Hadıs Nedir

Hadıs Nedir ? Hadıs Ne demek ?

1-)HÂDİS



Varlığının başlangıcı olmayan, varlığı kendinden olan; kadim'in zıddı.

Lügatte; vaki olmak, yok iken var olmak, yeniden meydana gelmek anlamına gelen (ha-de-se) kökünden ism-i fail.

Istılahta ise lügat anlamını korumakla birlikte, daha ziyade alem için kullanılmakta olup, bir şeyin yokluktan (adem) sonradan meydana gelmesi, öncesinin yokluk olması ve mevcut olmasının bir var ediciye (mucide) muhtaç olmasıdır.

Bilindiği üzere İslam kelamına göre, temelde iki tür varlık vardır. Bunlar; vacib ve mümkün olan varlıklardır. Bir de hüküm itibariyle yokluğu zatının gereği olan mümteni' varlık vardır ki, bu varlığın özelliği var olmamaktır. Bu iki tür varlıktan vacib varlık, varlığı zatının gereği olan, var oluşumda bir başkasına muhtaç olmayan, özelliği var olmak olan varlıktır ki, buna kadim (öncesiz) varlık denir. Mümkün varlık ise, ne varlığı ne de yokluğu kendinden olmayan, kendine nisbetle varlığı da yokluğu da birbirine eşit olan varlıktır. İşte hadis tabiri ancak bu tür, yani mümkün varlık için sözkonusudur. Kadim varlık için bir var edici sözkonusu değildir; zatı (özü) varlığını gerektirir.

Buradan hareketle kelam ilminde fazlaca kullanılan hudus delilinde alemin mümkün varlık olması dolayısıyla hadis olduğu kabul edilerek, buradan, Allah'ın varlığının isbatına gidilmektedir. Bu delili ilk defa kullanan, Ca'd b. Dirhem (ö. 118/736)'dir. Ancak İslam aleminde sistemli bir şekilde ilk olarak bu delilden bahseden el-Kindi (ö. 252/866) olmuştur.

Bu delil şöyle ifade edilir: Âlem hadistir (sonradan meydana gelmiştir). Her hadisin de bir muhdisi (meydana getiricisi) vardır. O halde, alemin de bir muhdisi vardır; o da Allah'tır.

Bizim için burada sözkonusu edilen "hadis" meselesini, yani birinci öncülü ele alırsak, bunu kelam alimleri şöyle açıklamışlardır: Âlem cevherlerden, cisimlerden ve arazlardan meydana gelir. Cevherler arazlardan hali değildir. Yani, cisim arazsız olamaz. Ârazlar ve sıfatlar ise daima değişmekte, dolayısıyla daima yenilenmektedirler. Yenilenen ve değişen şeyin ise ezeli yani kadim olması mümkün değildir. Buna göre; cevher, cisim ve arazlardan meydana gelen alemin de hadis olması gerekir; zira bunlar hadistir. Âlem hadis olunca, var olup olmaması da eşit olmuş olur. Bu eşitliği var olma yönüne kaydıran bir yaratıcı gerekir ki, o da irade ve kudret sahibi olan yüce Allah'tır.

İki türlü hadis vardır. Bunlar, yaratılmış olan, yok iken sonradan var olan, öncesi zaman itibariyle yokluk olan zamani hudus ile, varlığı kendinden olmayan, var olmak için başkasına muhtaç olan zati hudus'tur. Zati hudus, zamani hudustan daha umumidir. Her ikisinin zıddı da, her iki şekliyle zamani ve zati kıdemdir (Curcani, Ta'rifat, Beyrut,1983, s. 81-82).

Fahreddin er-Razi, cisimlerin hadis olması konusunda ihtilafın söz konusu olduğunu, ancak bu hususta mümkün olan görüşlerin şu dört ihtimali aşmadığını söyler:

a) Özü (zatı) ve sıfatları hadis olur: Bu görüş müslümanların, hristiyanların, yahudilerin ve mecusilerin görüşüdür.

b) Özü ve sıfatları kadim olur: Aristo, Thophrastus, Samistiyos, Proclus ve Farabi ile İbn Sina gibi filozofların görüşüdür.

c) Özü kadim, sıfatları hadis olur: Bu görüş de, Aristo'dan önce yaşamış olan Tales, Phisagor ve Sokrat gibi... filozofların görüşüdür.

d) Özü hadis, sıfatları kadim olur: Bu görüş kainatın sıfatlarının kadim, özünün hadis olması demektir ki, bunu hiçbir alim iddia edemez (Fahreddin er-Razi, el-Muhassa, Kelama Giriş çev. Hüseyin Atay, Ankara 1978, s.109-113). Yukarıda işaret edilen cevher ve cisimlerin hudusundan alemin hudusuna ve dolayısıyla da Allah'ın varlığına ulaşmanın Hz. İbrahim'in metodu olduğu söylenir. Zira, Hz. İbrahim Kur'an-ı Kerim'de geçtiği üzere yer ve gökte hüküm süren ilahi kudretin tecellisini görmek ve sağlam bir kanaate varmak için yıldızlardan başlayarak, sonra ayın ve daha sonra da güneşin doğup batmasını yani önce görünüp sonra yok olmasını dikkate alarak, "Ben sönen, batanları sevmem..." demiştir (el-En'am, 6/75-79). Hz. İbrahim'i bu sonuca ulaştıran şey, değişikliğe uğrayan cisimlerin hadis oluşu ve O'nun anlayışındaki ilahi tecellinin ise, doğup batmayan, kaybolmayan yani hadis olmayan; kısacası, daim ve kadim olan bir varlık olmasıdır. İşte o da Yüce Allah'tır.

Abdurrahim GÜZEL


Bu bilgi faydalı oldu mu ?

 

Kelime Türü Nedir ?

Bu kelime Dini bir Terimidir.

Sizde içinde Hadıs kelimesi geçen bir şeyler paylaşın !

Hadıs kelimesi anlamı 7 defa okunmuştur. [241909] Hadıs kelime anlamı, Hadıs nedir, Hadıs ne demek, Hadıs sözlük anlamı

Paylaş