olduğu için, Mekki bir surede Medeni, Medeni bir surede Mekki ayetlerin de bulunduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Mısır'da H. 1342 yılında basılan bir mushafta her surenin başında verilen bilgilerde buna da işaret edilmiş ve o sure mesela mekki bir sure ise, içindeki medeni ayetlerin hangileri olduğu belirtilmiştir.
Mekki ve Medeni sureleri ilk bakışta birbirinden ayıran bazı özellikler vardır. Bu cümleden alarak:
a) İçinde "kella" lafzı bulunan sureler (Kella kelimesi 15 surede 33 defa geçer).
b) İçinde secde ayeti bulunan sureler.
c) Bakara ve Alu İmran sureleri dışında başında huruf-u mukattaa bulunan sureler.
d) Bakara suresi hariç tutulursa, içinde peygamberlerin, geçmiş milletlerin, Hz. Âdem ve İblis'in kıssaları bulunan sureler.
e) Bazı istisnalarla içinde (ya eyyühennasü) hitabı bulunan sureler Mekke'de nazil olmuş mekki surelerdir.
Medeni sureler ise genelde;
a) Şer'i cezalar, medeni hukuk ile ilgili konuları ihtiva eder.
b) Cihad ve ahkamı bu surelerde açıklanmıştır.
c) Ankebut suresi hariç, münafıklardan bahseden sureler Medine'de nazil olmuştur. Çünkü münafıkların ortaya çıkışı Medine-i Münevvere'dedir.
Bunlardan başka genel olarak Mekki surelerde şirke, küfre ve putperestliğe kesin tavır konulmuş; bunun mukabili olan Allah'ın varlığı, birliği başta olmak üzere itikad ve ahiretle ilgili iman esasları işlenmiştir. Bu sureler genelde kısa olup, ayetleri de kısa kısa, ezberlenmesi kolay surelerdir (Daha fazla bilgi için bk. Menna' el-Kattan, Mebahis Fi Ulümil-Kur'an, Kahire 1981, s. 54-55).
Mekki-Medeni sureleri bilmekte bir çok faydalar vardır. Her şeyden evvel, Kur'an-ı Kerim'i tefsir etmek isteyenlere bu bilginin büyük yardımı olur. Her ne kadar ayetlerin manaları umumu üzerine hamledilse ve sebebin veya nüzulün mahallinin manayı tahsis etmesi genel bir kural değilse de; ayet veya ayetlerin nerede, kim veya ne hakkında nazil olduğunun bilinmesi, onları anlamaya büyük ölçüde yardımcı olur.
Öte yandan, özellikle Kur'an-ı Kerim'i yeni nesillere anlatıp öğreteceklere Kur'an'daki hitab tarzları ve tebliğ üslubunun Mekke ve Medine'deki muhatablara göre değişik olması, yol gösterir. İslami tebligatın hangi merhalelerde nasıl bir üslub taşıması gerektiği, müşrik, kafir, ehl-i kitab, mü'minler gibi topluluklara hangi üslub ve metodlarla tebligatın yapılması gerektiği bu yolla daha iyi anlaşılır.
Bir de Kur'an'daki nasih ve mensuh ayetlerin tesbitinde mekki ile medeni sure ve ayetlerin bilinmesi büyük kolaylık sağlar. Birbirine zıt gibi görünen iki ayetle karşılaşıldığında, zaman itibariyle (mesela mekki olanlar) önce olanların nasih, diğerinin mensuh olduğu kolaylıkla anlaşılabilir (Menna' el-Kattan, Mebahis Fi Ulümil-Kur'an, s. 51).
Bedrettin ÇETİNER
2-)Kur'an'ın yüz on dört bölümünden her biri
3-)kur&
4-)8217;an &
5-)8217;ın yüz on dört bölümünden her biri.
6-)Kur'an-I Kerim'in 114 bölümünden her biri.
7-)Muhakkak, şüphesiz
8-)Olumlu, müspet
9-)Kesin, kati
10-)Emin, sağlam, güvenilir
11-)Sabit, metin
12-)Nad
13-)Kesinlikle, tabii
14-)s. 1. emin: Are you sure? Emin misin? I´m sure they´ll stay. Kalacaklarından eminim. She´s sure of this. Bundan emin. 2. kesin, muhakkak: It´s sure to happen. Onun olacağı kesin. One thing is sure: he won´t appoint Ebru. Kesin olan şu: Ebru´yu tayin etmez. It´s a sure thing. Kesin bir şey. z., k. dili 1. Tabii!/Hayhay!: Sure! Tabii! “Will you come?” “I sure will.” “Gelecek misin?” “Tabii ki geleceğim.” 2. bayağı, epey: They sure are hardworking! Onlar bayağı çalışkan!/Onlar ne kadar çalışkan!
Bu bilgi faydalı oldu mu ?
Kelime Türü Nedir ?
- Bir Sure sonra da o müşterileri yeniden satış noktalarına çekmek için daha fazla indirim vermek zorunda kalıyorsunuz diye konuştu.
- Ve daha uzun Sure tok hissedersiniz.
Sizde içinde Sure kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !