Hasan Sabbah Kimdir ?

Hasan Sabbah Biyografisi

Hasan Sabbah Kimdir ? Biyografisi, Hayatı, Eşi, Nereli, Kaç Yaşında, Öldü mü ?

Hasan Sabbah : İran’daki İsmâiliyye Devletinin kurucusu ve Bâtınîliğin bir kolu olan Haşşaşîn fırkasının reisi. İsmi, Hasan bin Ali bin Muhammed bin Ca’fer bin Hüseyin bin el-Sabbâh el-Himyerî’dir. Hasan Sabbâh veyâ Hasan bin Sabbâh diye şöhret bulmuştur. Kendi iddiâsına göre, Yemen emirlerinden Yûsuf Himyerî’nin soyundandır. Doğum târihi belli değildir. İran’ın Rey şehrinde doğdu. 1124 (H.518)te öldü.

Hasan bin Sabbâh, çocukluğundan itibâren düzenli bir eğitim ve öğretim gördü. Büyük Selçuklu vezîri Nizâmülmülk ve şâir ve matematikçi Ömer Hayyâm’la berâber İmâm Muvaffak Nişâpûrî’den ilim öğrendi. Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ın hâcibi yâni en yakın adamlarından oldu. İran’daki dâî-i a’zam İbn-i Attâş’ın telkînlerine kapıldı. Bu sırada ünlü Selçuklu vezîri Nizâmülmülk ile arası açıldı ve Mısır’a kaçtı. Eshâb-ı kirâm düşmanlığı üzerine kurulan Fâtımî Devleti hükümdârı Mustansır-billah’tan iltifât gördü. Bâtınîlik sapık fikirlerinin yayılması için çok gayret etti. İhtiyâr olan Mustansır’ın ölümünden sonra, yerine kimin geçeceği husûsunda oğlu Nizâr tarafını tuttu. Hâlbuki başkaları Mustansır’ın diğer oğlu Müstâlî tarafını tutuyorlardı.

Bu sebeple Mısır’dan ayrılan Hasan Sabbâh İran’a dönerek, Nizâr için propaganda yaptı. İlk zamanlar mûtedil bir Şiî gibi davranıp pekçok câhili aldattı. Sonraları fedâyîn diye bir teşkilât kurup, yol kesiciliğe, eşkıyâlığa, pusu kurup meşhur adamları öldürmeye başladı. 1081 (H. 473) de etrâfına topladığı kimselerle Selçuklulara karşı isyân edip birkaç kaleyi işgâl ederek, İsmâiliyye Devletini kurdu. Kazvin’in kuzey batısındaki Alamut Kalesini 1090 (H. 483)da eline geçirdi. Etrâfına topladığı kimseleri afyonkeş yapan Hasan Sabbâh’ı, Selçuklu Sultânı Melikşâh, nasîhat yoluyla itâate dâvet edip, sapık fikirlerinden vazgeçmesini istediyse de, o, buna aldırış etmeyip, bozuk fikirlerini yaymaya devâm etti.

Hasan Sabbâh ve adamlarının iyilikle yola gelmeyeceğini anlayan Sultan Melikşâh, 1092 (H. 485) de üzerlerine kuvvet gönderdi. Fakat sultanın vefâtı üzerine istenilen netice alınamadı. Fâtımî hükümdârının ölümünden sonra ikiye ayrılan Bâtınîlerin Nizârî koluna mensup kimselerin de gelip iltihâk etmesiyle kuvvetlenen Hasan Sabbâh ve taraftarları, fitne ve fesatlarına devâm ettiler. Mühim devlet adamlarını, kumandanları ve âlimleri öldürdüler. Büyük Selçuklu Vezîrî Nizâmülmülk’ü şehid ettiler. Ajanlarını devlet teşkilâtları içine, hattâ saraylara ve evlere kadar sızdırıp her tarafa şüphe ve korku yaydılar. Horasan ve Huzistan bölgesindeki bâzı kaleleri de ele geçirip, ticâret ve hac kâfilelerini soydular.

