Faik Ali Ozansoy Biyografisi
Faik Ali Ozansoy : Servet-i Fünûn şâirlerinden. 1875’te Diyarbakır’da doğdu. Diyarbakırlı Saîd Paşanın küçük oğlu ve aynı devir şâirlerinden Süleymân Nazîf’in kardeşidir. İlk öğrenimini Diyarbakır’da tamamladıktan sonra, İstanbul’daki Mekteb-i Mülkiyeye girdi.
Okulu bitirdikten sonra birçok yerlerde kaymakamlık ve mutasarrıflık görevlerinde bulundu. Mütâreke yıllarında Diyarbakır vâliliği yaptı. Ebû Bekr Hâzem Beyin dâhiliye nâzırlığı sırasında müsteşarlığa getirildi ise de, iki ay sonra kabînenin düşmesi sonucu, bu görevden istifâ etti. Mülkiye Mektebinde Fransızca, Saint-Bones Fransız Okulunda ise Türkçe öğretmenliği yaptı. 1931 yılında Dâhiliye Müsteşarlığından emekliye ayrıldı. 1950 yılının Ekim ayında Ankara’da öldü. Vasiyeti üzerine İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığına gömüldü.
Servet-i Fünûncuların arasına henüz Mülkiyede talebeyken “Kehkeşana Karşı” şiiriyle katılıp kısa bir sürede tanınmasında âileden gelme edebî kültürünün tesiri büyüktür. Fâik Ali, Nâmık Kemal, Recâizâde Ekrem ile Hâmid’in hayrânıdır. Hâmid’i taklit etmesi, edebiyâtımızda İkinci Hâmid olarak tanınmasına yol açtı. Ancak bu tesir uzun sürmedi. Tevfik Fikret’le yakın ilişkisi kendi kişiliğini bulmasına yol açtı. Faik Ali, ferdî konulara yönelme ve kendi iç dünyâsını dile getirme yönünden tipik bir Servet-i Fünûn şâiridir. Birinci Dünyâ Savaşı yıllarında Faik Ali, ferdiyetçilikten sıyrılarak şiirlerinde yurt sevgisini işledi. Tiyatro türünde eserler verdi ise de, bu yolda pek muvaffak olamadı.
Eserleri: Fâni Tesellîler (1908), Midhat Paşa (1908), Temâsil Kapısında (1918), Elhân-ı Vatan (1915), Şâir-i A’zam’a Mektup (1923), Pâyitahtın Kapısında (manzum piyes, 1918), Nedim ve Lâle Devri (manzum piyes, 1918).
Faik Ali Ozansoy : Faik Ali Ozansoy şair, yazar
1875 yılında Diyarbakır’da doğdu. Diyarbakırlı Said Paşa'nın küçük oğlu ve aynı devir şairlerinden Süleyman Nazîf’in kardeşidir. İlk öğrenimini Diyarbakır’da tamamladı. İstanbul’da Mekteb-i Mülkiye'ye girdi. Okulu bitirdikten sonra birçok yerlerde kaymakamlık ve mutasarrıflık görevlerinde bulundu. Mütareke yıllarında Diyarbakır Valiliği yaptı. Ebubekir Hazım Bey'in Dahiliye Nazırlığı (İçişleri Bakanlığı) sırasında müsteşarlığa getirildi. İki ay sonra kabinenin düşmesi sonucu, bu görevden istifa etti. Mülkiye Mektebi'nde Fransızca, Saint-Bones Fransız Okulu'nda ise Türkçe öğretmenliği yaptı. 1931 yılında Dahiliye Müsteşarlığı'ndan emekliye ayrıldı. 1950 yılının Ekim ayında Ankara’da öldü. Vasiyeti üzerine İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı'na gömüldü.
ESERLERİ:
Fani Teselliler (1908)
Midhat Paşa (1908)
Temasil Kapısında (1918)
Elhan-ı Vatan (1915)
Şair-i Azam’a Mektup (1923)
Payitahtın Kapısında (manzum piyes, 1918)
Nedim ve Lale Devri (manzum piyes, 1918).
Özellikleri: Tipik Bir Servet-i Fünun Şairi
Servet-i Fünûncuların arasına henüz Mülkiye'de talebeyken 'Kehkeşana Karşı' şiiriyle katılıp kısa bir sürede tanınmasında aileden gelme edebi kültürünün tesiri büyüktür. Faik Ali; Namık Kemal, Recaizâde Ekrem ile Abdülhak Hamid’in hayranıdır. Hamid’i taklit etmesi, edebiyatımızda 'İkinci Hamid' olarak tanınmasına yol açtı. Ancak bu tesir uzun sürmedi. Tevfik Fikret’le yakın ilişkisi kendi kişiliğini bulmasına yol açtı. Faik Ali, ferdi konulara yönelme ve kendi iç dünyasını dile getirme yönünden tipik bir Servet-i Fünûn şairidir. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Faik Ali, ferdiyetçilikten sıyrılarak şiirlerinde yurt sevgisini işledi. Tiyatro türünde eserler verdi ise de, bu yolda pek muvaffak olamadı.
Bu bilgi faydalı oldu mu ?