Mesalih-İ Mürsele Nedir

Mesalih-İ Mürsele Nedir ? Mesalih-İ Mürsele Ne demek ?

1-)MESÂLİH-İ MÜRSELE



"Mesalih", yerine göre gerekli olan iş, söz, davranış, iyilik, düzen, barış yolu, karlı iş, uygun iş anlamındaki "Maslahat" kelimesinin çoğulu; "Mürsele", "Resele" den türetilmiş olan "İrsal" masdarından ism-i mef'ul olup, salıverilmiş, başıboş bırakılmış, kayıt ve şarta bağlanmamış şey; "Mesalih-i Mürsele" her hangi bir kayda bağlı olmayan maslahatlar anlamında bir İslam hukuku terimi. Mesalih-i Mürsele yerine Maslahat-i Mürsele terimi de kullanılır.

Mesalih-i Mürsele ile isdidlal etmeye "İstislah" denilir. İstislahın sözlük anlamı, maslahat bulunan yönü almak, bir şeyin ıslahını, düzeltilip iyi bir duruma getirilmesini istemektir. İstislah terimi, Mesalih-i Mürsele anlamında da kullanılır. Mesalih-i Mürsele'nin istilahi anlamı; hakkında nass, icma ve kıyas gibi emir veya yasak edici şer'i bir delil bulunmayan ve İslam'ın ruhuna uygun olan maslahatlara göre hüküm vermek veya davranmaktır.

İslam hukukunun bütün hükümleri insanların maslahatlarını (faydalarını) gözetir, insanların dünya ve ahirette mutlu olmaları amacını güder. Nitekim Kur'an-ı Kerim, "Seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik" (el-Enbiya, 21/107) ve Ey insanlar, size Rabbinizden bir öğüt, gönüllere bir şifa ve hidayet, mü'minlere bir rahmet gelmiştir" (Yunus, 10/57) buyurulmuştur. İslam'ın gözettiği maslahatlar beş şeyi koruma esasına dayanır. a) Dini koruma, b) Canı koruma, c) Aklı koruma, d) Soyu koruma e) Malı koruma.

slam hukukçuları, Mesalih-i Mürsele'nin şer'i bir delil olup olmayacağı konusunda ihtilaf etmişlerdir. Hanefi ve Şafii fakihleri, bunu bağımsız bir delil olarak kabul etmeyip, kıyasın içinde mütalaa ederler. Mesalih-i Mürsele'nin şer'i bir delil olarak kabul edilmesi gerektiğini hararetle savunan İmam Malik'tir. Ancak o, bunun delil olabilmesi için şu üç şartı ileri sürer:

Kendi başına bir delil olan maslahat ile Şari'in amaçları arasında bir uygunluk olmalıdır; o, şer'i bir delile aykırı olmamalıdır; hakkında bir delil bulunmasa bile cinsi itibariyle İslamın gözettiği maslahatlarla bağdaşmalıdır.

Maslahat, akla aykırı değil, yatkın olmalı ve akıl erbabına sunulduğunda kabul edilecek nitelikleri taşımalıdır.

Maslahata göre verilen hüküm, zaruri bir güçlüğü kaldırmalıdır. Öyle ki, maslahat ile hüküm verilmeyecek olursa, insanlar sıkıntı ve güçlük içinde kalabilirler.

Hanbeliler de Mesalih-i Mürselenin şer'i bir delil sayılabilmesi için, Malikilerin ileri sürdükleri şartlara uygun olmasını kabul ederler. Gelen rivayetlere göre İmam Ahmed b. Hanbel, Maslahata uyarak bir çok fetva vermiştir (Mustafa Zeyd, el-Maslahatu fi't-Teşri'il-İslami, Kahire 1954, s. 58). Mesela o, bir babanın kör, müzmin, hasta, ihtiyaç içinde kıvranan, aile fertleri çok, ya da ilim tahsil etmekte olan çocuklarına malını özel olarak hibe etmesini, maslahat esasına dayanarak caiz saymıştır (Mustafa Zeyd a.g.e., s. 58).

Mesalih-i Mürsele adı verilen ve hakkında müsbet veya menfi her hangi bir nass bulunmayan maslahatlara göre hüküm verme meselesi sahabe döneminde mevcuttu. Sahabi ve tabiiler devrinde maslahata göre verilen fetva ve hükümlerle ilgili örnekler çoktur.

Hanefiler, fıkıh usullerinde mesalih-i mürsele'ye başlı başına bir kaynak olarak yer vermemişlerdir. Fakat İmam Ebu Hanife ve arkadaşları istislah veya mesalih-i mürsele terimini kullanmamışlarsa da; bazı hükümleri istinbat ederken maslahatı gözetmişlerdir (Abdülkadir Şener, Kıyas, İstihsan, İstislah, Ankara 1974,s. 137-155).

Hanefilerin maslahata göre verdikleri fetvalara şu örneği vermek mümkündür; Ebu Yusuf, İmam Ebu Hanife'den şunu rivayet eder: "Müslümanlar, eşya veya koyun gibi bir kısım ganimet ele geçirseler ve bunları taşımaya güçleri yetmese, düşmanlar (şirk ehli) bunlardan yararlanmasın diye koyunları kesip bunların etlerini ve diğer eşyayı yakmalıdırlar" (Ebu Yusuf er-Raddu ala Siyeril-Evzai, Kahire 1357/1938, s. 83). Bu hüküm, tamamen müslümanların maslahatına ve onlar aleyhine doğacak zararın önüne geçilmesi prensibine dayanmaktadır.

İmam Şafii'ye gelince, o, Mesalih-i Mürsele'yi istihsana dahil saydığı için reddetmiş ve onu şer'an muteber bir delil olarak kabul etmemiştir. Ona göre Allahu Teala, kullarının bir kısım maslahatlarını terk etmiş ve onları başıboş bırakmış değildir. İmam Şafii'nin, nefsi arzuların eseri olmayan ve İslamın gayelerine uygun olan maslahatlara veya bu nevi Mesalih-i Mürseleye karşı çıktığını sanmıyoruz (Mustafa Zeyd, a.g.e., s. 39-40; Abdül-Kerim Zeydan, el-Veciz fi, Usülil-Fıkh, Bağdat, 1393/1973, s. 198-205).

Abdülbaki TURAN


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Mesalih-İ Mürsele kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Mesalih-İ Mürsele kelimesi anlamı 45 defa okunmuştur. [242216] Mesalih-İ Mürsele kelime anlamı, Mesalih-İ Mürsele nedir, Mesalih-İ Mürsele ne demek, Mesalih-İ Mürsele sözlük anlamı

Paylaş