Hasan Sabbâh’ın fikirleri, Peygamber efendimizden önce, Sâsânîler zamânında İran’ı altüst eden Mejdek’in komünist fikirlerini andırıyordu. Pekçok haramları mübah sayıp, âhireti, Cennet’i ve Cehennem’i inkâr ediyordu. Kandırdığı câhil kimseleri afyonkeş yaparak, cinâyetler işletiyor, kurduğu terör teşkilâtıyla pekçok İslâm âlimini, mühim devlet adamlarını ve Ehl-i sünnet Müslümanları şehid ettiriyordu. Fakat dünyâ, Hasan bin Sabbâh’a da kalmadı. 1124 (H.518) senesinde öldü. Hasan Sabbâh’ın yazdığı birkaç Farsça eser, Moğolların Alamut Kalesini fethettikleri zaman imhâ edildi. Ölümü üzerine eski güçlerini kaybeden Alamut Bâtınîleri de 1256 (H.656)da Moğollar tarafından imhâ edilerek büyük bir fitne önlenmiş oldu. Moğollar bir müddet İslâm âleminin duraklamasına sebeb olurken, aynı zamanda İslâm âlemini Bâtınî sapıklarından temizliyorlardı.


Hasan Sabbah : Hasan Sabbah heterodoks mutasavvıf, siyaset adamı
İran’daki İsmailiyye Devletinin kurucusu ve Batıniliğin bir kolu olan Haşşaşin fırkasının reisi. İsmi, Hasan bin Ali bin Muhammed bin Cafer bin Hüseyin bin el-Sabbah el-Himyerî’dir. Hasan Sabbah veyâ Hasan bin Sabbah diye şöhret bulmuştur. Kendi iddiasına göre, Yemen emirlerinden Yusuf Himyerî’nin soyundandır. Doğum tarihi belli değildir. İran’ın Rey şehrinde doğdu. 1124 (H.518)te öldü.
Hasan bin Sabbah, çocukluğundan itibaren düzenli bir eğitim ve öğretim gördü. Büyük Selçuklu veziri Nizamülmülk ve şair ve matematikçi Ömer Hayyam’la beraber İmam Muvaffak Nişapurî’den ilim öğrendi. Büyük Selçuklu Sultanı Alparslan’ın hacibi yani en yakın adamlarından oldu. İran’daki dâî-i a’zam İbn-i Attâş’ın telkinlerine kapıldı. Bu sırada ünlü Selçuklu vezîri Nizamülmülk ile arası açıldı ve Mısır’a kaçtı. Fatımî Devleti hükümdarı Mustansır-billah’tan iltifat gördü. Batınîlik fikirlerinin yayılması için çok gayret etti. İhtiyar olan Mustansır’ın ölümünden sonra, yerine kimin geçeceği hususunda oğlu Nizar tarafını tuttu. Halbuki başkaları Mustansır’ın diğer oğlu Müstalî tarafını tutuyorlardı.
Bu sebeple Mısır’dan ayrılan Hasan Sabbah İran’a dönerek, Nizar için propaganda yaptı. İlk zamanlar mutedil bir Şiî gibi davranıp pekçok cahili aldattı. Sonraları fedayîn diye bir teşkilât kurup, yol kesiciliğe, eşkıyâlığa, pusu kurup meşhur adamları öldürmeye başladı. 1081 (H. 473) de etrafına topladığı kimselerle Selçuklulara karşı isyan edip birkaç kaleyi işgal ederek, İsmailiyye Devletini kurdu. Kazvin’in kuzey batısındaki Alamut Kalesini 1090 (H. 483)da eline geçirdi. Etrafına topladığı kimseleri afyonkeş yapan Hasan Sabbah’ı, Selçuklu Sultanı Melikşah, nasihat yoluyla itaate davet edip, yanlış fikirlerinden vazgeçmesini istediyse de, o, buna aldırış etmeyip, fikirlerini yaymaya devam etti.
Hasan Sabbah ve adamlarının iyilikle yola gelmeyeceğini anlayan Sultan Melikşah, 1092 (H. 485) de üzerlerine kuvvet gönderdi. Fakat sultanın vefatı üzerine istenilen netice alınamadı. Fatımî hükümdarının ölümünden sonra ikiye ayrılan Batınîlerin Nizarî koluna mensup kimselerin de gelip iltihak etmesiyle kuvvetlenen Hasan Sabbah ve taraftarları, fitne ve fesatlarına devam ettiler. Mühim devlet adamlarını, kumandanları ve alimleri öldürdüler. Büyük Selçuklu Vezirî Nizamülmülk’ü şehit ettiler. Ajanlarını devlet teşkilatları içine, hatta saraylara ve evlere kadar sızdırıp her tarafa şüphe ve korku yaydılar. Horasan ve Huzistan bölgesindeki bazı kaleleri de ele geçirip, ticaret ve hac kâfilelerini soydular.
Hasan Sabbâh’ın fikirleri, Peygamber efendimizden önce, Sasanîler zamânında İran’ı altüst eden Mejdek’in komünist fikirlerini andırıyordu. Pekçok haramları mübah sayıp, ahireti, Cennet’i ve Cehennem’i inkar ediyordu. Kandırdığı cahil kimseleri afyonkeş yaparak, cinayetler işletiyor, kurduğu terör teşkilatıyla pekçok İslam alimini, mühim devlet adamlarını öldürüyordu. 1124 senesinde öldü. Hasan Sabbah’ın yazdığı birkaç Farsça eser, Moğolların Alamut Kalesini fethettikleri zaman imha edildi. Ölümü üzerine eski güçlerini kaybeden Alamut Bâtınîleri 1256'da Moğollar tarafından imha edilerek büyük bir fitne önlenmiş oldu. Moğollar bir müddet İslam aleminin duraklamasına sebeb olurken, aynı zamanda İslam alemini haşhaşilerden temizliyorlardı.
HAKKINDA YAZILANLAR
Dağın Efendisi Hasan Sabbah ve Alamut
Ayşe Atıcı
Yeditepe Yayınları
Dağın Efendileri... Hasan Sabbah ve fedaîlerinin gerçeği neydi? Alamût Kalesi neden fethedilemedi? Kaledeki muazzam yiyecek ve su ambarlarının özelliği neydi? Cennet Bahçeleri gerçekten var mıydı? Bir vezir, bir şair ve bir dinî liderin yolları gerçekten kesişti mi? Hasan Sabbah'ın fedaîlerine niçin Haşhaşi denilmekteydi... Onlar gerçekten birer ölüm makinesi miydiler? Bir Alamût fedaisi gerçekte kimdi? Elinizdeki kitapta, Hasan Sabbah'ın medrese öğrenciliğinden İsmâilî liderliğine uzanan hayat öyküsü, kıvrak bir zeka ve karşı konulamaz bir ikna kabiliyeti, propaganda metodu, dinî siyasallaştırması, suikast emirleri, Alamût Kalesi'nin tarihi fonksiyonu, Alamût fedaîlerinin gücü ve direnişi orijinal kaynakların ışığında inceleniyor.
(Tanıtım Bülteninden) .
318 s. -- 2. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 21 cm
ISBN : 9786054052783
Yayın Yönetmeni : Mustafa Karagüllüoğlu
Kapak Tasarımı : Sercan Arslan

Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Hasan Sabbah Özgeçmişi

Hasan Sabbah Hayatı

Sizde Hasan Sabbah ile ilgili bildiklerinizi paylaşır mısınız ?

Hasan Sabbah biyografisi 108 defa okunmuştur. [645]